Takipde Kalın!
Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
Gündem Ekonomi Dünya Spor Magazin Kadın Sağlık Yazılar Teknoloji Gastro Video Stil Resmi İlanlar

CUMHURBAŞKANI seçildikten hemen sonra Anayasa’dan kaynaklanan yetkisini kullanacağını açıkça söyledi.

Hangi konseptte gerçekleştireceğini de açıkladı.

“Milli Güvenlik Kurulu toplantıları gibi” dedi.

Ne zaman ki İzmir Milletvekili Binali Yıldırım toplantının tarihini “5 Ocak” olarak açıkladı, ortalık hareketlendi.

Başbakan Davutoğlu o tarihte toplantı olmayacağını, Yardımcısı Arınç ise Yıldırım’ın tarih belirleme hakkına sahip olmadığını söyledi.

Son noktayı dün Erdoğan koydu: “Bakanlar Kurulu, 19 Ocak’ta başkanlığımda toplanacak...”

İSTEDİĞİ OLMADI

Bu ne ilk ne de son olacak.

Nitekim, Özal da Akbulut ve Demirel hükümetlerinin toplantılarına üçer kez başkanlık etti.

Hatta göreve gelmesi için çaba gösterdiği Akbulut kabinesi toplantılarının ikisinden de istediği kararı çıkaramadı.

Bunlardan biri Zonguldak maden işçileriyle ilgili toplantıydı. Özal, Akbulut’un işçilerle görüşmesini istemiyordu.

Toplantıda, “Yıldırım, onlarla görüşmeye gitmeyeceksin. Ses vermiyorsun ama gidersen Türkiye’nin ekonomideki kazanımlarını yok etmiş olursun” dedi.

Baktı ki istediği olmayacak, öfkelendi, toplantıyı sonlandırdı.

Akbulut da bildiğini yaptı, Şemsi Denizer başkanlığındaki işçileri Ankara girişinde karşılayıp geri dönmelerini sağladı.

ÖZAL BASKINI

Bir diğeri Körfez Savaşı’yla ilgiliydi.

BM Güvenlik Konseyi’nden Irak’a yönelik yaptırım kararları çıkmış, bu kapsamda ABD Dışişleri Bakanı da bölge ülkeleri gezisine çıkmıştı.

Özal, ABD’li bakandan önce kabineyi topladı ve “Geldikten sonra kararlar alırsak onlar istedi olur” diyerek ön aldı ve Kerkük- Yumurtalık petrol boru hattını kapattırdı.

Körfez Savaşı ile ilgili bir diğer toplantı ise baskın niteliğindeydi.

Özal, Türk Silahlı Kuvvetleri’ni yabancı ülkeye gönderme yetkisinin Bakanlar Kurulu’nda olduğunu savunuyordu.

Akbulut ise Meclis kararı olması gerektiğine inanıyordu.

Bu konuları görüşmek için 12 Ocak 1991’de Bakanlar Kurulu’nu topladı.

Toplantı yeni başlamıştı ki Cumhurbaşkanı Özal’ın makam aracı Başbakanlık binasının önünde belirdi.

Geleceğinden kimsenin haberi yoktu.

Bir gece önce Başbakanlık Konutu’nda Akbulut’un milletvekilleriyle toplantısını basıp tartışan Özal, sabah da Bakanlar Kurulu toplantısını basmıştı.

Akbulut, dünkü sohbetimizde o günü şöyle anlattı:

“Toplantı halindeyken haberimiz olmadan çıktı geldi, toplantıya başkanlık yaptı. Bizim vereceğimiz kararın çok önemli olduğunu, Silahlı Kuvvetler’in yurtdışına Bakanlar Kurulu kararıyla gönderilebilmesi gerektiğini söyledi. Biz ise bu konuda Meclis’in karar vermesi gerektiğini düşünüyorduk. Konu tartışıldı ve bizim ısrarımız yönünde karar çıktı.”

Özal, Bakanlar Kurulu’na baskın düzenleyip toplantıya başkanlık etmiş ancak sonuç alamamıştı.

Akbulut’a, Cumhurbaşkanı’nın Bakanlar Kurulu’na başkanlık etmesine nasıl baktığını sordum, “Anayasal hakkıdır” deyip ekledi:

“Hangi sıklıkta ve şartlarda başkanlık edeceği takdirine bağlı. Çok sık olması gerekmez, ama gündem yetki verdikçe olabilir. Kimse de ‘Sen bunu niye kullanıyorsun?’ diyemez. Parlamenter sisteme uyup uymadığı da tartışılır, orasını da bilemem.”

Özal, Demirel hükümetinde de üç kez kabineye başkanlık yaptı; Sezer ve Gül bu yetkiyi hiç kullanmadı.

Cumhurbaşkanı’nın Bakanlar Kurulu’na başkanlık etmesi her dönem tartışmalı oldu.

Şurada Paylaş!
Yazı Boyutua
Yazı Boyutua
Diğer Yazılar