Bir yangının kıyısında...
Siz hiç 14 yaşında kendinizi, anne ve babanızdan daha olgun, daha yetişkin biri gibi hissettiniz mi? Ailenin birliğini korumak size kaldı mı? “Yangın Yeri” (Wildlife) bu sorulara “Evet” diye yanıt verebilecek bir çocuğun öyküsünü anlatıyor.
Filmin ilk bölümdeki aile ve ev sahnelerinde Joe (Ed Oxenbould), sorun çıkarmak istemeyen sakin, uyumlu bir ergen olarak çıkıyor karşımıza. Hikâye ilerledikçe böyle lüksleri olmadığı anlaşılıyor zaten... Mesela okul değiştirmekten hoşlanmadığı belli ama “Geçen seneki matematik kitabını okuyoruz” demek dışında pek şikâyet etmiyor. Nerdeyse bütün öğrenim hayatı okul değiştirmekle geçen bir çocuk için beklenmedik ölçüde anlayışlı, sabırlı...
“Onun kişiliği böyle... Doğuştan olgun çocuk” deyip geçmek mümkün. Ama işin aslı, Joe'nun ergenliğini sürekli arıza çıkaran mızmız bir evlat olarak geçirme şansı pek yok. Çünkü evde daha ciddi sorunlar var...
Babası Jerry Brinson (Jake Gyllenhaal), girdiği işlerde kalıcı olamayan, sürekli şehir ve ev değiştirmekten çekinmeyen biri. Yeni umutlar uğruna eşini ve oğlunu sürüklediği Montana'nın küçük bir kentinde işler yolunda gitmeyince moral olarak çöküyor. İşten çıkarıldığı golf kulübünden -büyük ihtimalle kendisini seven müşterilerin isteğiyle- geri çağrılsa da “Artık orada çalışmak istemiyorum” diye kestirip atıyor. Üstelik başka seçeneği yok. Onu bekleyen işsizlik ve parasızlık...
Eşi Jeanette Brison (Carey Mulligan), güler yüzlü, anlayışlı ve sabırlı davranıyor önceleri... Hemen gidip iş buluyor ama Jerry'nin gururu uğruna eski işine dönmemesine tepki gösteriyor. Joe da bir fotoğrafçının yanında çalışmaya başlıyor.
Jerry'nin tüm bunlara tepkisi çekip gitmek, daha doğrusu ortadan kaybolmak oluyor. Yakınlardaki büyük bir orman yangınının söndürme çalışmalarına katılmak üzere evden ayrılıyor. Neredeyse boğaz tokluğuna çalışacağı bir iş için ailesini bırakıp gitmesi, Jeanette'i çok öfkelendiriyor ve asıl mesele de zaten o noktadan sonra başlıyor...
“Yangın Yeri”, Richard Ford'un romanından yapılan bir uyarlama... Romanı bilmiyorum ama insanların bir türlü kontrol edemediği orman yangını filmde hayatın içindeki kontrol edemediğimiz sorunların bir metaforu olarak kullanılıyor.
Senaryonun altında yönetmen Paul Dano ve Zoe Kazan'ın imzası var. Açıkçası her an kadın düşmanlığına sapabilecek hassas bir hikâye bu... Hatta bazı seyirciler o sapmayı belki kendi zihinlerinde yaşayabilir ama film, bundan hiç korkmuyor... Doğrusu, senaryo yazarlarının bu kendine güvenini sevdim. Çünkü filmden zihnine doğru akan verileri dikkatle takip eden, sabırlı, duyarlı bir seyircinin Jeanette'i suçlama kolaycılığına düşeceğini pek sanmıyorum... Bir kadının Jerry'nin bencilliğine ve sorumsuzluğuna tahammül etmesi kolay değil. Jeanette, sonuçta, birçok insan gibi eşinin benmerkezciliğine tepki gösteriyor, çıkış yolu arıyor ve aşırı duygusal davranıyor. Joe'ya karşı yalan ve ikiyüzlülükten uzak durmaya gayret ediyor. Duygularını, onun önünde yaşıyor... Öte yandan, kesinlikle güçlü ya da mükemmel biri değil. Hatalar yapıyor, Joe'yu bazen zor durumlara düşürüyor.
“Yangın Yeri”asabi ve sorunlu ebeveynlerini idare etmeye çalışan bir ergenin hikâyesi... Seyirci, elbette Jerry'yi ya da Jeanette'i suçlayabilir, yargılayabilir. Ama Joe'nun böyle bir şansı yok. Onun derdi suçlamak, yargılamak değil. Sorunları çözmek, yaraları sarmak, ailede oluşan çatlakları onarmak... O, bizim gibi olayların seyircisi değil, öznesi... Başka anne ve babası yok. İşte final sahnesi, tam da bu nedenle duyarlı ve anlamlı...
Çocuklar anne babaların yürümeyen ilişkilerini kurtarabilir mi? Ayrıca, kurtarmaları ne kadar doğrudur? Bir çocuk için sürdürülen mutsuzluğun kime ne yararı olabilir ki? Film bu konuların tartışmasına hiç girmiyor. Bunun yerine bir çocuğun “evde huzur özlemi”ni gösteriyor bize...
Sürekli ruhsal gelgitler arasında yaşayan anne babasının karşısında, içindeki fırtınaları dışarı yansıtamayan Joe rolünde genç Ed Oxenbould'un naif oyun tarzı bence filmin parlak fikirlerinden biri...
1960'lı yılları sıcak ama pastel renklerle yansıtan görüntü yönetmeni Diego Garcia'nın özellikle dış çekimlerdeki doğal renk paletini sevdiğimi de not etmek isterim.
“Yangın Yeri”, belki iddialı, cazibeli, çarpıcı bir film değil. İyi niyetli bir aile filmi olmak için gösterdiği çaba itibarıyla biraz naif kaçıyor ama yine de hikâyesini iyi anlatıyor ve seyircisini yakalamayı başarıyor.
Filmin notu: 7
- Çöl tozu, motor sesi ve Furiosa1 gün önce
- Üç film, tek hikâye3 gün önce
- 'Yurt': Baskıyla büyümek…1 hafta önce
- Bir rekabet komedisi: 'Çılgın Kahvaltılık'1 hafta önce
- 'Maymunlar Cehennemi' efsanesi sürüyor2 hafta önce
- Yasaları umursamayan ataerkil düzen2 hafta önce
- Aşk ve özyıkım3 hafta önce
- Manastırda gerilim ve dehşet: 'Arınma'3 hafta önce
- Dublörlere yazılmış aşk mektubu3 hafta önce
- 'Gün eksilmesin penceremden'1 ay önce