Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        İstihbarat, casusluk, örtülü operasyonlar... Bu anahtar kelimelerin yer aldığı bir film ya da diziyi izlemeden, atlayıp geçen çıkmaz sanırım. Milli İstihbarat Teşkilatı'nın (MİT) son dönemde Türkiye'de faaliyet gösteren yabancı ajanlara yönelik dikkatli takip ve operasyonları bahsettiğimiz filmleri aratmayan cinsten.

        Kendi ülke topraklarımızdaki espiyonaja karşı koyma çalışmaları zannedildiği kadar kolay olmuyor. Aslında bunların her biri birer meydan okuma… Son dönemdeki birkaç örnek; Birleşik Arap Emirlikleri için çalışan iki ajanın yakalandığı Temora Operasyonu, ülkemizdeki Çeçen kökenli bir şahsa yönelik suikast hazırlığındaki kişilerin yakalandığı Gümüş Operasyonu, yine yönetim muhalifi Çeçen unsurlara yönelik eylem hazırlığındaki altı kişinin İstanbul ve Ankara’da eş zamanlı operasyonla yakalandığı Ayı Operasyonu, Van’da sığınmacı olarak ikamet eden İranlı eski üst düzey bir askeri İran’a kaçırmaya çalışan 6 kişinin yakalandığı Vorteks Operasyonu. Ve en son, İsrail istihbaratı için faaliyet gösteren 15 kişilik çetenin yakalandığı Muteni Operasyonu…

        İsrail istihbaratı için taşeron hizmeti veren tamamı Arap kökenli 15 kişilik bir çete… İçinde Filistinliler ve Suriyelilerin yer aldığı grup uzun teknik ve fiziki takiplerin ardından yapılan istihbarat analiz çalışmaları sonucunda yakalandı. Görüştüğüm İsrailli yetkililer, sessiz kalmayı tercih ediyor. Ancak ucu açık bir dille, Türkiye üzerinden “İsrail karşıtı faaliyetlerin takip edilmesinin” normal olabileceğini belirtiyorlar. İsrail’in bizim topraklarımızda istihbarat şebekesi kurması her ne koşulda olursa olsun kabul edilemez.

        Ülkelerin resmi tarihlerinin yanında bir de yatay geçişlerin olduğu tarihler vardır. İstihbarat birimleri bu geçişken alandaki gayri resmi tarihin kurgusunu yazar ve yönetir. Şimdi İsrail bu durumu nasıl izah edecek. Üstelik Mısır ve İsrail’le ilişkilerin normalleşmesi gerektiğini savunan bir gazeteci olarak ben İsrail istihbaratının ve Dışişlerinin bu konuyu nasıl toparlayacağını merak ediyorum. Bu kolay olmayacak. Aldığım bilgiye göre önümüzdeki hafta İsrail’den bir heyetin Ankara’ya gelmesi planlanıyor.

        İRAN, RUSYA VE PKK

        İç ve dış istihbarat topyekûn bir faaliyet ve Türkiye’nin başta PKK olmak üzere terör örgütlerine karşı verdiği mücadelenin en önemli ayaklarından biri. ABD’nin de Rusya’nın da işine yarayan PKK kullanışlı bir örgüt, İran için de… Terör örgütü 40 yıllık bitmek bilmeyen dostluğunun olduğu İran’ın Kandil’de sınır muhafızlığını yapıyor.

        İran ile sahada çok dillendirmesek de aslında oldukça derin sorunlar yaşıyoruz. Irak’ta Türkmenleri mezhepsel ayrıma zorlayan İran istihbaratının Türkmenler üzerindeki baskını en son yapılan Irak seçimlerinde siyasi sonuçları ile gördük. Beşika’da yer alan askeri üssümüze yönelik bugüne değin yapılan tüm saldırıların arkasında İran ile iş birliği halindeki paramiliter güç yapısı Haşti Şabi olduğunu biliyoruz. Türkiye’nin Karabağ’da kardeş Azerbaycan’ın yanında dimdik durması ülkesinde 30 milyona yakın Azerbaycan Türkü bulunan İran’ı kaygılandırmış durumda. İran boş durur mu? Elbette bir yandan ülkesindeki Türklerin yaşadığı topraklarla Azerbaycan arasındaki bağları koparma planlarına başladı bile…

        İran en sert yüzünü ise Sincar ve Afrin’in güneyindeki Tel Rıfat’ta gösteriyor. Sincar dağında PKK’nın dağılmaya başladığı bugünlerde İran İstihbaratı, PKK’nın bölgedeki yerel kolu olan Ezidi yapılanması YBŞ’nin (PKK/Şengal Savunma Birlikleri) faaliyetlerini Haşti Şabi grupları üzerinden organize etmeye çalışıyor. Ancak bölgeden aldığım bilgi hali hazırda YBŞ içinden 380 silahlı Ezidinin geçtiğimiz birkaç gün içinde örgütten ayrıldığı yönünde.

        İran bize en tehlikeli oyunu Afrin’de sahneliyor. Zira bizim Suriye uzmanlarımız ekranlardan Afrin’de bize saldıran PKK/YPG’li teröristlerin ABD tarafından koordine edildiğini iddia etse de o bölgede görmedikleri bir tablo var. Afrin’e yönelik saldırıların geldiği Tel Rıfat hattındaki PKK/YPG’liler tamamen İran ve Rusya’nın kontrolünde. Yani bize yönelik saldırılara göz yuman ve lojistik destek veren aktörler ortada.

        Sesli Dinle
        0:00 / 0:00
        Yazı Boyutu

        Diğer Yazılar