İki ayrı Fenerbahçe
Maçtan önce Fenerbahçe Ülker'in Barcelona ile olan maçının tarihi ve zamanı belliydi. Bu maçın saati ve zamanı Avrupa maçı olduğu için değiştirilemez. Orasını anladık. Ama Fenerbahçe-Gaziantep maçının günü ve saati değiştirilebilirdi. Fenerbahçeliler de her iki maçı rahatlıkla izleyebilirdi. Federasyon yetkilileri bu maçı yayıncı kuruluşla görüşüp cumartesi, yani bugün saat 16.00'da oynatabilirdi. Tabii biz bunları düşünebilecek anlayışta değiliz. Futbol seyircisinin büyük bir bölümü Ülker Arena'ya gitmek durumunda kaldı. Yani F.Bahçe'nin G.Antep karşısında kazandığı maçı 15 bin kişi eksik izledi. Ancak Fenerbahçe idarecilerinin basketbol maçında yaptıkları organizasyonla Saracoğlu'ndaki maçı tabletlerde izletme imkanı sunması alkışı hakediyor.
Gelelim maça. İlk yarıda baskı kuran, rakibine nefes aldırmayan, hataya zorlayan bir F.Bahçe vardı. Bu sezon izlediğim en iyi futboldu. 9 maçın en iyi ilk yarısını izledik. İkinci yarı bambaşka bir F.Bahçe vardı. G.Antep karşısında öyle anlar oldu ki rakip beraberliği bile yakalayabilirdi. Bülent Uygun'un oyuncuları girdikleri pozisyonları değerlendirebilseler sezonun ilk maçındaki Konya skoru gibi garip bir sonuçla karşı karşıya kalınabilirdi.
F.Bahçe pozisyon yaratmakta zorlanmıyor bu kesin. Eğer rakip biraz dişliyse pozisyon vermekte de üstüne diyecek yok. Ersun Yanal'ın güçlü bir ekiple oynamadan önce bu soruna eğilmesi gerekiyor. Aksi takdirde hayal kırıklığı ile son bulacak garip 90 dakikalar
yaşayabilir bu takım. Bu sezon F.Bahçe'nin 2 avantajı var aslında. Birincisi G.Saray bu sezon ilk yarı adına konuşursak devrede değil. İkincisi Allah'tan Avrupa yok. Avrupa da olsa geniş kadrosuna rağmen F.Bahçe zor anlar yaşayabilirdi. Bu durumun asıl sebebi ağır
antrenmanlar ve yüklemeler. Aykut Kocaman dönemini hatırlarsak 2. yarılarda son düdük çalana kadar müthiş bir mücadele ve dirilik gözlemlerdik. Ersun Yanal döneminde bu iş tersine döndü. Takım ilk yarılarda dün akşam olduğu gibi harika futbol oynuyor. İkinci
yarılarda ciddi düşüş yaşıyor. Bu durum yoğun ve abartılı antrenmanların eseri. Yanal, takımını bu sezon şampiyon yapmak istiyorsa en kısa zamanda oyuncularını karşısına alıp dertlerini dinlemeli. Onlarla dertlerini paylaşmalı. "Benim dediğimi yapacaksınız" demekle bu iş olmaz. Oyuncuların sıkıntılarını da dinlemeli, ağır antrenmanlar sonrası yaşadıkları yorgunlukları, adale sertliklerini ve sakatlıkların nedenini onlara sormalı. İkinci yarı öncesi bu sıkıntıları çözmesi lazım.
Bir futbolcu, "Tek gol bana yeter" sözünü ancak böyle hayata geçirir. Erciyes maçında fileleri havalandırarak gol orucunu bozan Emenike ilk yarı bitimine kadar 10 gol daha atar gibi geliyor. Bekir ve Egemen adaletli forma dağıtılırsa bu takımda Bruno Alves de yedek kalanlar arasında yer alabilir. Caner ve Alper'e ise güzel sözler söylemek için satırlar yetmedi.