Takipde Kalın!
Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
Gündem Ekonomi Dünya Spor Magazin Kadın Sağlık Yazılar Teknoloji Gastro Video Stil Resmi İlanlar

KADROLARININ ideolojisi gereği, mücadelesinin ana odağında 1990’lara kadar sermaye karşıtlığı vardı.

İşçi, köylü sınıfı odaklı politikasında, sermayedarlardan uzak durmaya gayret ederdi.

Genel başkanlık koltuğuna oturduğu günlerde gerçekleşen sohbetimizde Kılıçdaroğlu bu politikalardan uzaklaşacaklarını, sermaye karşıtlığı yerine, onunla kol kola girip üretim politikalarına yöneleceklerini söylemişti.

Kılıçdaroğlu’nun sermayeyle barış projesi tutmuş.

Hatta bir adım da ileri gitmiş.

CHP’NİN YENİ KESKİN’İ

Bütün bunları anlatmamın nedeni ise CHP’nin Ankara İl Başkanlığı’na getirilen Adnan Keskin’in dün gazetemize gerçekleştirdiği ziyaret.

Hemen belirteyim, İl Başkanı Keskin’in, eski genel sekreter ile sadece isim benzerliği var.

İl başkanının kimliğine gelince...

Öncelikle Ankara’nın sanayi üssü OSTİM bünyesinde kurulu İşadamları Derneği’nin başkanı.

Otomobil, gıda ve özellikle askeri alanda ileri teknoloji uygulayan boyama ve kaplama sanayiiyle ilgili üç firması var.

Temelli Beldesi’ne yakın Mühye bölgesinde kurulu Anadolu Organize Sanayi Bölgesi’nin de yöneticileri arasında.

Özetle, Ankara’da doğup büyümüş bir sanayici, ilk kez CHP’nin il başkanlığı görevini üstlenmiş.

Belki bundandır, sohbetimiz de ilginç bir zeminde gerçekleşti.

Çünkü geçmişte de il başkanları ziyaretimize gelir, sohbet hükümet politikalarıyla başlar, parti politikalarına döner, bireysel çekiştirmelerle de biterdi.

Oysa dünkü sohbette ne öteki çekiştirmesi vardı, ne ideolojik yaklaşımlar söz konusuydu, ne de bir tek bireysel çekiştirme.

İl Başkanı Keskin, 1.5 saat boyunca sadece partinin yeni politikalarını anlattı.

Şunu da belirtmeden geçemeyeceğim; ilk kez bir il başkanından ilçe belediye başkanlarının yaptıkları hizmetleri dinledik.

‘KAVGAYA GELMEDİM’

Üretime, sanayiye dayalı iş ve gelir getirici politikalarını sıraladı.

“Ben iktidarın herhangi bir ferdiyle kavgaya gelmedim, arkadaşlarımı da böyle bir kavganın içine sürüklemem” dedi.

İktidarın sosyal yardım projelerini de eleştirmedi, aksine “bunların daha adaletli şekilde, daha fayda getirici organizasyonlarla dağıtılması” gerektiğinin altını çizdi.

Yakın gelecekte “dışarıdan gelen sıcak paranın kesilmesi dolayısıyla” daha sıkıntılı günlerin geleceğine de işaret etti.

Buna uygun sosyal politikaların geliştirilmesine acil ihtiyaç duyulduğunu vurguladı.

En dikkatimi çeken sözü de şu oldu:

“Son yıllarda sanayiye dayalı projeler neredeyse yok; olan da güç şartlar altında gerçekleştiriliyor. Bir General Motor, Bosch boyutunda şirketimiz yok. Bırakın üretime dönük sanayi yatırımına desteği, orta ve küçük boy sanayiye dahi destek yok. Bunları konuşmamız gerekirken nelerle uğraşıyoruz.”

Kurulu sanayinin ağırlıklı bölümünün de ithalata dayalı olduğunu söyledi, “Dışarıya sattığımız 100 Euro’luk malın 82 Euro’su ithal” dedi.

Sanayi, üretim, işsizlikle başladı, belediye hizmetleriyle noktaladı.

Giderken de “İzmir İl Başkanlığı’mıza da benim gibi bir sanayici geldi” haberini verdi.

Şurada Paylaş!
Yazı Boyutua
Yazı Boyutua
Diğer Yazılar