Azerbaycan-Ermenistan hattında savaş çanları çalıyor
Azerbaycan ile Ermenistan arasındaki gerilim hattı Dağlık Karabağ bölgesiydi. Bugün bu hattın kuzeyinde taraflar birbirine savaş ilan etmiş durumda ve Azerbaycan-Ermenistan sorunu bugün de geçmişte olduğu gibi ulusal çıkarlarımızda direkt bağlantılı.
Mevcut gerilim göz önüne alındığında, Kafkasya’da büyük savaş riski var mı? Bölgedeki aktörler ve uluslararası dengeler kısa vadede bir çözüm sunabilecek mi?
Birinci soruya yanıt evet, var. Dün Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar’ın konuyla ilgili çıkışı zaten durumun ciddiyetini yeteri kadar ortaya koyuyor. Çünkü Türkiye için Azerbaycan’a yönelik hiçbir müdahale kabul edilemez. Bu nedenle Ankara’nın Bakü’ye askeri teçhizat desteği ve yardımları devam edecek.
Azeri ordusunun havadan SİHA’larla vurduğu Ermenistan askeri üssü örneğinde olduğu gibi Ankara askeri amaçlı olarak İHA ve SİHA tedarikini sürdürecek. Azerbaycan askerlerinin TSK tarafından eğitimi de geçmişte olduğu gibi devam edecek.
Ancak Rusya’nın da bölgeye yeniden girmek için bir bahane arayışında olduğunu not düşmek gerekir.
Geride bıraktığımız yıllarda Rusya, iki eski SSCB ülkesini barıştırmayı defalarca denedi ancak bir netice alınamadı. Zira Erivan yönetimi iradesini büyük ölçüde Fransa’ya kaptırmış durumda. Bugün de uzlaşma iradesini ortaya koyacak bir durumda olmadığı görünüyor.
Ermenistan, Karabağ ile arasında bulunan bölgelerin bir kısmını daha ileride Karabağ’a saldırı alanı olacağı endişesinden ötürü Azerbaycan’a vermekten korkuyor. Oysa bölgenin koşullarını göz ardı ederek Ermenistan sadece kendi geleceğine zarar veriyor.
Azerbaycan ise zamanın kendi lehine işlediğinden emin: Nüfusu Ermenistan’ın nüfusunun dört katı. Büyük bir askeri bütçenin yanı sıra formalite de olsa dünya kamuoyu desteği mevcut. Dolayısıyla zayıf konumdaki Ermenistan’ın şu anda sahibi olduğu bölgeleri ilelebet elinde tutamaz.
Ermenistan da güç dengelerinin kendisinin lehine olmadığını biliyor ama ellerinde Rusya ve Fransa gibi önemli iki koz var ve bu kozlar olmasaydı yeni bir savaş çoktan gerçekleşmiş olurdu.
Ancak bu, Ermenistan’ın bakış açısı.
Rusya’nın her iki tarafla yakın ilişkilere ihtiyacı olduğunun farkında. ABD’nin Kuzey Afrika ve Ortadoğu ve Gürcistan hattı üzerinden Rusya’yı çevrelemeye çalıştığı bir ortamda Moskova yönetiminin tek başına Ermeni tezleri ile yol alması mümkün görünmüyor. Bu nedenle Azerbaycan ile de iyi ilişkilere ihtiyacı olacak.
Kafkasların ötesinde hiçbir savaşın bizim ve bölgedeki bir diğer aktör Rusya’nın ulusal çıkarları lehine olmadığını hem Bakü hem Erivan pekâlâ biliyor.
Ermenistan için Rusya sadece baş müttefik ve partner değil onların devlet olarak varlıklarının garantörüdür aslında. Rusya’yı kaldırdığınızda Ermenistan kendi içinde kendini imha etmeye kalkışabilir.
İçe kapanmış ekonomisi, verimsiz siyasi süreçler, istikrarsızlık, halkın alım gücünün dip yapması, genç erkek nüfusun ülkeyi terk etmesi, sağlık sektörünün iflası ve diasporanın siyasi ekonomik baskıları Ermenistan’ı oldukça kötü bir noktaya taşımış durumda.
Bu çıkmazdan çıkış yolu nerede?
Tek makul yol; Ermenistan ve Azerbaycan'ın sadece Rusya ile değil kendi aralarında da kademeli olarak - Türkiye’nin de bölgesel desteği ile - yeni bir yol haritası oluşturması. Ancak buradaki mutlak olmazsa olmaz Ermenistan’ın Dağlık Karabağ’ı sahiplerine iade etmesidir.
Bakü ve Erivan aralarında savaş başlatmak için elverişli anı yakalamak için onlarca yıl daha bekleyebilir tabii ki ancak bu yol çıkmaza götürür.
Öte yandan Rusya bu sorunda aracı olmak için sabırsızlanıyor. Ancak Rusya’nın tek başına aktör olmaya kalkışması bölgesel denklem açısından her zaman risk teşkil edecektir.
Şurası açık ki Rusya ve Fransa, Dağlık Karabağ yerine Ermenistan’ı Tovuz bölgesinde saldırıya zorlamışsa daha derin düşünmek gerekir. Zira Tovuz tren hatları geçiş merkezi ve Türkiye’ye uzanan enerji hatlarının da ana geçiş güzergahına çok yakın….
Yani Rusya arabuluculuk bahanesi ile bölgeye askeri yığınak yapmanın derdinde olabilir. Ve bu bölgeye girdiği takdirde ABD’nin Azerbaycan ve Gürcistan üzerinden harekete geçirmeyi planladığı çevreleme politikaları bertaraf edilmiş olacaktır. Diğer taraftan maddi olarak en büyük külfeti ise biz sırtlamak durumunda kalabiliriz.
Tüm bunlar olurken İran’ın sessizliği de boş değil. İran hali hazırda Ermenistan’a en büyük desteği veren ülke. Ülkede yaşayan 22 milyon Azeri Türkü’nün Azerbaycan ile sınır komşusu olmasını asla istemiyor.
Ama daha önemli bir durum ise İsrail’in Türkiye ile bağlarının zayıflaması üzerine İran’a yönelik operasyonlarını genel olarak Azerbaycan üzerinden yönetmesi meselesi var. İran bu konudan dolayı da oldukça rahatsız…
Yine karışık denklemler. Hesaplamaları yaparken kılı kırk yarmamızda fayda var.