Ümit hocadan şah mat!..
Galatasaray’ın bu maçı kazanması mümkün değildi.
Havası bin beş yüz (!), ayağı yere basmayan, şımaran, kontrolsüz oynayan, aşırı özgüven duyan, rakibin her türlü tuzağına düşen, Ümit Özat’ın çelik çomak gibi oynadığı ve Fatih Terim’in son derece formsuz olduğu bir Galatasaray izledik.
Yani sonuna kadar yenilgiyi hak etti Galatasaray.
Gençlerbirliği de bir o kadar hak etti galibiyeti.
Aslında maç ilk yarıda bitebilirdi.
16. dakikada, Deniz’in Muslera’yı çalımladıktan sonra boş kaleye vurmak yerine kayarak düşmesi müthiş bir şanstı Galatasaray için.
İlk 45 dakika için ‘rezalet’ kelimesini kullansak abartmış olmayız Galatasaray adına. Sadece Selçuk’un şutu vardı, biraz da Fernando’nun mücadelesi... Hepsi o kadar. Koskoca 45 dakika böyle geçti.
Bu sezon hiç bu kadar kötü bir Galatasaray izlememiştik. Galatasaray gibi bir takımın, belki de şampiyonluk maçında bu kadar kötü olması hiçbir şekilde açıklanamaz. Bu ligi sadece kendi sahandaki maçlarla kazanamazsın. Dün sezonun en önemli fırsatını kaçırdı Galatasaray.
İkinci yarı tamamen Galatasaray’ın baskısı altında geçti. Ancak o kadar bilinçsiz bir şekilde oynadılar ki kulübede Fatih Terim hiçbir şekilde takımını toparlayamadı. Bence Selçuk’u çıkarması hataydı. Niye çıkardığını da çözmüş değilim...
Uzun toplarla gol aradılar. Gomis ve Donk’un bulduğu iki fırsat vardı, hepsi o...
Kısacası 90 dakika koca bir fiyaskoydu.
Bir Manu’yu durduramadılar.
Gençlerbirliği’ni hiç mi izlemediniz? Ankara ekibinin en önemli silahlarından olan bu futbolcu hayatının en rahat maçlarından birini oynadı. Alper’e golü yürüye yürüye attırdı.
Maicon evlere şenlik. Serdar berbat. İlk yarıda Belhanda facia, Feghouli silik, Rodrigues’e bir şeyler olmuş! Yeşil Burun Adalı futbolcu sanki bırakmış, kafası başka yerde. Gomis konsantre değil. Galatasaray, ligin en önemli virajında koca bir hafta boyunca ne yaptı, gerçekten merak ediyorum!
Galatasaray’ın deplasman krizini Terim de çözemedi. Bana göre sorunun merkezi yabancı oyuncular. Bu oyuncular kendi sahalarında 50 bin kişiye oynadıkları zaman havaya giriyorlar, piyasaya oynuyorlar. Ama deplasmanda ne fizik ne kimya olarak oyuna ağırlıklarını koymuyorlar. Böyle olunca da zaten az olan Türk oyuncuların deplasmanda ön plana çıkması gerekiyor. O yüzden Terim, dün Selçuk’u çıkarmakla hata yaptı.
Tabii bir de şu var: Dünkü maçta Galatasaray’ın yedek kulübesinin özellikle bu tip kriz yüklü maçlarda ne kadar yetersiz olduğu ortaya çıktı. Sinan, Donk ve Eren ile bu işler olmaz.
Gençlerbirliği gerçekten müthiş mücadele etti, savaştı. Hakkı olan üç puanı aldı. Alper ve Manu sahanın yıldızıydı. Hopf güven vericiydi ve çok rahattı. Stoperler Claro, Pogba ve Politevich müthişti.
Galatasaray’ın bu futbolu ile şampiyon olması mümkün değil. Hele Başakşehir’i geçmesi, kendi sahasında olsa bile olanaksız. Yıllar önce Ankara’da Fenerbahçe son dakikada şampiyonluk bırakmıştı. Fenerbahçe 1-0 öndeyken Gençlerbirliği son dakikada Ahmed Hassan’ın golüyle beraberliği yakalamış ve rakibini şampiyonluktan etmişti. Dün Alper’in attığı gol bana onu hatırlattı.
ÜMİT ÖZAT:
Takımını maça müthiş hazırlamış. Rakibini iyi incelemiş. Satranç gibi maçta, Terim’i mat etti.
FATİH TERİM:
Son derece formsuz bir günüydü. Özat’ın tuzaklarına düştü. Takımını toparlayamadı. Oyun içinde hatalı teşhislerde bulundu.