ABD'nin PKK seviciliği nereye kadar?
Terör örgütü PKK’ya Suriye petrollerini usulsüz bir şekilde satma yetkisi veren ABD, örgütün Suriye kolu PYD/YPG’yi özerklik sürecine hazırlıyor. Zira Fransa’dan gelen 64 kişilik özel bir ekip PYD’nin iç yapılanması hususunda alt yapısını oluştururken, ABD ise Suriye’nin kuzeyindeki gruplar arasındaki husumetleri ve kavgaları ortadan kaldırmak için görüşme trafiği yürütüyor. Özellikle son 6 haftadan buyana bu trafik artık en üst seviyede sürdürülüyor.
Bu arada ABD ve Fransa’nın bu hamlelerine Rusya’dan da yeşil ışık gelmiş gibi gözüküyor.
ABD’nin Suriye Özel Temsilcisi James Jeffrey, PKK ve örgüt dışındaki diğer Kürt partileriyle önemli görüşmeler gerçekleştirmek için Suriye’nin kuzeyine dün akşam saatleri itibari ile intikal etti. Hiç zaman kaybetmeden görüşmelerine başladı.
Bölgeden konuştuğum bir siyasi kaynağım Jeffrey’nin, Suriye Kürtleri Ulusal Meclisi (SKUM) ve en büyük gücünü PKK’nın Suriye kolu PYD’nin oluşturduğu Kürdistan Ulusal Birlik Partileri (PYNK) ile görüşmeler başlattığını belirtti. Daha önce ABD’li diplomatların ve CIA’nın girişimler başlattığı ve taraflar üzerinden uzlaşamadığı yedi temel başlıkla ilgili görüşmeler yapacağını ifade etti.
Taraflar anlaşırsa ABD 80 kişilik bir ekiple PYD/YPG/PKK’nın Suriye’deki asayiş gücünü eğitecek…
Kaynağım dünkü görüşmelerde Jeffrey’nin tüm Kürt grupların konsolide olması halinde diğer bazı müttefiklerle beraber hem mali destek hem de özerklik sözü verdiğini söyledi.
Özetle Kürt grupları PKK çatısı altında birleştirme operasyonun startı verilmekle kalmadı, süreç işliyor….
Diğer taraftan, Suriye Rejimi ve PKK arasındaki girift ilişiler de dikkat çekiyor. Birkaç gün önce Beşar Esad’a yakın Hüsam Katırcı’nın şirketine ait onlarca petrol tankeri, PKK kontrolündeki petrolü Humus vilayetine geçirmek için PYD kontrolündeki bölgelere geçti.
Petrol dışında bir diğer önemli emtia olan buğdayın ticareti de aynı şekilde devam ediyor.
Gözümüz Doğu Akdeniz’de. Ama Biz oraya döndük diye Suriye’de işler durmuyor.
RUSYA BOŞ DURUR MU?
Elbette ABD sahada bu kadar hareketli bir pozisyon alırken, Rusya’da boş durmuyor.
Hatta Rusya’nın Suriye’deki PKK kozu da en az ABD’nin kartı kadar keskin.
Rusya'nın arabuluculuğuyla Moskova'da geçtiğimiz günlerde Suriye Demokratik Konseyi (SDG) ile Suriye “Halkın İrade Partisi” arasında ülkedeki PKK yanlısı ve PKK dışında kalan partiler Suriye krizini çözme sürecine katılımı konusunda bir anlaşma imzaladı.
Üstelik bu olay Türk heyet Moskova’da görüşmeler yaparken yaşandı.
Rus diplomasisi açısından bakıldığında Suriye'de ABD’ye Kürt kartının diğer ucunu kendileri tutmuş oldu.
Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov, makamında ağırladığı SDG’nin Suriye'deki siyasi sürece katılma hakkına sahip olduğunu söyledi. Lavrov, SDG’nin Cenevre veya Astana'daki Suriye görüşmelerine katılmaması durumunda bir eksiklik olacağını söyledi.
Şimdi Rusya’nın önümüze ne çıkaracağını zamanla göreceğiz…
Kaynaklarımdan aldığım bilgilere göre, tarafların Moskova’da imzaladığı anlaşmada;
Dikkat çeken başlıklar..
* Yeni Suriye'de Suriye toprağı ve Suriye halkı bir bütündür. Yeni Suriye demokratiktir, eşitlik ve sosyal adalet ilkelerine göre hareket etmektedir.
* Yeni Suriye, çok etnikli bir devlettir. Kürt, Arap, Asur, Türkmen, Ermeni ve Çeçen halkları tek bir devlet altında birleşmiştir. Hem demokratik bir anayasaya hem de gelişmiş bir ademimerkeziyetçi yönetim biçimine sahip olacaktır.
* Dış politika, savunma ve ekonomik ilişkiler ortaklaşa ele alınır.
* Egemenliğin yeniden kazanılmasına giden yol, 2254 sayılı Cenevre Kararı Protokolü uyarınca olacaktır: Tüm yaptırımlar ve ablukalar sona ermeli ve tüm yabancı güçler Suriye'den çıkmalıdır.
* Ulusal bir kurum olarak Suriye Ordusu siyasetle değil, yalnızca askeri meselelerle ilgilenmelidir.
* Her iki taraf da Suriye'deki krizin çözümü için Cenevre Bildirgesi'nin uygulanmasını destekliyor. Muhalefet partileri siyasi reformlara katılacaktır.
* Kuzey ve Doğu Suriye Özerk Yönetimi (2016'da özyönetim ilan edilen PYD kondtrolündeki Rojava kastedilmekte) bölge nüfusu ve Suriye için bir gereklilik olarak kabul edilmelidir.
Bu uzlaşma metni tarafların dar kalıplar içinde bir özerklik için alt yapı oluşturduğunu gösteriyor…
Rusya, Libya’da tutuklanan vatandaşları için Türkiye’den yardım bekliyor
Türkiye ve Rusya ilişkileri Suriye’de ayrı, Libya’da ayrı işliyor. Farklı cephelerde yer alınsa da işbirliği yapmaları gereken bir sürü alan oluşuyor. Bu nedenle hem Libya, hem Suriye’de mayınlı arazide yürümeye çalışmak gibi bir durum söz konusu.
Örneğin Rusya Devlet Başkanlığı Orta Doğu ve Afrika Özel Temsilcisi ve Dışişleri Bakan Yardımcısı Mihail Bogdanov, Libya’da tutulan Rus vatandaşlarının serbest bırakılması konusunda Ankara’dan destek olmaları için görüşme trafiği başlattı.
Ankara ve Moskova, Rus vatandaşlarının resmi devlet kurumları tarafından mı yoksa bölgedeki bazı gruplar tarafından mı tutulduğuna dair bölgede çalışmalar yürütüyor.
- Acil ihtiyaç listesi: Somut politikalar1 yıl önce
- Şimdi anketörler düşünsün…1 yıl önce
- 14 Mayıs seçim anatomisi1 yıl önce
- Sudan'ın Hal-i Pür Melali1 yıl önce
- Hataylı Zeynep'in bayramlık pembe ayakkabıları…1 yıl önce
- Netlik…1 yıl önce
- Finlandiya NATO'ya ne kazandıracak?1 yıl önce
- Avrupa'yı Kürt petrolü ısıtabilir mi1 yıl önce
- ABD'nin Suriye üslerindeki köstebek kim?1 yıl önce
- PKK'nın helikopter kazası… Peki nereden buldular?1 yıl önce