Karayipler hep bildiğiniz gibi...
Başrollerinde Johnny Depp ve Javier Bardem’i izlediğimiz “Karayip Korsanları: Salazar’ın İntikamı” (Pirates of the Caribbean: Salazar’s Revenge) serinin ruhuna ihanet etmeyen eğlenceli bir aksiyon. Genç oyuncu Kaya Scodelario filmde bir yıldız gibi parlıyor
Yazarlar ve yönetmenler değişse de Karayip Korsanları serisinin formülü hep aynıdır. Eski usul kılıç şıkırtılı korsan filmleri, çağdaş aksiyon ve özel efekt sinemasıyla buluşur. Fantezi-macera türündeki öyküler gerçekçilikten epey uzaktır. Serinin hamurunda, filmlere baştan sona hükmeden bir mizah duygusu vardır. Johnny Depp’in canlandırdığı Kaptan Jack Sparrow ise komedinin sigortasıdır... 2003’teki ilk film, türe özgün, farklı bir kıvam getirdiği için değerliydi. İkinci filmden itibaren yazarlar, ilk hikâyenin lezzeti ve tazeliğini bir daha yakalayamadılar. Daha çok fantezi türünün klişelerine başvurdular. Mitolojiden ve eski denizcilik efsanelerinden esinlendiler. İngiliz sömürgeciliğinin hüküm sürdüğü Karayipleri, öbür dünyadan gelen ölülerin var olduğu macera dolu gizemli, büyülü bir coğrafyaya dönüştürdüler.
POSEIDON'UN MIZRAĞININ PEŞİNDE
Senaryosunu Jeff Nathanson’un yazdığı, Espen Sandberg ile Joachim Ronning’in yönettiği beşinci film de aynı formülü takip ediyor. Jack Sparrow dördüncü filmde olduğu gibi “kırmızı ceketlileri”, yani İngiliz ordusunu önce karada madara ediyor. İlk 30-40 dakika boyunca, kaçma kovalamaca sahneleri peş peşe geliyor. Sparrow’un kaderi, kendisi gibi İngilizlerden kaçan firari er Henry (Brenton Thwaites) ve cadılıkla itham edilen gökbilimci Carina’yla (Kaya Scodelario) kesişiyor. Henry, babasının üzerindeki laneti kaldırmak için Poseidon’un üç uçlu mızrağını bulmaya çalışırken yetim Carina da ona yardım ediyor. İkisi güçlü arzuları ve gençlikleriyle filme enerji, ciddiyet ve duygu yüklerken, Jack Sparrow her zaman olduğu gibi çevresinde olup bitenleri önemsemeden kafasına göre takılıyor.
GENÇ SPARROW ÇOK EĞLENCELİ
“Karayip Korsanları”nın mizahı, en başından beri biraz da Sparrow’un kayıtsızlığı ve gailesizliği üzerine kuruludur. Sparrow’un diğer karakterler gibi büyük tutkuları yoktur. Onun için önemli olan, kafayı çekmek, hayatta kalmak ve her koşulda eğlenmenin yolunu bulmaktır... Serinin ironisi, onun bu boşvermiş halleriyle çevresindekilerin hırsları, marazî emelleri ve yoğun duyguları arasındaki kontrasttan beslenir. Bu filmde de Javier Bardem’in canlandırdığı İspanyol denizci Salazar’ın Sparrow’a yönelik çılgın öfkesi ve intikam tutkusu benzer bir etki bırakıyor. Özellikle Şeytan Üçgeni’nin girişinde geçen ve Johnny Depp’in bilgisayar marifetiyle 20’li yaşlarındaki haliyle karşımıza çıktığı sahne çok eğlenceli... Bu sahne Karayip Korsanları serisinin özünü de açık ediyor. Birileri hırsının, kibrinin kurbanı olurken Sparrow esnekliği ve hayatta kalma becerisiyle yine paçayı kurtarıyor.
ÖYKÜ PEK PARLAK DEĞİL
“Karayip Korsanları” zeki, güçlü ve güzel genç kadınlarıyla da öne çıkar. Kaya Scodelario, filmin belki de en iyi yazılmış karakteri Carina Smyth’de üstüne düşeni fazlasıyla yapıyor, doğal güzelliğiyle bir yıldız gibi parlıyor. Carina’nın kendisine cadı diyen askerler ve korsanları zekâsıyla rezil ettiği sahnelerin çok hoş olduğunu da belirtelim...
Meraklıları serinin yeni filmini kaçırmasın ve sürprizlere hazırlıklı olsun. Ama öyle çok parlak ve manalı bir öykü de beklemesinler...
Filmin notu: 6
- Üç film, tek hikâye18 saat önce
- 'Yurt': Baskıyla büyümek…4 gün önce
- Bir rekabet komedisi: 'Çılgın Kahvaltılık'1 hafta önce
- 'Maymunlar Cehennemi' efsanesi sürüyor1 hafta önce
- Yasaları umursamayan ataerkil düzen2 hafta önce
- Aşk ve özyıkım2 hafta önce
- Manastırda gerilim ve dehşet: 'Arınma'3 hafta önce
- Dublörlere yazılmış aşk mektubu3 hafta önce
- 'Gün eksilmesin penceremden'4 hafta önce
- Amerikan 'İç Savaş'ını hayal etmek1 ay önce