Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        Hande Yener, Demet Akalın ile polemik yaşadığı günlere atıfta bulunarak “Artık kanla beslenmiyorum. Tabi bazen hepimizin tatlı şımarıklıkları oluyor, olmaz mı? İnsanız, hepimizde var bu. Güzel, tatlı kavga ediyorduk. O günlerimizi kötü hatırlamıyorum. İnsanları eğlendiriyorduk. Mesajlarımız komik oluyordu. O yüzden biraz akıl doluydu diye düşünüyorum. Bazen özlüyorum ama yok, bir daha olamaz. Öyle bir ruhta değilim. Tamamen sağlıklı yaşama geçtim” demiş.

        İşte Hande Yener’in bahsettiği o meşhur kanla beslenilen yıllar 90’lardan başlıyor 2010’lara kadar sürüyor.

        Sadece kan mı? Kılıç kalkan, dövüş sanatları falan filan.

        Öyle yıllar.

        Her şeyin mubah olduğu yıllar.

        Ve tıpkı Hande Yener’in de söylediği gibi “evet” güzeldi, kavga ediliyordu ama kötü değil.

        Eğlenceliydi.

        Kavga edenler eğleniyordu.

        İnsanlar da eğleniyordu.

        Ve en önemlisi zeka ile tartışılıyordu.

        Şarkılarla atıfta bulunuluyordu.

        Tamamen zeka işin içine giriyordu.

        Kimse bel altından vurmuyordu.

        Kimse kimsenin en mahrem çirkin olaylarını ortaya dökmüyordu.

        Kişinin kendi mahrem olayları ortaya dökülürse bir şeyler tamam. Ama albüm çıkmış ya da şarkı çıkmış. Onun üzerinden tartışmalar yapılıyordu.

        Zeka hissediliyordu anlayacağınız.

        REKLAM

        Şimdiki, kavgalar öyle mi?

        Gerçekten şimdikiler iğrenç.

        Her şey iğrenç.

        Tartışma programları bile suni gündem yaratmak için.

        Millet bel altına işliyor.

        Eski defterleri ortaya döküyor.

        Ama en çirkininden. En berbatından.

        Kendi geçmişine bakmadan başkasının geçmişine sövüyor. Sırf gündeme gelmek için.

        Anlayacağınız sevimsiz yıllardayız.

        O yüzdendir ki, Hande Yener’e hak vermemek mümkün değil.

        Hande Yener demiş ya, “Artık sağlıklı yaşama geçtim” diye.

        İşte aklı selim kişi sağlıklı yaşama geçer şu dönem zaten.

        En mantıklı yapılacak şey bu.

        Sesli Dinle
        0:00 / 0:00
        Yazı Boyutu

        O bir dizi hanımlar sakin olun

        O bir dizi hanımlar sakin olun
        0:00 / 0:00

        Malumunuz Cansu Dere’nin başrolünü oynadığı Asya’nın ihanete uğradığı “Sadakatsiz” dizisini bilmeyen yoktur.

        Orijinali “Doctor Foster” olan dizi memleketimizde uyarlanıyor.

        Ama ne uyarlama. Sakız gibi uzatıldı.

        Yabancı versiyonu ile alakası kalmadı gibi bir şey.

        Spoiler vermemek için bir çift kelam bile etmiyorum ancak.

        Bu dizi ile yaşayan, bu dizi ile hayatlarını devam ettiren kadınları duydukça gülmekten yarılıyorum.

        Hanımlar bi sakin olun.

        Alt tarafı bir dizi izliyorsunuz.

        Her dizi sizin hayatınıza benziyor diye bir şey yok.

        Sakin!!!

        Bu arada "Sadakatsiz"e arada bir bakıyorum sürekli "Ben anneyim", "Benim anneliğim senden daha iyi", "Anneyim ben" gibi anneliklerini yarıştıran kadınların konusuna dönmüş.

        Gerçekten dizinin orijinalinden gittikçe uzaklaşmış ve iyice saçmalamış bir halde.

        Benden söylemesi.

        Bebek için üretken dönemler

        Bebek için üretken dönemler
        0:00 / 0:00

        Daha iki gün önce bir arkadaşım, “Maşallah bu korona sayesinde “Anne” olmak istemeyenler anne, “Baba” olmak istemeyenler baba oldu. Hatta evlenmek istemeyenler evlendi, boşanmak istemeyenler boşandı” dedi.

        Kesinlikle aynı fikirdeyim.

        Özellikle üretkenlik açısından.

        Maşallah bu dönem ciddi bebek patlaması yaşanıyor.

        Kiminle konuşsam ya hamile, ya da dünyaya yeni bir bebek getiriyor.

        Bergüzar Korel de önceki gün açıkladı üçüncü bebeklerine hamile olduklarını.

        Ne diyelim hayırlısı olsun.

        Allah isteyen herkese versin.

        Anne olmamışsın ki, ne anlayacaksın

        Anne olmamışsın ki, ne anlayacaksın
        0:00 / 0:00

        Bu arada çoluk-çocuk muhabbeti yaparken bazı insanlar, “Sen anne olmamışsın ki, nereden bileceksin, ne anlayacaksın” gibi cümleler kurar.

        İşte o bazı insanlara şunu özellikle söylemek isterim.

        Efendim siz daha insan olamamışsınız ki, nereden bileceksiniz anneliği.

        Son üç-beş yıldır bu kendini anne zanneden bazı kadınların eşlerine ve çocuklarına yaptıkları olayları dinliyorum.

        Dinliyorum dinliyorum işin içinden çıkamıyorum. Hatta ağzım açık kalıyor kapatamıyorum.

        Kimseler kusura bakmasın ama çocuk sahibi olmadım ama o yaptıkları şeyler yüzünden şunu söyleyebilirim ki, keşke o kadınlar anne olmasaymış.

        Keşke o çocukları dünyaya getirmeselermiş.

        Yazıktır, günahtır o çocuklara.

        Az biraz kendinizi değil çocuklarınızı düşününüz.

        Hayata yeni bir insan getirdiniz. Sorumluluğunu alınız.

        Ha bu arada her kadın da anne olmasın lütfen.

        Diyeceklerim bu kadar.

        Teşekkür ederim.

        Diğer Yazılar