Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        Yılı deviriyoruz. Hatta bitirmek üzereyiz. Yeni seneye ne kaldı şunun şurasında bak bugün 1 Ekim oldu bile. E malum iki seneden fazla korona yüzünden de evde oturduk. Ne gezebildik, ne görebildik.

        O yüzdendir ki, ben gelen her daveti değerlendiriyorum. Güzel memleketimin güzel şehirlerine gidiyorum. Bu haftayı Gaziantep gezisi dönüşü ile açtım Trabzon gezisi dönüşü ile kapattım.

        Çok gezmek, görmek, deneyimlenmek, daha çok bilmek, öğrenmek, tanımak ve keşfetmek demektir. Mesela bir günlüğüne bile gittiğim zaman öyle güzel gözlerle bakıştım, öyle güzel enerjilerle temas ettim ki, anlatamam enerjim tavan durumda.

        Bakın Trabzon'a neden gittim?

        En son üç ay önce Sobraz ekibi arayıp, "Hadi Esin kirlenmek güzeldir. Gel seni Ağrı'da şahane bir okula götürelim. Çocuklarla bir gün çocuk ol" dediğinde tüm işlerimi iptal edip Ağrı'ya gitmiştim. Gerçekten bir saniye bile düşünmeden gittim çünkü OMO'nun "İyilik için Kirlenmek Güzeldir" projesinde plastik atıkları oyun parkına dönüştürmek ve bir parka erişimi olmayan çocuklarla buluşturmak amacıyla hayata geçireceği ilk parkın açılışına şahit olacaktım. İşte şimdi de Trabzon ikinci bölge seçildi ve beklenen park açıldı. Bizler de kaçak bir ekip Trabzon Akçaabat'taki parkın açılışına şahit olduk ve çocuklarla buluştuk.

        REKLAM

        Ağrı'dan deneyimli olduğum için nasıl yol alacağımı bu sefer daha çok iyi biliyordum. Ama çocuklar bizlerden zeki ve akıllılar. O yüzden her an size bir sürpriz yapabilirler. O yüzden mevzu çocuk olunca aşırı heyecanlanıyorum ki Trabzonlu çocuklar beni yine enerjileri, sordukları sorular ve zekaları ile bir kez daha yanıltmadı. Müthişlerdi.

        Üsküdar, Ümraniye ve Beykoz Belediyeleri’nde bulunan ilk ve orta okulların önüne yerleştirilen 'İyilik İçin Kirlenmek Güzeldir Geri Dönüşüm Kutuları’yla beş ayda 1.8 ton atık toplandı. 250 kilo geri dönüştürülmüş plastik ise OMO İyilik için Kirlenmek Güzeldir Parkı’na dönüşerek Akçaabat Uğurlu İlkokulu’ndaki çocuklara hediye edildi ve onların yüzündeki gülümsemeye dönüştü. Akçaabat İlçe Milli Eğitim Müdürü Mehmet Usta yaptığı açılış konuşmasında, “Bugün açılışını yaptığımız oyun parkının yeri çok ayrı. Çünkü çocuklarımız; gülerek, eğlenerek yeni keşiflerin peşinde koşacağı bir oyun parkı kazandı. Üstelik bu alan, plastik atıklar geri kazandırılarak yapıldı. Emeği geçen herkese teşekkür ediyor, eğitim öğretim hayatında da dikkat çektiğimiz geri dönüşüm konusunda atılan her adımı destekliyoruz” dedi.

        İşte.. Aslında özellikle yeni nesle ve çocuklarımıza öğretmemiz gereken en önemli detaylardan biri geri dönüşüm konusu. Ve doğamızın beklediği tehlike. OMO yetkilileri de ulaşabildikleri kadar çocuğa ulaşıp bu konuda bilgi veriyor, çok kıymetli. Ve bu projenin devam ediyor olması da benim için büyük bir mutluluk. Her zaman takipçisi olacağım elbet. Ve beni de böyle bir projeye şahit ettikleri için kendimi şanslı hissediyorum.

        Yazı Boyutu

        Plastikler atığa değil, çocuklar için oyun parkına dönüşsün! 

        Plastikler atığa değil, çocuklar için oyun parkına dönüşsün! 
        0:00 / 0:00

        Düşünün beş ayda 1.8 ton plastik atık toplandı ve kısa sürede bir park oldu. Belki siz büyükler için bir şey ifade etmiyor olabilir ama benim gördüğüm o parlayan minik gözler için çok şey ifade ediyor.

        OMO İyilik İçin Kirlenmek Güzeldir Parkı’nın açılışında Unilever Çamaşır Bakım Pazarlama Direktörü Alper Çapar da her konuşmasında ve her sohbetimizde bu konuya dikkat çekiyor. Özellikle çocukların hayatına dokunmamızın önemini anlatıyor ve ekliyor: “İyilik hareketimizin ilhamını çocuklardan aldık. Hepimizin gündeminde olan iklim krizinin çocukların da gündeminde olduğunu gördük. Üstelik bu konuda yetişkinlerden çok daha hassaslar. Öyle ki ailelerinin veya büyüklerin doğayı onlar kadar önemsemediklerini düşünebiliyorlar." Ailelerin önemi bu konuda çok büyük. Bunu lütfen es geçmeyin derim.

        İşte bu yüzden “Değişim Sensiz Olmaz”...

        Sensiz, bizsiz, sizsiz, onsuz olmaz. Hepimiz taşın altına elimizi koymalıyız. Düşünün çocuklar, yetişkinlerin doğayı önemsemediğini düşünerek endişeleniyor.

