Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        "2002'deki asgari ücretle 1370 yumurta alınırken, şimdi 2699 yumurta alınıyor" diyen Sayın Maliye Bakanı Mehmet Şimşek şöyle demiş oldu herhalde:

        "Fazla yumurta verdik, azıttılar!"

        Ya da şöyle mi:

        "Keseriz yumurtanızı, oturursunuz aşağı!"

        Ya da:

        "Karnınız doyunca kanınız bitlendi!"

        Bu mantık, yani "Ekmek yediğiniz yere ihanet ediyorsunuz" iması, bir zihniyetten gelir. Emeğin bir değer olarak kabul edilmediği, emekçinin çalışmaktan başka bir hakkı olmadığına inanmış bir zihniyet. Hastalıklı bir düşünce. Feodal bir akıl tutulması. Peki bu neden olur?

        SÖZ HAKKINI LÜTFETMEK

        Cahillikten olur. Bu, insan 20'sinde "oturaklı bir öğrenci" olduğunda olur. Hem de 1968'de, hem de dünyanın, ülkenin bütün gençliği, son derece insani duygularla ezilenlerin, işçinin, yoksulun yanında ayağa kalkarken "oturmakla" başlar bu hastalık. Biliyorsunuz YÖK Başkanı Prof. Dr. Ziya Özcan böyle dedi:

        "68'liyim ama oturaklı öğrenciydim. Hiç eyleme katılmadım."

        Bravo! Sonucu görüyoruz. Çünkü şimdi öğrencileri huzura kabul etmeyi lütfediyor Profesör. Nasıl ki Maliye Bakanı, emek kavramını "Eti senin kemiği benim" düzeyinde algılıyorsa Özcan da üniversitede ezici çoğunluğu oluşturan öğrencilerin üniversite yönetiminde zaten söz hakkı olması gerektiğini bilemiyor ve diyor ki "Dertlerini televizyonda anlatsınlar, dinleyeyim". Lütfetmiş, sağ olsun.

        KORKAKLARDAN ADAMLAR YAPMAK

        Özcan'ın anlattıklarını biraz daha okuyunca daha korkunç şeyler de çıkıyor ortaya. Özcan bir eyleme çağrılıyor, gitmiyor, kabadayı öğrenciler de bunu bir kenara sıkıştırıyor, dövecekler. Bir kadın öğrenci önüne dikiliyor, "Onu dövemezsiniz" diyor. Özcan, bu öğrencinin kim olduğunu hâlâ bilmiyormuş. Nasıl yani? İnsan kendisi için bir kalabalığın önüne dikilen bir kız çocuğunun kim olduğunu nasıl bilmez. Bu kadar mı korkaklık olur? Kız solcu anlaşılan, bir efelik etmiş zulme karşı. İnsan o kızı tanımaktan imtina edecek kadar mı korkar? Ya da şöyle soralım:

        Kendisini koruyan insanların yüzüne bakmayacak kadar sinmiş bir haleti ruhiye bugün öğrencileri, öğrencilerin haklarını, demokrasiyi, bilimsel özerkliği nasıl savunacak?

        Demiş ki Özcan, "Yumurta atmayın, twit atın". Tam ona göre! Hatta eminim 68'de Twitter olsaydı çok mutlu olurdu. Böylece kimse için, kimseyle birlikte risk almak zorunda kalmaz, bir dehlize gömülüp twit atabilirdi.

        Özcan bütün bu anlattıklarından sonra minibüs şoförlüğü yaptığını söylüyor. Diyor ki "Biz para kazanmak zorundaydık, çalışıyorduk, eyleme vaktimiz yoktu."

        Demek istiyor ki, "O eylem yapan çocukların tuzu kuruydu". Yoksulluktan tek yırtmak isteyenlerle yoksulluğun ortadan kalkması için hayatını ortaya koyanların farkı da burada ortaya çıkıyor. Günü gelip de darbenin en şanlı kurumuna başkan olabilmek için vaktiyle "oturaklı" ve yeterince korkak olmak gerekiyor!

        ÇOCUKLARI SİLAHLANDIRMAK

        Ve bu adamlar şimdi, arkadaşlarıyla birlikte, tam bir dayanışma içinde, tabii ki artık iktidarda oldukları için herhangi bir risk almadan 18 yaşındaki çocuklara pompalı tüfek dağıtmaya hazırlanıyorlar. Yumurta atmasınlar, kurşun sıksınlar! Neden?

        Çünkü o zaman onlara da kurşun sıkılabilecek!

        Çünkü o zaman hükümet yanlısı basında bir köşe yazarının, AKP'li gençlere yaptığı solcu öğrencileri linç çağrısı karşılık bulacak belki.

        Birileri yumurtalara bakıp bakıp, ciddi ciddi, sanki bombalı saldırı yapılmış gibi, "Biz bu görüntüleri 80 öncesinden hatırlıyoruz" diyor. Ben de bir şey söyleyeyim o zaman:

        Biz de bu silah mevzuunu hatırlıyoruz. Darbeciler tarafından Mamak Cezaevi'nde dövülerek öldürülen İlhan Erdost'un abisi, Sol Yayınları'nın sahibi Muzaffer İlhan Erdost, gazeteciliğe başladığım zamanlarda 80 öncesine dair anlatmıştı:

        "Bütün kitapları yasakladılar. Ama birden bütün sokaklarda Carlos Marighella'nın Şehir Gerillasının El Kitabı satılmaya başlandı. Bomba nasıl yapılır, nasıl patlatılır vesaire. Böyle bir operasyon yürüttüler ve muhalefeti silahlanmaya teşvik ettiler. O bir operasyondu. Çocukları illegal olmaya teşvik ettiler."

        Elinizi görüyoruz yani!

        Yazı Boyutu

        Diğer Yazılar