Gizem dolu Schwerin
Gizemlerle dolu derin bir sakinliğe sahip Schwerin, kuzey şehirlerine çok benziyor ama Doğu Almanya’nın tipik özelliklerine de sahip. Kalesi çok güzel olan bu şehirde, çok çok fazlası var. Ayrıca çok da fantastik...
Yedi Göller Şehri, Kuzey’in Floransa’sı gibi isimlerle anılsa da Schwerin hiç biri değil! Kendine özgü bir hali var. Sakin, dingin, şık ancak ne zaman ne olacağını kestiremiyorsunuz. Filmlerdeki gibi; her an büyük bir şey olabilecekmiş gibi bekliyorsunuz. Aslında biraz fantastik... Parke taşlı ıssız sokaklarından Slav Oboritre Kabilesi’nden bir atlı çıkıp koştururken, bir anda dev bir orkestrayı da karşınızda bulacakmış gibi hissediyorsunuz. Gizemlerle dolu derin bir sakinlik bu...
Almanya’da yaşayan bir arkadaşım Schwerin’i anlatırken “Almanya’daki en güzel kalelerden biri oradadır mutlaka görmelisin” dedikten sonra “Başka da özel bir şey yok” diye ilave etmişti. Gerçekten Schwerin Kalesi, Almanya’da gördüğüm kalelerin en güzellerinden biri ama arkadaşımın söylediğinin tersine şehirde gezip görülecek çok şey var. Kuzey şehirlerine benziyor Schwerin ama önemli bir farkla, göllerle iç içe kurulmuş bir şehir. Bu göllerden en büyüğü 60 kilometre karelik Schwerin Gölü. Şehri 11. yüzyılda Slav Kabileleri’nden Oboritreler kurmuş. Ardından tarihteki pek çok şehir gibi el değiştirmiş. 2. Dünya Savaşı’nın ardından da Doğu Almanya’nın bir parçası olmuş iki Almanya birleşene kadar.
Arkadaşımın şehri ya görmemiş ya da bazen bana da olduğu gibi görememiş. Bazen görmeye hazır değilsinizdir, ya kafanız başka bir yerdedir ya da aceleniz vardır geçer gidersiniz.
Schwerin öyle geçip gidilecek bir yer değil.
YAPBOZ BİR TABLO GİBİ
Schwerin Kalesi, gölleri, Paul Kilisesi, eski şehirdeki Arnavut kaldırımlı sokakları, küçük binaların köşelerine ilişmiş tarihi lokantaları ve kafeleri ile keşfedeceğiniz pek çok şey var. Öyle ya bin yılı aşkındır yaşanan bir şehir Schwerin. Gölün kıyısındaki dev parklar, ağaçlar, ressamlara esin verecek güzellikte. Zaten su olan şehir güzeldir.
DOĞU ALMANYA’NIN GİZEMİ
Doğu Almanya’ya hep bir sempatim vardır. Sinemaya, özellikle de casusluk ve tarih filmlerine ilgi duyduğumdan olsa gerek... Doğu Almanya ve Stasi sayesinde ne casusluk filmleri izledik; böylece belli bir döneme de tanıklık ettik. Başta Berlin olmak üzere daha önce yazdığım Dresden, Lübeck ve şimdi de Schwerin gibi geçmişin Doğu Alman şehirlerine, yıkılanların yerine yenisi yapılmasa da en azından olduğu gibi korunarak yıkmadan, yok etmeden sahip çıkılmış.
ALMANYA’NIN EN KÜÇÜK BAŞKENTİ
Mecklenburg-Vorpommern eyaletinin başkenti Schwerin, iki Almanya’nın birleşmesi sonrası bu unvanı almak için Rostock ile kapışmış. Nüfusu 100 binin altında, Rostock ise 200 binin üzerinde bir nüfusa sahip. Kaynaklar 8. yüzyılda gölün üzerinde bir kale olduğundan bahsediyor. Heinrich der Löwe ile savaşan Slav Prensi Niklot, kaleyi yakıp yıkmış. Kale ve şehir yeniden inşa edilmiş. Ve tabii ki özenle korunmuş bu şehre bakarken, özellikle ara sokakları gezerken, ‘Ne güzel bir yermiş’ diyorsunuz.
TREN'E RAKİP
Uzun zamandır Avrupa otobanlarında gördüğüm yeşil otobüsler ilgimi çekiyordu. 2013’te Münih’te kurulan Flixbus, Deutsche Bahn’a rakip gösterilmişti. Almanya’nın hemen her şehri arasında ucuz ve konforlu seyahat için yola çıkan Flixbus, şimdi neredeyse Avrupa’nın her köşesine gidiyor. Ben de bir süredir yollarda rastladığım markayı geçtiğimiz hafta deneyimleme fırsatı buldum. Avrupa’nın hemen her şehrine giden Flixbus fiyat konusunda tren ile ciddi rekabette. Tren biletleri bazı zamanlar uçak ücretleri ile aynı hatta pahalı olabiliyor. Flixbus’ta ise fiyatlar 9 Euro’dan başlıyor. Mesafeye göre ortalama 15-20 Euro’ya pek çok yere gidebiliyorsunuz. Tüm otobüslerde internet iletişimi var. Mesela Berlin’den Milano’ya 25 Euro’ya gitmek mümkün.
PIRLO
Futbolcular da aslında bir çeşit zamane seyyahları. Bunlardan biri de futbol hayatı Kuzey İtalya’nın çeşitli şehirlerinde geçen Andrea Pirlo... Brescia’da başlayan futbol yolculuğunda Milano’da uzun yıllar geçirdi. Bir sezon Reggina’ya uğradı, Milanolu yılları uzun bir Torino macerası izledi ve New York’ta son buldu. Zamanlamaları uysaydı bu yolculuğa çok istediği Real Madrid ve Barcelona yıllarını ekleyebilecekti, ancak her ikisinde de kulübü izin vermedi. Pirlo kendi jenerasyonunun en özel futbolcularından biri oldu. Futbolun icadından 100 yıl sonra bile hâlâ yaratıcılık, yenilik ilave eden adamlardan biri Pirlo. O da bıraktı. Ardında şahane bir kariyer ve bunu samimi bir üslupla anlatan bir biyografi kitabı da yazdı. Soyunma odaları, sözleşme hikâyeleri ile samimi akıcı bir kitap. Onun bu yolculuğuna tanıklık etmek için güzel bir fırsat.
Schwerin, göllerle içiçe kurulmuş bir şehir.Bu göllerden en büyüğü60 kilometrekarelikSchwerin Gölü.
ETKİNLİK BOL
Schwerin Statt Museum’da 16. ve 18 yüzyılların, Orta ve Modern çağların Flaman ve Hollandalı ressamlarının eserlerinin koleksiyonları bulunuyor. Schwerin’de film, fotoğraf, sanat ve tarihi pek çok festival var. İlave olarak her yıl haziran ayında LGBT - Christopher Street Day ve Drachenboot (Dragon Tekne) festivali, şarap festivali düzenleniyor. Bu festivaller başta Rostock, Hamburg, Berlin ve hatta Polonya’dan pek çok ziyaretçi alıyor. Anlayacağınız küçük bir şehir için çok fazla etkinlik var Schwerin’de.