Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        MEVZUYA ters köşeden bakmakta fayda var.

        Alışılmışın dışında bir noktadan ya da herkesin bakmadığı bir yerden.

        Önceki gün akşam saatlerinde yargıdan bir haber geldi.

        İstanbul'un Karadeniz kıyısına yapılacak 3. havalimanı için ilgili bakanlığın verdiği ÇED raporunun yürütmesi İstanbul 4. İdare Mahkemesi tarafından durduruldu.

        Daha basit bir anlatımla, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı'nın havalimanı inşaatının yapılabilmesi için verdiği "Çevreye olumsuz etkisi yoktur" raporunu mahkeme, "Rapor yetersizdir ve bu rapora dayanılarak bu iş yapılamaz" diyerek geçersiz kıldı.

        Bu ihalenin iptali anlamına gelmiyor ama yeni ve daha iyi bir rapor hazırlanması gerekiyor.

        Yani "zaman" gerek.

        Bana sorarsanız, İdare Mahkemesi'nin kararı en fazla bu ihaleyi alanları sevindirmiştir.

        Hatırlayacaksınız, bu ihale yılda devlete yılda 1 milyon Euro pay verilmesini gerektiriyor, ama bunun dışında da yaklaşık en az 5 milyar Euro'luk bir yatırım yapılmasını içeriyor.

        İhaleyi alan konsorsiyum, işin tamamlanacağı 4 yıllık süre içinde 5 milyar Euro temin edecek ve inşaatı yapacak.

        Sonra işletmeye başlayacağı günden itibaren her yıl devlete 1 milyar Euro verecek.

        Dünya ekonomisinin içinde bulunduğu ortamda bu 5 milyar Euro'ya kredi olarak bulmak kolay değil.

        Hele hele bu ihaleyi alan konsorsiyum için hiç kolay değil.

        Çünkü aynı grubun önemli "isimleri" daha önce de yaklaşık 3 milyar dolarlık elektrik dağıtım ihalesini kazanmışlardı.

        Ve haliyle bu ihalelerin bedellerini krediyle ödemişlerdi.

        Ancak ihaleleri kazandıkları günden bu yana dolar kurunda yüzde 30'un üzerinde artış meydana gelmiş, bu şirketlerin gelirleri sabit ve TL üzerinden olduğu için de sadece kur farkından dolayı aldıkları kredi Türk Lirası cinsinden 1.5 milyar TL artış göstermişti.

        Bu da bu şirketlerin hemen hemen 4 yıllık kârının tümüne tekabül ediyordu.

        Bu işten dolayı zaten "sıkıntıda" olan bu grupların, bir de havalimanı için 5 milyar Euro kredi bulmaları kolay değildi.

        Bu nedenle mahkemenin iptal kararı, ihaleyi alanların çok hoşuna gitmiş olabilir.

        Zaten kimsenin pek gürültü yapmadığı ve bu işten Almanya ile Lufthansa'yı sorumlu tutmadığına göre mahkemenin kararından yakınılmıyor olsa gerek.

        İşi tarafsızlık olanlar mutsuz

        MUTSUZ insan ne kadar adil olur ya da adalete ne kadar konsantre olabilir!

        Bunun yanıtını ben veremem.

        Siz kendiniz verin. Keyfiniz yokken, sinirliyken, canınız burnunuzdayken, yarın ne olacağını bilmediğiniz anlarda çevrenize karşı ne kadar adil olabiliyorsunuz, kararlarınızı ne kadar doğru ve sağlıklı veriyorsunuz oradan pay biçin.

        Tüm hâkim ve savcıların internet sitesi olan "adalet.org" bir araştırma yapmış.

        Yani neredeyse tüm hâkim ve savcıların katıldığı bir araştırma.

        Sonuç felaket.

        Hâkim ve savcıların yüzde 91'i "mutsuz" ve içinde bulundukları durumdan "memnuniyetsiz".

        Bu vahim bir durumdur.

        Şu açıdan vahimdir; hâkim ve savcıların "memnuniyetsizlik" oranı toplumun genelinin "memnuniyetsizlik" oranından daha yüksek.

        Toplumda saygı görmesi gereken ve gördüğü varsayılan bir mesleği icra ediyorsunuz.

        Bunun için yıllarca eğitim almışsınız, sınavlar kazanmışsınız.

        Vatandaşın birbiriyle ve devletle olan meselelerinde "hakemlik ve hâkimlik" yapmanız bekleniyor.

        Ama siz mutsuzsunuz, memnuniyetsizsiniz.

        Ve belki daha da vahimi, bunca emekle bu pozisyonlara gelen, bu görevlere yükselen insanların yüzde 23'ü, "Bugün imkân olsa emekli olurum" demektedir.

        Bu önemlidir.

        Yaptıkları mesleğin önemine ve saygınlığına artık inanmamaya başladıklarını göstermektedir.

        Bunlar Türkiye'nin nasıl bir vahim duruma doğru sürüklendiğini açıkça gösteren somut bir kanıttır.

        Ve Türkiye'de "tarafsız ve yansız" bir biçimde "halk için görev yapan" herkesin durumu aynıdır.

        "Tarafsızlık" üzerine kurulu tüm mesleklerin erbabı bugün Türkiye'de mutsuz ve memnuniyetsizdir.

        NE ZAMAN ADAM OLURUZ?

        Yaptığını yapmayacağımız imamın, dediğini de yapmadığımız zaman.

        Yazı Boyutu

        Diğer Yazılar