Takipde Kalın!
Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
Gündem Ekonomi Dünya Spor Magazin Kadın Sağlık Yazılar Teknoloji Gastro Video Keşfet

Son yıllarda ekranlarda haber-magazin yorumları yapanların durumları malum.

Altın gününde dedikodu yapıyor gibi bilinçsizce konuşuyor, kendi adından söz ettirmek için atıp tutuyorlar.

Yersen...

Haliyle bunların yüzünden üç-beş kişi de magazin yorumculuğunun öyle olması gerektiğini zannediyor yazık ki ne yazık.

Ama öyle değil o işler hanımlar.

Özellikle hanımlar diyorum. Çünkü maalesef en çirkin ve bilinçsizce eleştiriler hanımlardan geliyor.

Ki bu beni derinden üzüyor ve yaralıyor.

Bakın önceki gün, “Ben Momo Beach’te şiddete uğradım. Yüzüme yumruk attılar” diyerek sosyal medya hesabından yaptığı paylaşım sonrasında bir yazı yazdım.

Daria Kyryliuk’un açıklamaları benim için esastır.

Şiddeti babam yapsa tanımam. Çünkü kadın bir delil sunuyor. Ve "şiddete uğradım" diyor.

İster Daria, ister Ayşe, ister Fatma.

Fark etmez.

Bu konuda anlaşalım artık.

Yazıda kendi öz düşüncemi yazmadım. Sadece olanları belirttim.

Duyduklarımı aktardım. Ve okuyucuya bıraktım.

Ancak bazı okuyucular: “Bu kız kurgu yapıyor. Yüzündeki kan değil boya görmüyor musunuz?", "Siz nasıl gazetecisiniz. Size o kalemi kim verdi", "Biraz iş öğren iş", "Arkanda kim var", "Size hiç yakıştıramadım. Bunu anlamanız lazım. Şeyma Subaşı’nın arkadaşı. Bu hiç normal değil” diye diye yazdılarda da yazdılar.

Güler misin ağlar mısın?

Ve gerçekten bu eleştirileri yapan yine kadın.

Çok sakinim. Defalarca anlattım bir daha anlatacağım.

1- Ben gazeteciyim. Haberi vermek, duyduklarımı, gördüklerimi aktarmak görevim.

2- Özellikle bu tarz konularda kimseyi etkilemeden haberi en yalın, en doğru halinde sunup okuyucuya bırakırım.

3- Elbette benim de düşüncelerim vardır. Ancak eş-dost muhabbetinde yaptığım öz eleştirimi açık açık buraya yazamam. Tekrar ediyorum. Özellikle bu tarz konularda. Yani mahkemeye intikal etmiş konularda.

4- Haber yaparken kimseyi zan altında bırakamaz, taraf tutamazsın.

5- Bu gazete benim babamın gazetesi ya da egolarımın köşesi değildir.

6- Ben ne mekanı korurum, ne de iddiayı yapan kişiyi. Ben hakim değilim.

7- Fakat kadının beyanı her zaman esastır. Kadın “Şiddete uğradım” diyorsa her zaman arkasındayım.

8- Ancak soru işaretleriyle dolu bir olay varsa mahkeme kararı beklenir.

9- Bu yüzdendir ki, mekanın tüm kamera kayıtlarını vermesi gerekiyor.

10- Özellikle kapının önünde yaşanan kavga detaylarını. Bunu tam anlamıyla vermediği sürece benim için iddiayı yapan her zaman haklıdır.

Ve gazete sayfaları, ekranlarda yapılan magazin programları altın gününde yapılan dedikoduya benzemez.

Nokta…

Şurada Paylaş!
Yazı Boyutua
Yazı Boyutua
Diğer Yazılar