Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        Kırık Taşlar” arasından bildiriyorum…

        Bir utancın, birileri için keyfe dönüşmesini izliyorum haftalardır. Sanatçı Mehmet Aksoy'un Kars’taki İnsanlık Anıtı heykelinin yıkımı için 7 Mart'ta ihale açılıyor. En çok kim para verirse, heykeli yıkma “şerefini” o yaşayacak. Aferin size. Şimdiden bu kişilere tebrikler, sizin rütbenize uygun bir madalya henüz dünya tarihinde verilmediğinden, sizi derecelendirmekte yetersiz kalıyorum ve aslını isterseniz size hangi hitapla sesleneceğimi de bilemiyorum.

        Heykel yıkıcılar:

        7 Mart günü düzenlenecek ve İnsanlık Anıtı heykelini yıkmak için açılacak ihaleye katılanlar sizlere söylüyorum: Sizden utanıyorum, hep utandım ve hep de utanacağım. Benim gözümde siz, kendi çocuğundan korkan bir baba gibisiniz. Sevmeyi bilmeme nedeniniz, hiç sevilmemiş olmanız. Benim gözümde bir heykeli yıkmak, bir insanı öldürmeye benziyor. Yaşayan, nefes alan ve her şeyden önemlisi hafızası olan bir varlığı yok etmek için sahi sıraya mı gireceksiniz? Adınızı tarihe bu ünvanla mı geçirmek istiyorsunuz?

        Peki ben neden “kırık taşlar” arasından bildiriyorum?

        Antik çağdan dostumuz Herakleitos öyle diyor çünkü. O da bundan ikibin beş yüz yıl önce, sizin gibi cehennem yüzlü, cehennem kalpli insanlarla karşılaşmış ve demiş ki, “İnsanlar unutuyorlar, yolun götürdüğü yeri.” Siz, bir heykeli yıkmak için sıraya girmiş sanat düşmanları, siz de unutuyorsunuz, yolun bizi hep aynı yere götürdüğünü. Sizin varlığınızı düşündükçe taşlarım kırılıyor, kırılıyor Mehmet Aksoy'un ve gıyabında üreten, düşünen, yaratan bütün insanların. Sadece sanatçıların değil, sıradan insanların da kırılıyor heves taşları, sıradanlığa bile tahammülünüz yok. Siz böyle istekli olmasanız, kimse yıkmak için birbiri ile yarışmasa, belki de...

        Çocuğunun kalbini de mi dinamitleyeceksin?

        Sen, 7 Mart'ta bir heykelin yıkılması için kollarını sıvazlayarak, koltuğuna yaslanıp ihaleye katılacak olan insan, çocukların vardı değil mi? Ya da olsun istiyorsun değil mi? Hiç düşündün mü ya bir gün çocuğun, çamura, taşa ya da ahşaba şekil vermede üstün yetenekli olursa ve heykeltraş olmak istediğini sana söylerse, ne yapacaksın? Ya çocuğun bir gün sana çamurdan bir kalp yapıp getirirse onu da dinamit koyup patlatacak mısın? Yarın çocuklarımız, dünyanın herhangi bir yerine gittiğinde, onlara “Siz heykel yıkmıştınız?”densin ister misiniz? Bu utançla onu hayata çok sıfır mağlup başlatmak aklınıza yatıyor mu?

        Bu heykelin yıkımı altında kalınır”

        İnsanlık Anıtı, bir sanatçının çamurdan kalbidir, en temiz ve saf duyguları ile bize emanet ettiği ikinci yarısıdır. Ona gözümüz gibi bakmak zorundayız ya da hep birlikte kendimizden utanmak zorundayız. Bu heykel yıkıldığı takdirde sadece o sırt çevirdiğimiz batının değil, uçsuz bucaksız medeniyetlerin beşiği doğuda da itibarımız zedelenir, gülünç duruma düşeriz. Bir heykelle kavga eden ve ondan ancak yıkarak kurtulan bir toplum durumuna düşeriz. Tarihte almak istediğiniz pozisyon bu mu? Dünyanın gözü önünde, tıpkı Mehmet Aksoy'un dediği gibi, “Bu heykelin yıkımı altında kalırız.” Hadi dünyayı bir yana bırakalım, birbirimizin yüzüne nasıl bakarız böyle bir utancın ardından? Bu heykel İnsanlık Anıtı'dır, onu “İnsanlık Ağıdı”na dönüşmesine izin vermeyin, çocuklarınızın çamurdan kalplerini düşünerek yapmayın bunu. Bu ihaleyi de bu yıkımı da durdurun, atın aklınızdan bu sözleri, bir an önce, lütfen!

        Yazı Boyutu

        Diğer Yazılar