Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        Çok uzun bir yolun başındayız. Fakat tam da şimdi daha da güçlü olma zamanı.

        Tamam ayağa kalkması ve iyileşmesi şu an hemen kolay değil ama yapabiliriz. Deprem bölgesindeki yerel üreticilerimiz hali hazırda destek bekliyor. Onların ayakta kalabilmesi için en azından sürdürebilir bir fayda sağlamak ve onların yanında olmayı hissettirme zamanı. Mesela zeytinyağımızı, salçamızı, kurabiyemizi, bamyamızı onlardan sipariş edelim. Hem önümüzde güzel bir ay geliyor. Ayların en güzel, en kudretlisi olan Ramazan ayı yaklaşıyor.

        Ardından bayram var.

        Neden tüm siparişleri bu yerel üreticilerden vermeyelim ki!!

        Bakın Hatay'da, Gaziantep'te, Antakya'da inanılmaz güzel üreticiler var. Ev kadınlarının mutfakları var. Şahane şeyler yapıyorlar.

        Tam da bu yerel üreticinin ve işletmelerin ayakta kalma zamanı. Tüm sosyal medya hesaplarından da paylaşılıyor. Ben de gücüm yettiği kadar paylaşıyorum, birçok kişiyi de sipariş verdiriyorum. Sizler de bütçeniz doğrultusunda evinize, mutfağınıza doğal ürünleri sipariş edin derim.

        Oralara göndereceğimiz erzaklar kadar önemli bir yardım olacağına da eminim. Haydi canlar. Yolumuz uzun. Ama biz bunu her zaman başardık, şimdi de başarabiliriz.

        Sesli Dinle
        0:00 / 0:00
        Yazı Boyutu

        Affet bizi Azra

        Affet bizi Azra
        0:00 / 0:00

        Çok kızgınım, kırgınım, öfkeliyim.. Gözümüzün önünde o kadar korkunç kareler var ki nasıl atacağız bilmiyorum ama güçlü durmak zorundayız. Azra'nın bakışını unutamıyorum.

        Hatay'da, enkaz altından sağ çıkarıldıktan sonra arama-kurtarma ekibinden bir personelin kucağına alıp video çekerek sosyal medyada paylaştığı 4 yaşındaki Azra Duru Malaç kaldırıldığı Adana Şehir Eğitim ve Araştırma Hastanesi´nde vefat etmiş.

        Ayakları çıplak, yorgun, şokta. İnanılmaz bir bakış kaldı hafızamda... Azra bizi affet. Gerçekten sana kendimizi nasıl affettireceğiz bilmiyorum ama kimin suçu ve ihmali varsa hepsinin yargılanması ancak yüreğimizi soğutacak. Sana belki küçük de olsa kendimizi affettirebileceğiz.

        Ama güçlü olmak zorundayız. Evet affet bizi Azra. Gerçekten kelimeler, cümleler, sözler, hiçbir şeyin önemi yok. Her şey çok anlamsız. Fakat artık Azralar yara almasın diye, hayatlarından olmasın diye gerçekten aklı selim bir şekilde birlik olma zamanı.

        Gün bugün birlik olma günü. Azralar daha fazla üzülmesin diye. Hayatlarını yok yere kaybetmesin diye..

        Tamam kızıyoruz, öfkeliyiz ama kendimizi de acilen toparlamamız gerek. Gün bugün, kendimizi toparlama ve daha güçlü olma zamanı.

        Evet çok kırgın ve kızgınız. Ama toparlayacağız.

        Malumunuz yeme-içme sektörü

        Malumunuz yeme-içme sektörü
        0:00 / 0:00

        İstanbul'da ciddi bir nüfusun evine ekmek parası götürdüğü sektörlerin başında yemi-içme sektörü gelir. Ve bu sektör maalesef her zaman bu hem doğal afetlerde yara alır. Çoğu üretici çalışmaya devam ederken yeme-içme sektörü durur.

        Özellikle müzik-eğlence yerleri her zaman "Eğlence" adı altında ötelenir, susar. Ki en doğalı da budur zaten. Kimsenin zaten eğlence düşünecek hali yok.

        Fakat oradakilerin de çalışmaya ihtiyacı vardır.

        Fakat bizim insanımız özellikle çoğunluk, orada çalışan herkesin eğlendiğini düşünür.

        Oysa ki, evine ekmek parası götürmek için, çocuğunu okula gönderebilmek için daha doğrusu ailesine bakabilmek, kendini geçindirmek için çalışmaya ihtiyaçları vardır. Daha doğrusu onları da "Eğleniyor" olarak görürseniz çok fazla yanılgıya düşersiniz..

        Yıllardır yazıyorum. O mekanlarda insanlar çalışıyor.

        Evine ekmek parası götürmek için tabiri caize eşek gibi çalışıyor. Şimdi gelelim bu mekanların durumuna. Ki çoğu mekan sahibi, "Biz ne zaman açacağız acaba. Bu kafayla da hiç açmak istemiyoruz. Ama çalışanlarımız sürekli soruyor. Korku içindeler" diyor.

        Evet hepimiz öyleyiz. Hepimiz korku içindeyiz. Üzgünüz, kırgınız, kızgınız. Kimse eğlenmeyi düşünmüyor. Kimse yemek yemeyi bile düşünemiyor.

        Ki gerçekten şu an bırakın eğlenmeyi millet uyumayı bile düşünemiyor. Fakat ayakta kalma zamanımız.

        Şimdi tabii şarkılar, türküler susacak bir müddet daha ama restoranların ufakta açması gerekiyor. Ufaktan iş yapması gerekiyor. Bunu yapan dükkanlar içinde birilerinin "Hemen açtınız, hemen şöyle oldu, böyle oldu" tadında eleştirilerini duymazsak iyi olur. Artık gerçekten bu mevzuyu aşalım.

        Herkesin çalışmaya ve üretmeye ihtiyacı vardır. Yapacak bir şey yok.

        Lütfen

        Lütfen
        0:00 / 0:00

        Bunu aklı, mantığı yeten her birey biliyordur.

        Ancak; deprem bölgesinden gelmiş, evini barkını, ailesinin fertlerini kaybetmiş insanlara...

        Lütfen...

        Saygıyla, sevgiyle, şefkatle, dostça, aile gibi sarılın. Kendilerini evlerinde gibi hissettirin. Unutmayın onlar bizim vatandaşımız, yurttaşımız. Bizim milletimiz, insanımız.

        Ve korkunç bir durumun içindeler, ciddi bir travma yaşıyorlar. Ailelerini, vatanlarını, evlerini, hatıralarını kaybettiler. Yeniden inşa edecekler, edeceğiz elbet. Ama saygıyla, sevgiyle...

        Trafikte özellikle o yörelerin plakasını gördüğünüz zaman lütfen daha anlayışlı olunuz. Lütfen o yörelerin plakalarını öğreniniz.

        Biliyorsunuzdur ancak şuraya da not düşelim.

        01 Adana

        02 Adıyaman

        21 Diyarbakır

        23 Elazığ

        27 Gaziantep

        31 Hatay

        44 Malatya

        46 Kahramanmaraş

        63 Şanlıurfa

        79 Kilis

        80 Osmaniye

        Diğer Yazılar