Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        Bir haftadır gündemde soyadı tartışması var. Kayahan'ın kızı Beste Açar ve eski eşi İpek Kömürcü arasında.

        Beste Açar, "Evlendi artık neden babamın soyadını kullanıyor" diyor şimdi de İpek için.

        Şimdi de diyorum, çünkü bu ilk değil. Yani Beste'nin kavgası ilk değil.

        Şöyle geçmişi düşününce neler oldu neler!!!

        Hatta usta Kayahan hayattayken de, Beste hep huzursuzdu. Çoğu kez bir tartışma sebebi ile karşımıza çıkardı. Ve en büyük sebep de hep İpek oldu.

        Sonra usta hayatını kaybetti miras kavgası başladı. Malum olmazsa olmaz miras kavgalarından biri yaşandı. İki-üç sene önce bu mevzu çözüldü barıştı İpek ile Beste. Ancak şimdi de durup dururken, İpek'in kullandığı soyadı sorun oldu.

        Yani insan isterse tartışma konusu bulur efendim.

        Bakın Beste de haklı olabilir, İpek de haklı olabilir. Ben bir taraf değilim. Taraf olmak da istemiyorum.

        Ancak ikisi de haksız olabilir.

        Mevzu o değil.

        Mevzu Kayahan.

        Usta hayatını kaybetti. Ki kaybetmeden önce miras için önlemlerini bile almıştı. Kızını da çok iyi tanıyordu, eşini de.

        Ve ona rağmen miras kavgası yaşandı. Düşünün ne demek istediğimi.

        Ki benim tanıdığım usta Kayahan çok akıllı bir adamdı. Ne yaptığını, ettiğini çok iyi bilir, aldığı kararların da hep arkasında dururdu. Ve yine bildiğim kadarıyla İpek ve Kayahan birbirine çok ama çok aşıktı.

        REKLAM

        Kayahan hayatta olsaydı zaten İpek hala onunla birlikte olmaya devam ederdi. Uzun yıllarda hayatına kimseyi katmadı İpek. Acaba biraz ustayı rahat mı bırakmak gerek. Huzur içinde mi yatsa Kayahan.

        Beste diyor ki, "Babam kabul etmezdi bu durumu."

        İyi de Beste baban hayatta olsaydı bu durum olmazdı zaten.

        Gerçekten biraz ustayı rahat bırakmak gerek. Biraz saygı göstermek gerek. Usta kızını çok ama çok severdi. Hayatını kaybetmiş insanların ardından bu tarz kavgalar çok çirkin değil mi? Ben eminim ki, Kayahan da bu tarz kavgaların sürmesini istemezdi.

        Sesli Dinle
        0:00 / 0:00
        Yazı Boyutu

        Çalışıp, parayı kazanan kim!!!

        Çalışıp, parayı kazanan kim!!!
        0:00 / 0:00

        Para tartışmaları arasında anlamadığım iki şey var;

        1-Miras kavgası.

        2-Boşanırken mal paylaşım kavgası.

        Malum zengin insanlar hayatlarını kaybettikten sonra çocuklar, yeğenler, akrabalar para kavgasına tutuşur. Ve bu tartışma beni çok ama çok utandırır. Düşünün para benim değil. Akraba benim değil ama utanıyorum başkaları adına.

        Öncelikle çalışıp, çabalayan, dişiyle tırnağıyla o parayı kazanan kişi hayatını kaybetmiş. Ve ardından onun zorluklarla kazandığı para için kavga eden akrabalar var.

        Çocuklar, yeğenler falan.

        Çok ayıp değil mi bu durum sizce de!!!

        Mesela Huysuz Virjin. Yani Seyfi Dursunoğlu. Ölmeden önce mirasının ne olacağını belirledi. Kime ne verilmesi gerektiğine kendisi karar verdi; ki en doğal hakkı. Ancak yeğenler "Olmaz öyle bir şey. Akli dengesi yerinde değildi" diye mahkemeye başvurdu. Allah aşkına Seyfi Dursunoğlu'na yapılacak şey mi bu.

        Üstelik ölüm yıldönümünde anma törenine falan gitmiyorlar. Böyle bir hadsizlik var mı!!!

