Türkiye ve Rusya Karabağ'da ön aldı
Kırk dört gün süren Azerbaycan ve Ermenistan arasındaki Karabağ savaşının gerçek kazananı büyük ölçüde Moskova olurken Türkiye de süreçten kazançlı çıktı. Rusya ve Türkiye askeri güçleri sayesinde Kafkasya’da bölgesel düzenin içinde önemli aktörler haline geldiler.
MİNSK grubu içindeki diplomatların ve politikacıların barışçıl bir şekilde yirmi yılda inşa edemediğini askeri güç altı haftada inşa etti.
Bölgeye uzak da olsa gücü ve etkisi tartışmasız hissedilen, MİNSK’in büyük ağabeyi ABD’nin ise yeni seçilen ve henüz koltuğa oturmamış olan başkanı Joe Biden döneminde nasıl bir dış politika izleyeceği henüz meçhul.
Özellikle Çin, Rusya ve İran konunda nasıl bir yol izlenileceği belirsizliğini korurken Türkiye’nin bölgesel aktör olarak yükselmesi önümüzdeki 25 yılda yeniden şekilleneceği anlaşılan coğrafyamızda önemli bir değişken olacak.
Ermenistan ve Azerbaycan'ın 9 Kasım'da Moskova himayesinde Karabağ için imzaladığı "tam ateşkes", Azerbaycan ordusunun zaferini ilan etmiş oldu. Bu anlaşmanın şartları uyarınca Bakü, Ermenistan'ın 1990'lardan beri işgal ettiği Dağlık Karabağ'ı çevreleyen yedi rayondan zulümle çıkarılan Azerbaycanlılar yurtlarına geri dönebilecekler.
Yine anlaşmaya bağlı olarak yaklaşık iki bin Rus askerinden oluşan bir "barış gücü" Dağlık Karabağ’a konuşlandı ve güvenliği sağlayacak. Azerbaycan hükümeti ise bölgenin imarı ve yaklaşık 750 bin Azerbaycanlının yerine yurduna dönmesi için projeksiyonlarını oluşturmaya hazırlanıyor. Gerçi iki aşamalı bir yol haritaları var ama Türkiye’nin desteği olmaksızın bu süreci devam ettirmeleri oldukça güç.
Azerbaycan için zafer olan Ermenistan için büyük yenilgiydi elbette. Aynı gün Ermenistan’ın başkenti Erivan’da ise öfkeli kalabalıklar parlamento binasını bastı ve Başbakan Nikol Paşinyan’ı lanetledi.
Diasporanın desteklediği Paşinyan’ı artık zor günler bekliyor. Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’in yakın dostu Ermenistan’ın eski cumhurbaşkanı Robert Koçaryan ise hazırlıklarına başlamış durumda. Hemen söyleyeyim Koçaryan yenilgiyi kabul eden ve anlaşma hükümlerine saygı duyan ve kabul eden bir isim olacak. Zira yenilginin maliyeti topyekün Paşinyan’a kalmış durumda.
Dağlık-Karabağ’daki savaş ve diplomasi süreci çoğu zaman donmuş durumdaydı ancak hiçbir zaman çözümlenemedi ve bu, Azerbaycan için bir travma yaratırken Türkiye ile Ermenistan arasındaki sınırın kapalı kalmasının da temel nedeni oldu.
AZERBAYCAN’A KAZANDIRAN ÜÇ ŞEY
Savaş neredeyse kaçınılmazdı. Azerbaycan daha da zenginleşti, kendine güvenli bir hale geldi. Bugünkü başarısında üç unsur etkili oldu.
Bunlardan biri Türkiye’nin artan kararlılığıydı. Türkiye, güç kullanma ve Azerbaycan’a askeri destek sağlama isteğini gösterdi. Cumhurbaşkanı Erdoğan ve muhalefetin verdiği destek açık ve netti.
