Londra'da isyanın sonbaharı geliyor
"Bizim gençler de yaptı. Tabii canım!" dedi taksi şoförü Özgür, Tottenham ve Hackney'de yağmalanan binaları gösterirken ve ekledi:
"Yaparlar. Bu ülkenin şeysi filan değil, kendi abilerimiz yapıyor. Çalıştırıyorlar çocukları günde 12 saat, insanlıktan çıkarıyorlar. Sonra çocuk deliriyor tabii. Dua etsinler Ramazan'dı. Yoksa Hintlilerin, Somalililerin çeteleri daha kötüdür."
'AZ DÖVÜP GÖNDERDİM'
Kendisi de yağmacıları "az dövüp gönderen" bir Kürt genci olarak konuşuyor Özgür. Giderek Londra'daki arka sokakları anlatan bir Guy Ritchie filmine dönüşüyor arabayla yaptığımız küçük gezinti. Ağır ağır giderken köşelerde küçük gruplar halinde duran gençleri "göstermeden" gösteriyordu:
"Bunlar Hackney Boys, Türkler'in çetesi. Ötedekiler Tottenham Boys, onlar
karışık. Şimdi çoğunu içeri aldıkları için görmüyorsun, bir de Pimbery States
çetesinin çocukları var, Siyahlar. Uzaktakiler Yahudilerin çetesi. Onlar
adamı ortaya alıp ezerler, taktikleri odur. Sonra bir de..."
GAMMAZ DEĞİLİM DÖVMESİ
İngiliz basını akademisyenlerin, siyasetçilerin analizleriyle dolu. Gazeteler ekler veriyor hatta "olayların ardındaki gerçek" tadında. Ama Özgür başka bir şey anlatıyor: 21 Yüzyıl'da Londra'nın arka sokaklarında geçen, bayraklarını, silahlarını ve askerlerini sadece içinde olanların görebildiği bir savaş. "Ellerine mahallelerinin posta kodunun dövmesini yaptırırlar. N16, E5... Bir de hapishaneye girdiklerinde gammaz olmadıkları anlaşılsın diye 'Şerefsizliktense ölüm!' dövmesi yaptırır."
'Daha kötü olacak'
İngilizler emniyetli, herkesin nasıl davranması gerektiğini bildiği "kültürlerinin" nasıl olup da "onlar" tarafından kabul edilmediğini anlamaya, sıraya girmemenin bile büyük bir skandal olduğu İngiltere'de olup bitenlere bir anlam vermeye çalışıyorlar. Ama Özgür bazı şeyleri tamamen anlamsız buluyor:
"Yaktıkları yerler hep kendi yerleri. Ucuz marketler, kira yardımı binası, devlet yardımı parasını aldıkları postahane ve bahis dükkanı... Bir oraları biliyorlar herhalde, spor dükkanları ve cep telefoncular tabii bir de."
SAVAŞ YENİ BAŞLIYOR
Yoksullar, göçmenler, kaybedecekleri son şeyleri de yok edip bu sistemle bütün gemilerini mi yakıyorlar acaba? "Zaten kaybedecek bir şeyleri yoktu, şimdi daha da kötü olacak. Bu yüzden yeni başlıyor bence savaş."
Olayların patlak verdiği Haringay Belediyesi'nde sosyal hizmet görevlisi olarak çalışan Gülden Tosun, gösteriye katılan gençlerin evlerini anlatırken tereddüt
ediyor:
"Mideniz bulanacak ama yedi kişi bir odalı evde yaşayan bir ailenin bebeklerinin
burnunu farenin yediğini gördüm. Üst sokakta adamın Porche'si var. Bir de
şimdi devlet yardımları kesilecek... Başlarına ne geleceğini görüyorlar. Savaş yeni başlıyor. Ama basın bunu göremez. Çünkü insanları değil, uzmanları konuşturuyorlar."
SAVAŞ BAŞLAYALI EPEY OLMUŞ
Aslında "savaş" başlayalı epey zaman olduğu anlaşılıyor. İngiliz hükümetinin devlet yardımlarını kesmesi, okul ücretlerini üç katına çıkarması, kira yardımını tamamen ortadan kaldırılacak olması ile birlikte gösteriler yapmış arka sokaklarda yaşayan göçmenler. Kimse görmemiş. Şimdi İngiltere sadece onlardan ve çaldıkları spor ayakkabılardan söz ediyor!
Gülden Tosun, "savaşın" başka bir biçim alabileceğinden de endişeli:
"Basın, 'Türkler ve Kürtler İngiltere'yi korudu' meselesini köpürtüyor. Bizimkilerin hoşuna gidiyor çünkü ilk kez bu toplum tarafından onore ediliyorlar. Ama bu körüklenirse göçmenler arasında savaş çıkacak. Dedikodu dolaşmaya başladı bile, 'Siyahlar, Türklerin kuyumcularını yağmalayacakmış' diye. Bir de tabii daha kesintiler tam yapılmadı. Burada herkes 'Mutsuzluk Sonbaharı'ndan söz ediyor. Önümüzdeki aylarda esas sonuçları görülmeye başlayacak kesintilerin. O zaman isyan büyüyecek."
YARIN: KAHRAMAN TÜRKLER