O çocukların ana babası var
BU da oldu.
Atatürk'ün çocuklara armağan ettiği 23 Nisan Çocuk Bayramı'nda çocuklar gözaltına alındı.
Bunu rüyanızda görseniz inanır mıydınız?
Bir 23 Nisan töreninde, 14 bilemedin 15 yaşlarında iki çocuğun, bir alay polis tarafından yaka paça gözaltına alınıp karakola götürüleceğine inanır mıydınız?
O çocukların elinde ne silah var, ne molotof, ne taş, ne sopa, ne de başka bir şey.
Ellerindeki tek şey "Berkin Elvan" yazan bir pankart.
Ha bir de "ölümsüzdür" yazıyor.
Buna mı kızdınız!
"Ne ölümsüzü ulan, öldürdük onu biz" diye göstermek için mi o çocuklara saldırdınız!
O yüzden mi o çocukları yaka paça ekip arabasına tıkıp karakola götürdünüz!
Berkin'in "ölümsüz" olması mı sizi öfkelendirdi!
"Emirle" öldürmeniz muhtemel tüm çocukların ölümsüz olup bir gün karşınıza çıkmasından korktuğunuz için mi gözaltında o çocuklar!
Sizin çocuğunuz yok mu ya!
Yukarıdaki "empati yoksunluğu" bu kadar aşağılara kadar mı sirayet etti!
Bu kadar mı tükendi insafınız!
Hadi çocukları sevmiyorsunuz.
Meslektaşlarınıza da mı saygınız yok.
Bu ülkede insan gibi görev yapan, başkalarının çocuklarına da kendi çocukları gibi davranan on binlerce, yüz binlerce polis var.
Onları da çocukların gözünde "kötü" yapmaya ne hakkınız var sizin.
Bilin ki, her insanın en kutsal varlığı evladıdır.
Çocuklarımıza böyle davranmaya devam ederseniz, bir gün karşınızda analarını, babalarını bulursunuz.
Çocuğunu korumak isteyen ana babadan daha kötü bir düşman yoktur bilesiniz.
Onu ne kömürle satın alabilirsiniz, ne başka bir şeyle.
Bu garanti ihaleyi bozar
NORMAL bir ülkede, hukukun, devletin yasalara göre, yasalara uygun işlediği bir ülkede kıyamet kopar.
Türkiye'de ise hiçbir şey olmaz.
Hatta alkışlanır, "Bravo" denir.
Bahsettiğim mesele, dün yazdığım mesele.
Yapılmış, bitmiş ihalelere, sonradan verilen "Hazine garantili kredi" olanağı.
Bu baştan belli olsa, ihale çok daha iyi fiyata verilecek, devlet daha kârlı çıkacak, ihaleye katılanlar arasında "gerçek bir rekabet" olacak.
Hazine garantisi ihale bittikten sonra verilince, bu garantiyi önceden bilen tek grup ihaleyi alıp Üsküdar'a geçmiş oluyor.
Bakın eski bir bürokrat, bu "rezaletle" ilgili ne diyor:
"Sayın Altaylı,
Adım Kemal G. Bir zamanlar Teşvik Uygulama Genel Müdürlüğü de dahil uzun yıllar bürokraside çalıştıktan sonra emekli olmuş bir vatandaşım.
Büyük projelere kredi garanti teşviki epey eskidir ve dünyada da eskiden beri uygulanmaktadır. Ülkemizde uygulanması da pozitif algılanmalıdır.
Ancak bunun şu anda, yani ihalesi yapılıp bitmiş projelere uygulanması, bu ihaleleri 'butlan' (yok hükmünde F.A.) etmiş olmalıdır.
Yani projeye katılanlarla (ki hükümete yakın olanlar muhtemelen bu teşvikin geleceğini biliyorlardı) katılmayanlar ya da katılıp artırmada safdışı olanlar arasında bir 'haksız rekabet' oluşmuş durumdadır.
Bu da en azından ihale şartlarının değişmiş olması anlamına gelir.
Özetle, kredi garantisiyle birlikte yatırımın tüm fizibilitesi ve kârlılığı değişmektedir.
Bu da söz konusu projelerin yeniden ihalesini gerektirir.
Tabii ki, bu teorik olarak adalet ve eşitliğe önem verenler için geçerlidir.
Aksi durumda ülkemizdeki her şey gibi bu da es geçilmiş olacaktır.
Bu konuyu gündeme taşımanın bir yolu yok mudur bilmiyorum.
Selam ve sevgiler.
Teşvik Uygulama Eski Genel Müdürü
A. Kemal. G."
Eski genel müdürün de söylediği gibi bu ihaleler iptal edilmelidir. Ya da Hazine garantisiyle sağlanan faiz avantajı Hazine'ye aktarılacak şekilde yeni bir anlaşma yapılmalıdır.
Çünkü ihale şartları tamamen değişmiş, birilerine milyarlık bir avantaj sağlanmıştır.
Diyelim ki, bu avantaj Hazine'ye yansıtılmadı ve iptal tek "ahlaki ve yasal" yol olarak kaldı.
Peki nasıl iptal olacak?
Diğer katılımcılar yargıya gidecekler ve iptal isteyecekler.
Peki Türkiye'nin bugünkü ortamında hangi işadamı yargıya gidip de bunu isteyebilir?
Ya da yargının bugünkü halinde hangi mahkeme böyle bir kararı vererek "vatan haini damgası" yemeyi göze alabilir?
Doğrusu ben de bilmiyorum.
Ama bildiğim bir şey var. Bunların hepsi bir tarafa yazılıyor.
Bu ihaleleri alan işadamlarından birinin "Milletin ... koyacağız" demesinin yazıldığı gibi.
Belli ki, dediklerini yapmaya şimdiden başlamışlar.
Ama bir gün de sıra millete gelir.
Emin olun gelir.
Hazine'ye yazıldı bile
HER şeyi normal karşılamaya başlayan bir kısım "halk" dünkü yazıma çok kızdı.
"Ne istiyorsun. Bu ihaleler yapılmasın mı, bu işler olmasın mı, Türkiye gelişmesin mi?"
Biraz daha ileri gidip ajan bile diyen çıkacaktır.
Yahu yapılmasın diyen yok.
Yapılsın elbet ama "adam gibi yapılsın".
Hazine garantisi varsa baştan belli olsun, ihaleye katılan herkes eşit şartta yarışsın.
Birilerine avanta sağlanmasın.
Daha kibar bir bölüm "halk" ise şöyle diyor:
"Bu adamlar ödemelerini yapar ve Hazine'den bir para çıkmazsa utanmayacak mısınız?"
Onlara diyeceğim ise şu:
"Siz bu kadar cahil olmaktan utanmıyor musunuz?"
Hazine'den para çıktı bile.
Anlar mısınız bilmem ama anlatayım.
Bir, Hazine bu garantiyi "sonradan" vererek daha iyi fiyatla verebileceği bir işi daha düşük fiyatla verdiği için zararda.
İki, Hazine garantisi Türkiye'nin kamu dış borcu stokuna yazılacağı için Türkiye'nin dış borç miktarını artıracak ve riski büyütecek. Bu da Türkiye'nin bundan sonra alacağı dış borçlarda daha yüksek faiz demek olacak.
Bu faiz de Hazine'den, yani sizin benim cebimden çıkacak.
NE ZAMAN ADAM OLURUZ?
Her çocuğu kendi çocuğumuz yerine koyduğumuz zaman.