Partiler, 'gerekçeli bildirge' yazıyor
Ankara’nın en sağlam kulis yerlerinden biri de yabancı ülkelerin resepsiyonlarıdır.
Diplomatların soru ve meseleye yaklaşımlarından, davete katılan Türklerin aktarımlarından bolca kulis bilgisi çıkar.
Kraliçe’nin yaş günü dolayısıyla dün öğlen İngiltere Büyükelçisi’nin verdiği resepsiyonda da bu unsurların hepsi vardı.
İki gündür her partiden siyasilerle yaptığım görüşmeler ve dün resepsiyondaki sohbetler de gösterdi ki koalisyon modelleri iki ana aks üzerinden yürüyor.
İKİ ANA AKS...
İki akstaki, AK Parti ve CHP’nin kilit partisi ise MHP...
AK Parti aksında üç model var: CHP veya MHP ile koalisyon veya HDP’nin içeriden veya dışarıdan desteğiyle oluşacak hükümet.
AK Parti, HDP’nin içeriden veya dışarıdan desteğindeki hükümetin kendisi açısından yaratacağı sıkıntıyı görüyor; talep etmiyor.
HDP ile dayanışmanın toplumsal tabanındaki milliyetçi oyların, batıda kaçışa yol açacağından kaygı duyuyor.
MHP ise 17/25 Aralık soruşturmasının yargıya taşınması, Cumhurbaşkanı’nın Anayasal sınırlar içine çekilmesi ve Saray’ı boşaltması başta olmak üzere ağır şartlarının kabulü halinde AK Parti ile hükümet olabileceğini söylüyor.
Aslında MHP aynı toplumsal tabana hitap eden koalisyonlardan, küçük partinin zararlı çıktığını bildiği için pazarlık kozunu yüksek tutuyor.
‘ÖNGÖREMEDİK...’
AK Parti’nin kuruluşunda da yer almış, adının yazılmasını istemeyen eski bakanın, dün bir gazeteci arkadaşımla yaptığımız sohbetindeki sözleri ise genel psikolojiyi özetliyor:
“Çıkardığımız yasaların ve yaptırımların bir gün bize karşı uygulanabileceğini öngöremedik. AK Parti iktidarımız bitmez sandık. Dilerim muhalefette kalırız ve o yaptırımlar bize de uygulanır. İşte o zaman gerçek parti oluruz...”
‘TOST ARASI YAPARLAR...’
CHP aksında ise durum farklı, en büyük arzu MHP’nin içeriden veya dışarıdan koalisyonuyla oluşacak CHP azınlık hükümeti.
Bu modelde CHP’nin, MHP ile sınırı, süresi belli, siyasi her kuralı kamuoyu önünde imza altına alınmış protokol yapması öngörülüyor.
Ancak bu formül için MHP’nin yanında HDP’nin dış desteği de gerekiyor; o zaman da MHP yanaşmıyor.
Partide dillendirilen, “Biz desteği verelim, CHP eksiğini nereden karşılarsa karşılasın, bizim sorunumuz değil” yaklaşımları da MHP yönetiminde kabul görmüyor.
CHP’deki, AK Partili koalisyona karşı duruş ise en üst seviyesine ulaşmış bulunuyor.
Böyle bir koalisyonun “AK Parti hakkında ileri sürdükleri tüm iddiaları üstlenmek anlamına geleceğine” vurgu yapılıyor.
Cumhurbaşkanı Erdoğan ile AK Parti bürokrasisinin arasında “CHP’nin tost arası olması” ihtimaline dikkat çekiliyor.
“DYP-SHP koalisyonunda bize düşen 13 bakanlıktan 5’inin müsteşarını bile değiştiremedik” anımsatmasında bulunuluyor.
Ankara’da istisnasız bütün partiler “Sorumluluk bende değil” oyunu için sahne hazırlıyor.
Görüşlerine saygı duyduğum bir siyasi büyüğümün dünkü tanımıyla, “herkes yeni bir seçimin gerekçeli bildirgesini” hazırlıyor.
Yeniden seçim ihtimaline karşı “Ben uğraştım ama öbürüne kabul ettiremedim” demenin yolunu hazırlıyor.