Oran mı, sayı mı?
SANDIĞA 11 gün kala nasıl bir sonuç vereceğini kimse kestiremiyor.
Bunun nedeni, günlerdir dolaştığım onlarca ilin hemen hepsinde karşılaştığım kararsızlar ya da siyaset deyince içe büzülen sessiz kitleler.
Bu nedenle siyasi parti yöneticileri hesap yapmakta zorlanıyor.
Yapsa da oran ile sayının birbirini tutup tutmayacağını hesap edemiyor.
Örneğin, barajı geçtiği konusunda şüphe kalmayan HDP’nin İzmir’de çıkaracağı milletvekili sayısı CHP açısından ciddi bir handikap oluşturuyor.
Benzer durum Şanlıurfa’da, Mersin, Gaziantep, Adana’da AK Parti için de geçerli.
Diyelim ki CHP son seçimden bu yana oylarını 4 puan artırdı ve % 30’a geldi.
Bu, milletvekili sayısının da artacağı anlamına gelmiyor.
Partinin etkin isminin dün anlattığına göre, CHP’nin İzmir’de geçen seçim olduğu gibi bir bölgeden % 44 ile 7, diğerinden % 43 ile 6 milletvekili çıkarması olası değil.
Aynı sayıyı yakalayabilmek için en az 9 puan daha üstüne koyup % 53’ü aşması gerekiyor.
Benzer durum diğer partiler için de geçerli.
ARTARKEN DÜŞER
Nitekim, yerel seçimde yapılan bir simülasyonda da sandıktan çıkan sonuçların 2011 sonucunu vermediği görülmüştü.
CHP yöneticilerinin 2014 yerel seçim sonuçlarını baz alarak yaptıkları simülasyonda, 2011’de 327 milletvekili çıkaran AK Parti’nin Meclis’teki sandalye sayısını 271-273’e; 135 milletvekili çıkaran CHP’nin de 131-133’e düşürdüğü görülmüştü.
Bu işten en kârlı çıkacak olanın da 53 milletvekili bulunan MHP ile % 10 barajını aşacak HDP olacağı da o günden kayda geçirilmişti.
Dolaştığım yerlerde gördüklerim de o gün yapılan simülasyonu doğruluyor; AK Parti veya CHP’den kaçan oylar MHP ve HDP’ye yarıyor; bileşik kaplar gibi birlikte yükselip düşüyor.
‘YÜREĞİM RAHATLASIN’
Geçen seçimden farklı olarak hem önseçimi yapmış olmasından, hem de iyi bir seçim beyannamesi sunması dolayısıyla avantaj elde eden CHP, son haftaya girilirken alanda daha cevvalleşmiş.
Bunda genel merkezden gelen talimatların da etkisi olmuş.
Örneğin, adaylardan AK Parti’ye dönük olarak “hırsızlık suçlamasında bulunmamaları” istenmiş.
Bunun CHP’ye meyletmiş seçmen üzerinde olumsuz etki yarattığı görülmüş.
Benzer şekilde Diyanet İşleri Başkanlığı çerçevesinde de polemiğe girmemeleri konusunda uyarılmışlar.
CHP’nin etkin isimlerinden biri dünkü sohbetimizde bunları anlattıktan sonra, “Diyanet’i kaldıracak mısınız diye soruyorlar, yanıt vermeden uzaklaşmayı tercih ediyorum” dedi.
Dilediği gibi “ağzını doldura doldura” karşı propaganda yapamamış olmanın verdiği sıkıntıyı da esprili bir dille şöyle anlattı:
“Bazen şu Selahattin’in (Demirtaş) mitingine gideyim de yüreğimi bir serinletip geleyim dediğim zamanlar da olmuyor değil...”
TUNCELİ KARARI
Bu arada parti meclisinin etkin isimlerinin bu haftadan itibaren CHP Lideri Kılıçdaroğlu’nun memleketinde tam saha çalışmaları da karara bağlanmış.
Bu dönem aday gösterilmeyen Kamer Genç de ABD’deki tedavisini tamamlayıp dönmüş ve parti çalışmalarına katılmak için Tunceli’ye gitmiş.
Görünen o ki, bu seçimde sandık karşımıza ilginç sonuçlar çıkaracak.