Kriz, Güney Kıbrıs'ın bankacılık sistemini sarsıyor
Euro Bölgesi'nin bir üyesi olan Güney Kıbrıs ekonomisinde fırtınalar esiyor.
Milli gelirinin 8 katı büyüklüğündeki bankacılık sektörü zor günler geçiriyor. Bugüne kadar idare edilebilen Avrupa krizinin olumsuz etkileri, artık kontrolden çıkmış durumda.
Hafta sonu BBC televizyonunun bir söyleşi programına katılan Popular Bank'ın genel müdürünün açıklamalarını izledim. Gerçekten düşündürücüydü. Onun deyimiyle işin sonuna gelinmişti.
YUNANİSTAN İLİŞKİSİ ÇÖZÜMÜ ZORLAŞTIRIYOR
Güney Kıbrıs'taki ticari bankalar genelde bireysel mevduat toplayıp bu kaynakları Yunanistan'a kredi vermekle kullanıyorlar. Topladıkları kurumsal fonlar pek fazla değil.
Son IMF raporuna göre bu bankaların toplam aktifleri 92 milyar Euro. Üç büyük ticari bankanın sistemdeki payı ise yüzde 97.
Bugüne kadar bireysel tasarrufların mudileri tarafından bankalardan çekilmemesi belki de onlara yardımcı olan en önemli faktördü.
Ne var ki son haftalarda Yunanistan ve İspanya'da başlayan ve diğer sorunlu Euro Bölgesi ülkelerine de bulaşma olasılığı giderek artan mevduat çekilişleri, şimdi Güney Kıbrıs bankalarının en büyük riskini oluşturuyor.
Yunanistan ile bu kadar yakın ilişki kurmanın bedeli yeni yeni ortaya çıkıyor. Özellikle Yunanistan'ın Euro Bölgesi'nden çıkma söylentileri, bireysel mevduatların yavaş yavaş çekilip sorunları az olan başka ülkelere yönelmesine neden oluyor.
Bu, verdiği kredileri batan ya da geri alınması zor olan bankaların iflası demekten başka bir anlama gelmiyor.
Avrupa Merkez Bankası, sağlam ve fakat likidite sıkışıklığı çeken bankalara yardım edebiliyor. Banka batmış durumdaysa bu yardım da kesiliyor.
İşte şimdi Güney Kıbrıs bankaları bu safhaya geldi.
Yaşanan bu kadar ciddi bir bankacılık krizi, Kıbrıs sorununun çözümünü kolaylaştırır mı? Bekleyip göreceğiz.
Uluslararası yatırım pozisyonunda bozulma
Merkez Bankası mart ayı sonuna ilişkin uluslararası yatırım pozisyonu verilerini dün açıkladı.
Bu veri seti Türkiye'nin tüm döviz varlıkları ile döviz borçlarını içeriyor. Arasındaki fark ise "Net Uluslararası Yatırım Pozisyonu" (NUYP) şeklinde adlandırılıyor.
Dünkü veri bize NUYP'de son üç ayda önemli bozulmanın ortaya çıktığını gösteriyor. 2011 yılı sonunda eksi 325.9 milyar dolar olan NUYP, mart ayı sonunda 55 milyar dolar artarak 380.9 milyar dolara yükselmiş.
Son üç aydaki artışın kaynağını Türkiye'nin döviz yükümlülüklerindeki artış oluşturuyor. Döviz varlıkları 3 milyar dolar artarken, yükümlülüklerde 58 milyar dolarlık bir yükseliş ortaya çıkmış.
NUYP'nin 2006 yılının ilk çeyreği sonunda 189.2 milyar olduğu dikkate alınırsa son altı yılda 291 milyar dolar net artış gözleniyor.
Bunun nedenini cari işlemler açığını finanse etmek için gelen dış fonlar oluşturuyor. Gerek doğrudan yatırımlar, gerekse son zamanlarda artan kısa vadeli dış fonlar NUYP'yi kötüleştirmiş.
Varlıklar ise aynı miktarda artmayınca, bu bozulma son zamanlarda giderek hızlanmış.
Türk ekonomisinin karşı karşıya kaldığı başka bir sorun da bu.