İkincisi, Rusya’nın, Azerbaycan’ın ilerlemesini ve Türkiye’nin dahil olmasını kabul etmesiydi. Zira Rusya ve Türkiye arasında büyük fotoğraftan bakıldığında çok daha geniş alanların masaya yatırılması gerekiyordu ve ABD’nin Cumhuriyetçi başkanı Donald Trump’ın tersine Demokrat Biden için Rusya sorunu İran’dan önce geliyordu.
Yani Putin’in Biden koltuğuna oturmadan Türkiye’ye bir jest yapması elzemdi.
Eskiden Azerbaycan, Rusya’nın Ermenistan’ı savunma taahhüdü nedeniyle topyekun bir saldırı düzenlemekten çekiniyordu. Ancak Azerbaycan doğru bir tahminde bulundu; Putin, Batı’nın baskıları karşında dik durmaya çalışan müttefiki Türkiye’yi daha çok önemsiyordu ve Paşinyan’ın iktidara geldiği 2018 yılındaki “barışçıl renkli” devrim sonrasında artık Ermenistan hükümetinin yanında yer almaya istekli değildi. Ankara-Bakü hattındaki görüşme trafiği Aliyev’in doğru karar almasında etkili oldu.
Üçüncü unsur ise Amerika’nın, Trump yönetiminde daha da hızlanan bir şekilde bölgeden kademeli olarak ayrılmasıydı. Böylece Rusya ve Türkiye bir anlamda kendi anlaşmalarını şekillendirmek için başbaşa kaldılar. İşte bu süreç Bakü’nün daha rahat hareket etmesine bir olanak tanıdı.
KAFKASLARDAN ASYA’YA AÇILAN KORİDOR
Aslında işin bir başka boyutu daha var. Türkiye, Azerbaycan’ı anlaşmayı kabul etmeye ikna etti. Savaşan iki taraf ve Rusya tarafından imzalanan üçlü anlaşmada adı geçmese de Türkiye, bu anlaşmanın en büyük fayda sağlayanlarından biri.
Türkiye, Azerbaycan’ın Nahçıvan bölgesi üzerinden bir ulaşım koridoruna sahip olacak ve böylece Orta Asya ve Çin’in Bir Kuşak Bir Yol (OBOR) inisiyatifine erişim sağlayacak. Kaldı ki zaten Türkiye, OBOR girişiminde alternatif koridorlardan birisi olan Orta Kuşak üzerinde yer alıyor.
Rusya, bu projenin öncülerinden ancak uzun vadede mevcut konumunu kaybetmeye yönelik endişeleri var. Bu nedenle söz konusu koridoru kendisi kontrol etmek istiyor ve edecektir de. Ancak günün sonunda tüm taraflara ekonomik yarar sağlayacaktır.
Öte yandan ayrı bir yazı konusu olmakla beraber Çin’in başat aktör olduğu bu ağ sistemi içerisinde Rusya’yı dengeli bir şekilde yanında tutmak Türkiye’nin kendini güvenli bir pozisyonda tutabilmesi açısından önemli.
Rusya ile Suriye’deki işbirliğimiz oldukça kırılgan çünkü krizin başında istenmeyen gelişmeler yaşandı. İşte bu nedenle Karabağ savaşının kazanımlarını alkışlıyor ancak bir önceki yazımda işaret ettiğim olasılıkların diplomaside ve sahada doğru, samimi değerlendirilebilmesini temenni ediyorum.
Aksi halde Dağlık Karabağ’dan çıkmayan bir Rusya Türkiye için önce destek, sonra köstek olabilir.
- Acil ihtiyaç listesi: Somut politikalar1 yıl önce
- Şimdi anketörler düşünsün…1 yıl önce
- 14 Mayıs seçim anatomisi1 yıl önce
- Sudan'ın Hal-i Pür Melali1 yıl önce
- Hataylı Zeynep'in bayramlık pembe ayakkabıları…1 yıl önce
- Netlik…1 yıl önce
- Finlandiya NATO'ya ne kazandıracak?1 yıl önce
- Avrupa'yı Kürt petrolü ısıtabilir mi1 yıl önce
- ABD'nin Suriye üslerindeki köstebek kim?1 yıl önce
- PKK'nın helikopter kazası… Peki nereden buldular?1 yıl önce