Takipde Kalın!
Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
Gündem Ekonomi Dünya Spor Magazin Kadın Sağlık Yazılar Teknoloji Gastro Video Stil Resmi İlanlar

“YASEMİN Devrimi” deyince sinirlenir Tunuslular. Onlara göre devrimin adı “Thavra-t-al Kerama” yani “Onur Devrimi”. “Yasemin Devrimi adı” diyorlar, “Turistler için!” Oysa bütün dünyaya yayın yapacak olan uluslararası basının çoğunluğu yarından itibaren başkent Tunus’tan “Yasemin Devrimi”nin akıbetini bildirmeye başlayacak. Şu anda Tunus şehrinde 1500 yabancı gazeteci olduğu söyleniyor. Bütün dünya gözlerini Tunus’a göndermiş durumda. Ben de bir çift göz olarak buradayım. Niye? Genel olarak “Arap Baharı” adı verilen ayaklanmalar Tunus’ta, Sidi Buzid şehrinde 26 yaşındaki Muhammed Buazizi’nin kendini yakmasıyla başladı. Buazizi üniversite mezunuydu, işsizdi, seyyar satıcılık yapıyordu. Sebze sattığı tezgâh belediye tarafından müsadere edilince isyan etti ve milyonlarca Arap’ın isyanını başlattı. Buazizi’nin isyan alevlerinden sonra Tunus’ta yapılacak seçimler Arap Baharı’nın ilk seçimi. Yani başlayan isyanın sonuçlarını ilk kez görecek dünya. Bu yüzden gözlerini Tunus’a dikmiş durumda herkes. Eğer Tunus’ta güvenlikli, sağlıklı ve demokratik bir seçim yapılabilirse bu diğer bahar ülkelerine de örnek olacak. Yapılamazsa...

NE SEÇİYORUZ HABİBİ?

Seçimler öncesinde Avrupa ve ABD menşeli birçok düşünce kuruluşu Tunus raporları yazdı. Ortadoğu’nun sözcülüğüne, hatta yer yer kurtarıcılığına soyunan bir iktidarın yönettiği ülkemizdeki ilgisizlik de enteresandır, ama şimdi o konuya girmeyelim. Okuduğum raporların çoğunda seçim öncesi yapılan çalışmaların sağlıksızlığından, yarım yamalak oluşundan söz ediliyor ve bu durumun seçim sonrası çok kavga çıkarabileceği söyleniyor. Üstelik bu parlamento seçimi değil, Tunus yarın bir Ulusal Kurucu Meclis seçiyor ve şu ana kadar yapılan kamuoyu yoklamalarına göre Tunus halkının önemli bir oranı bunun ne seçimi olduğundan kesin emin değil. Kavga çıkma olasılığı epey yüksek. Tunus’ta yıllar süren diktatörlük rejiminden sonra ifade özgürlüğünün fazlasıyla tadını çıkaran Tunus sokaklarına bu gerilimin nasıl yansıyacağını göreceğiz. Çoğunluğu rejimin yıkılmasından sonra kurulan 100’den fazla partinin olduğu, bunlardan 60’ının seçime katıldığı ve listelerin acayip karışık olduğu, halkın yüksek beklentileri ve acil ekonomik talepleri de tabloya eklenirse... Vaziyet gergin diyebiliriz. Ama Tunus seçimleri sadece Tunus’u değil, dediğim gibi bütün Arap coğrafyasını ilgilendiriyor.

İSLAM-DEMOKRASİ TEZİ

Seçimlerin ikinci küresel önemi de siyasal İslam ve demokrasi ikilisinin yeni bir zafer kazanıp kazanmayacağı sorusu. Eğer Tunus’taki ılımlı İslamcı En-Nahda Partisi bütün kamuoyu yoklamalarında görüldüğü gibi çoğunluğu ele geçirirse bu da Arap coğrafyasını etkileyecek yeni bir dalga başlatabilir. Gerçi dediğim gibi bu seçim Ulusal Kurucu Meclis için yapılıyor. Yani anayasa yapacak olan bağımsız bir kurul seçiliyor ama yine de demokratik ilk oylamada En-Nahda’nın alacağı desteğin oranı çok önemli bir gösterge. Eğer En-Nahda zaferle çıkarsa bu, AKP’- nin bölgede sözcülüğünü yaptığı demokrasiİslam terkibi iddiasını güçlendirecek.

HANGİ HALKIN İKTİDARI?

Geçtiğimiz hafta Tunus’ta bir televizyon kanalı, İran’da İslam Devrimi’ni anlatan “Persepolis” adlı animasyon filmi gösterdi. Kanalın sahibinin evi taşlandı, kanalın önünde büyük gösteriler oldu. Muhafazakârlar epey gürültü çıkardılar. Türkiye’dekine epey benzeyen Batılılaşmış, seküler, iyi eğitimli orta sınıf tedirgin oldu. Türkiye’de on yıl önceki kaygıyı dile getirmek için kullanılan kalıplar şimdi onların zihinlerini meşgul ediyor: İran mı olacağız? Toplumsal gerilimleri Türkiye’ye çok benzeyen Tunus’ta isyan sonrası nasıl bir “halk iktidarı” kurulacağının ilk göstergesini vermesi açısından bu seçimler hayati önem taşıyor. Hangi halkın iktidarını kuracağını göreceğiz. Ve elbette her devrimin önce kendi çocuklarını yediğini bir kez daha göstermesi açısından da mühim seçimler. Sokaklarda gösterileri yapan, yani devrimin asıl sahipleri devrimci gençlik seçimlerde... Bilin bakalım! Elbette temsil edilmiyor! Bunun nasıl bir gerilime yol açacağı da başka ve önemli bir sorun. Yani “Onur Devrimi“nin onurunu nasıl ve ne kadar koruyabileceğini göreceğiz. Tunus’tan bildirmeye devam edeceğiz efendim.

Şurada Paylaş!
Yazı Boyutua
Yazı Boyutua
Diğer Yazılar