Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        Türkiye yerli ve yabancı turistler için kapılarını önümüzdeki haftalarda açıyor. Pandemi nedeniyle turizm sektöründe eski günleri beklemek zor ancak uçak seferlerinin başlamasıyla sektörde az da olsa bir hareketlilik bekleniyor.

        Turistlere güvenli bir tatil sunmak için Türkiye hazırlıklarını tamamladığını ilan etti. Ancak çok büyük beklentiye girmemeli.

        Ülke ekonomisini besleyen can damarlarından olan turizm endüstrisinin Gayrisafi Yurt İçi Hasıla’daki payı son yıllarda sürekli arttı. Geçen yıl yüzde 11,3'tü. Önceki yıl yüzde 10,1'di. Sektör ülkedeki çalışanların yüzde 9,4'ünü istihdam ediyor.

        2019 yılında 51,7 milyon yabancı tatilci Türkiye'yi ziyaret etti. Bu yıl bu elbette her ülke gibi biz de salgın nedeniyle bu rakamların çok gerisinde kalacağız.

        Covid-19 salgını patlak vermeden önce, 2020 için kendimizi çok daha fazla ziyaretçiye hazırlamıştık. Ama yine de başka ülkelerin aksine, Covid-19 krizini başarıyla aşmaya çalışıyoruz.

        Tıpkı sağlık gibi turizmde de gerekli önlemleri almaya başladık. Ancak bunu dünyaya gerekli şekilde anlatabildik mi? Ben bu konuda emin değilim. Bakan Mehmet Ersoy’un şu dönemde iç medyadan ziyade dış medyaya yönelmesi gerektiğini görmesi gerekiyor.

        İlk aşamada, önceliğimiz olan uçak seferlerinin yeniden başlatılmasına dair takvimi THY açıkladı. Bu diğer şirketler için de yol gösterici olacak.

        REKLAM

        Krizin başından buyana olağanüstü çaba sarf eden Sağlık Bakanlığı gerekli hazırlıkları tamamladı. Ülkemize gelecek olan turistlerden Covid-19 testi istemek yerine, havaalanına varışta bir PCR testi yapılacak.

        Birçok ülkenin ilgili makamlarına sağlık sistemimizin kapasitesi ve güvenli bir tatil olanağı sağlayacak belgelendirme programı ve önlemleri hakkında bilgiler yollandı.

        Havaalanları, hava yolu şirketleri, restoranlar ve turizm şirketleri için salgına karşı bir sertifika programı hazırlandı. Sertifika programları 4 Mayıs'ta tamamlandı. Sertifika alan şirketler haziran ayında yayınlanacak. Bağımsız kurumlar, söz konusu kurallara uyulup uyulmadığını düzenli olarak takip edecekler.

        Sertifikasyon programının bir parçası olarak, hijyen ve mesafe kuralları ile ilgili daha fazla önlem, konuklara Türkiye'deki tatillerinin her aşamasında güven hissi verecektir. Ancak işletmelerimiz buna ne kadar hazır? Ya da hazırlıklar ne aşamada? İşletme sahipleri şaşkın.

        Turistik bölgelerimizde enfeksiyon sayısı tekrar artarsa ne olacak? Bodrum gibi kışın kendi kabuğuna çekilen ve gerçek nüfusu ile baş başa kalan turizm beldelerimizin hastane kapasiteleri sınırlı. Zira Bodrum Belediye Başkanı’nın sokağa çıkma yasaklarının başladığı ilk dönemde yazlıkçılara “gelmeyin” uyarısı önemliydi.

        Yani Turizm Bakanlığı, Sağlık Bakanlığı’na sahil kentlerine yönelik bir projeksiyon vermiş mi? Sağlık Bakanlığı gelmesi öngörülen turiste hazır mı?

        Cazibe merkezi olan popüler tatil beldelerimizde beklenmedik bir hastalık, salgın baş gösterirse sağlık sisteminde gerekli kapasiteler mevcut mu?

        Sonuçta bu tip beldelerde sağlık alt yapısı yerleşik nüfusa ve ortalama bir turist sayısına bağlı planlanıyor.

        Salgın dünyanın her yerinde, tüm sektörleri vuruyor. Elbette ki turizm bundan en çok etkilenenlerin başında. Hükümet de bu sektördeki şirketler ve işletmeler üzerindeki olumsuz etkisini olabildiğince düşük tutabilmek için finansal yardım paketi sundu.

        REKLAM

        Benzer çabaların arttırılması halinde yılın ikinci yarısında sektörün hızla toparlanması mümkün deniliyor. Ancak ille de yabancı turist diyorsak, Turizm Bakanlığı’nın da yabancı iletişim kanalları üzerinden bu süreci nakış gibi ince ine işlemesi gerekecek.

        Bu tip dönemlerde bakanlıkların basın bürolarına çok iş düşüyor. Fikir geliştirmek, mecra üretmek gerekli. Uluslararası görünürlük şart ama bu platformlarda neler anlatılmalı, nasıl güven kazanmalı… Tüm bunlar iç piyasaya tanıtımdan daha başka dinamikler istiyor.

        Şu salgın döneminde eğer stratejik ve öngörülü adımlar atmayı başarabilirsek, ülkemizin şanslı çıkabileceğini düşünenlerdenim. Ama kaygan zeminde yürüyoruz. Acelecilik bize kaşıkla topladığımızı kepçeyle dağıttırmasın.

        En büyük cazibemiz turiste sunacağımız sağlık, güvenlik ve şeffaflık olacak bu süreçte.

        Yazı Boyutu

        Diğer Yazılar