        Çocuk ve Ergen Psikiyatrı Dr. Yankı Yazgan da Trabzon'da bizimleydi. Ondan da bu konuda çok ciddi bilgiler aldık. Bu parkın açılışı için New York dönüşü ayağının tozuyla hiç dinlenmeden geldi. Öncesinden de bol bol sohbet ettik. Gezegenin ve ekosistemlerin korunmamasının çocukların bu konuda kaygı duymasına sebep olabildiğini söyledi. Yazgan, çocukların kendileri için çok değerli bir bilgi ve gelişim kaynağı olan ve yeni keşiflere imkân veren doğayla çok güçlü bir bağları olduğunu belirtip şöyle devam etti: "Burada en temel endişe kaynağı ‘yetişkinlerin dünyayı, doğayı ve çevrelerindeki insanları önemsemediğini’ düşünmeleri. Ebeveynler her ne kadar çocuklarının endişelenmemesi için korumacı bir tavır takınsa da çocuklar bunu ‘önemsememek’ olarak algılıyor. Anne-babalar harekete geçmeleri noktasında çocuklarına destek vermek istemekle onlara fazla sorumluluk yüklememek ve hayatlarına daha fazla stres katmamak arasında kalıyor, sonuçta çocuklarını iklim krizi gibi korkutucu gerçeklerden uzak tutma yolunu arıyorlar. Ancak çocuklarına çevre bilinci aşılamak isteyen aileler öncelikle çocuklarının onları örnek aldıklarının bilincinde olmalı. Çocuklar birçok alışkanlığı ve bilgiyi yakınlarındakine bakarak görerek, yaptıklarını tekrar ederek kazanırlar. Çocukların inandıkları konularda harekete geçmelerine olanak sağlayacak ve teşvik edecek olanlar da anne-baba ve öğretmenler başta olmak üzere yetişkinlerdir. Bu karmaşık duyguların üstesinden gelmeleri için yapılacak en önemli şey ise çocuklarla bu konuları konuşmak ve doğayı ve gezegenimizi önemsediğimizi gerçek ve fark yaratan adımlarla onlara göstermek.”

        REKLAM

        Bu konuda yapılan araştırmalar da önemli sonuçlar ortaya çıkarıyor.

        OMO ve Global Action Plan’in İngiltere ve Türkiye’de 7-18 yaş aralığındaki çocuklarla yaptığı araştırmaya göre, her 10 çocuktan 9’u doğayı ve başkalarının iyiliğini önemsiyor. Türkiye özelinde bakıldığında öne çıkan bazı veriler ise şöyle:

        -Hem Türkiye’de hem İngiltere’de çocukların kendileri için seçtiği en önemli değer “iyilikseverlik”.

        - Gezegenimizin karşılaştığı iklim krizinin farkında olan çocukların yüzde 70’i kendi gelecekleri için endişeleniyor.

        - 7-10 yaş aralığında çocukların yüzde 75’i başkalarının da kendileri gibi doğayı önemsediğini düşünürken, 16-18 yaşlarına gelindiğinde bu oran yüzde 14’e düşüyor.

        - Çocukların yüzde 57’si çevresindeki yetişkinlerin bu konuda hiçbir şey yapmadığını düşünüyor. Bu durum da çocukların yüzde 48’inin rol modeli olarak gördüğü yetişkinlerin doğayı önemsemediğini düşünmelerine yol açıyor.

        - Çocuklar yaşları büyüdükçe gezegeni korumak için attıkları iyilik adımlarının sadece kendi çabalarıyla bir etkisi olmadığını düşünerek ‘eylemsizliği’ tercih etmeye başlıyor.

        - Her 10 ebeveynden 7’si çocuklarının dünyadaki sorunlarla ilgili endişelenmesini istemiyor, yarısından fazlası da çocuklarını bu sorunlardan korumak istiyor.

        Müziksiz olmaz tabii

        Müziksiz olmaz tabii
        0:00 / 0:00

        Trabzon Akçaabat İlkokulu'nda açılış sonrası çocuklarla bol bol oynadık elbet.

        Ve tabii bol bol kirlendik. Kirlenmek güzeldir.. Doğru ve güzel kirleniyorsanız hele... Ve tabii eğleniyorsanız. Bakın Trabzon'da kendi okul bahçelerinde oyun parkına kavuşan Hatice, Erva, Miraç, Yusuf, Egemen, Alper, Mehmet, Arda, Efhan, İbrahim gibi daha adını hatırlayamadığım 60'a yakın öğrenci ile tanıştık.

        Bu çocukların okullarının 5 km uzağında bir oyun parkı vardı. Ama düşünün ders aralarında 5 km gidecek, oynayacak, eğlenecek ve derse geri dönecek. Bu mümkün değil.

        Bu güzelliği yaşatan ekibi öyle güzel karşıladılar ve öyle güzel mutluluklar yaşattılar ki, o gün bize anlatamam. Tabii açılışın sonrasında biraz da dans etmedik değil.

        Zeynep Bastık'ın "Ara"sını ezbere söyleyen minikler, Sefo'nun "İzeballe"sında adeta çığlık çığlığa dans ettiler. Tabii ki, eğitim şart ama eğlence de, müzik de, gülmek de, coşmak da şart. Bunlar olmazsa okulun ne keyfi kalır öyle değil mi?

        Bizler de o gün o miniklerle doyasıya dans edip coştuk.

        Emeği geçen herkese çok ama çok teşekkür ederken plastik atıklarınızı ayrıştırmanızı tavsiye ederim. Zor değil, alışınca çok güzel oluyor ve içiniz bir o kadar da rahatlıyor. Unutmayın "Aman canım benim yerime birileri mutlaka yapıyor" demeyin. Sizin de çorbada tuzunuzun olması gerekli. Hele ki, geleceğimiz söz konusuysa...

        Diğer Yazılar