Kimisi mutlu, kimisi mutsuz, kimisi de şaşkındı
Pazar günü 65 yaş üstü, önceki gün ise 20 yaş altı ve çocuklar sokaktaydı.
Yaklaşık 45 gündür sokaklarda, bu kadar kalabalık görmemiştim.
Daha doğrusu bu kadar çok farklı yüz görmemiştim.
Sokaklar cıvıl cıvıldı.
Ve evet ya sokaklar insanlarla güzel. Gençleriyle, çocuklarıyla, yaşlısıyla güzel.
Bir başka güzeldi önceki gün.
Ama tabii sosyal mesafe de biraz unutulmuş gibiydi.
Önceki gün şöyle bir Maçka Parkı'na gireyim dedim. Kalabalığı görünce ışık hızıyla kaçtım.
Yüzlerde maskeler olmasa sıradan bir gün gibiydi.
Yani sanki hiç korona diye bir şey yok.
Gelmiş, geçmiş.
Ve bir bayram günü okullar tatil çocuklar bayram havasında.
Anne ve babalar da piknik yapıyor.
Sepetler hazırlanmış.
Çimlere örtüler serilmiş.
Termostan çaylar-kahveler çıkartılmış.
Börekler açılmış.
Öyle bir durum vardı geneli.
Çocukların durumu, havası ise üçe ayrılıyordu:
1-Şaşkınlar.
2-Mutlular.
3-Mutsuzlar.
Yani birinci gurup: Yaşasın sokaktayız. Koşalım, eğlenelim, bağıralım, çağıralım. Oh ne güzel bugün bayram.
İkinci gurup: Eve gidelim neden sokağa çıktık! Ben korkuyorum. Neden insanların yüzünde maske var.
Üçüncü gurup ise: Bu insanlar kim, neden buraya geldik. Neler oluyor, ben bu kalabalıkta oynayamam ki!
Gerçekten garip bir hava hakimdi çocukların dünyasında. Sezdiğim, hissettiğim, gözlemlediğim duygu bu.
Ancak anne ve babaların bazıları çocuklarına maskeyi takmışlar. Ellerine eldivenlerini giydirmişler ancak kendileri asla dikkat etmiyorlardı.
Aman dikkat.
Sağlık Bakanımız Fahrettin Koca’nın da sık sık dile getirdiği gibi: Bu illetten ancak dikkatli olur ve korunursak kurtuluruz.
Bunu sakın unutmayın lütfen. Hatta her an kendinize tekrar edin.