        Çok ayıp gerçekten. Utanmıyor musunuz? O mal varlığını, o parayı Huysuz gece-gündüz tırnakları ile çalışarak yaptı. Kime, neyi isterse bırakabilir.

        Ayrıca Kayahan da yaşarken mirasının ne olacağına karar vermişti. Ama kızı itiraz etti. Çok fazla örnek var böyle. Gerçekten anlamıyorum. Neden sizin hak etmediğiniz bir paranın peşindesiniz çözemiyorum.

        REKLAM

        Hak ettiğinizi düşünüyorsunuz belli ki, ama yapmayın etmeyin.

        Gerçekten korkunç çirkin gözüküyor bu durum.

        İkincisi de alınan boşanma kararı sonrası mal paylaşımı. Çok var etrafımda. Ki çok da duyuyoruz.

        Boşanmak üzere olan kişiler dünyalık mallar için tartışıyor. Düşünün aşk bitmiş. Saygı bitmiş. Özel paylaşımlar bitmiş. Ama ortada mal için aman da aman. Kıyamet kopuyor. Yıllarca mahkemeler sürüyor.

        Çocuklar varsa tamam anlarım ki, çocuklara illa ki, bir şeyler veriliyor. Ancak çocuk olmayan boşanmalarda kavga inanılmaz. Bir arkadaşım dokuz ay evli kaldığı eşine ciddi bir ödeme yapmıştı boşanırken.

        Düşünün dokuz ay.

        Şimdi bana hiç kimse bu evliliğin aşk için yapıldığını söylemesin ve hatta ikna etmeye kalkmasın inanmam. Olacak iş mi?

        Para için tartışma. Üstelik başka birinin parası için. Neymiş "Ben seninle evlenmişim."

        Bu olay kadını da çok kötü duruma düşürüyor. Hemcinselerime hiç yakıştıramıyorum. Şimdi bana kızacak birçok kadın ama öyle hanımlar.

        Mesela Emine ve Mustafa Sandal. Hala mal paylaşımı tartışmasında.

        Mahkeme bir türlü bitmiyor.

        Kavga hiç bitmiyor. Ki ben ikilinin aşkına çok ciddi tanıktım. Mustafa her şeyi elinin tersiyle itmişti Emina ile evlenirken. Ki Mustafa'nın annesi, teyzesi çok kez "Evlenme biz istemiyoruz" dediği halde o evlilik yapıldı. Şimdi ne oldu?

        Tartışma bitmiyor. Mal-para paylaşılamıyor.

        Bu yüzdendir ki, evliliklere asla inancım yok maalesef.

        İyi günde kötü günde

        İyi günde kötü günde
        0:00 / 0:00

        Hani evlenirken, "iyi günde, kötü günde" diye imza atılır, ancak evlendikten sonra o söz unutulur ya!!

        Tamam tamam şimdi, "Aaa olmadı ama Esin hanım" diye çemkirmeyin.

        Bütün evlilikler için söylemiyorum. Bazı evliliklerde unutuluyor. Bunu kabul edin. Evet bazı kadınlar, bazı erkekler evliliği bambaşka hala getiriyor. O aşk, o sevgi, onsuz olamama durumu hoooppp anında unutuluyor.

        Mesela bazı erkekler, karısı hastalansın hemen tüyer. Bakın bununla ilgili ciddi örnekler var. Benim var tanıdığım birçok kişi. Ki basına yansıyan da var.

        Bazı kadınlar da mesela. Erkek iflas etsin. Parası bitsin hooop kavgalar, huysuzluklar başlar.

        Var bir sürü örnek. Yani gerçekçi olalım.

        Ben ciddi gerçekçiyim kusura bakmayın.

        Şimal'in zor günleri geçirip nişanlanma haberini okuyunca geldi aklıma bir sürü şey.

        Beş ay önce meme kanserine yakalanan Şimal şimdi evlilik için ilk adımı attı.

        Düşünün zor bir beş ayda yanından bir an olsun ayrılmayan sevgilisi ile. Bravo.

        Her ikisini de...

        İşte bu ikili her türlü zorluğu birlikte atlatır, üstesinden gelir. Daha ne olsun!!!

        Bravo böyle erkeklere.

        Bravo her türlü zorlukta kocasının yanında duran kadına.

        Diğer Yazılar