Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        Merkez Bankası Başkanı Şahap Kavcıoğlu 29 Temmuz İSO toplantısında sanayicileri aldıkları ucuz krediyle döviz almak ve hammadde stokçuluğu yapmakla eleştirmişti. Bunu yapanların bir listesinin elinde olduğunu belirten Başkan Kavcıoğlu iş adamlarının yurt dışında 500 milyar dolarlık zulası bulunduğu söylentisini de aktarmıştı.

        Döviz ve hammadde stokçuluğu tartışıldı, başkan da söylemini yumuşattı. 500 milyar dolar yurtdışı zulası ise yeterince tartışılmadı. Aslında bu durumu en iyi takip edecek kurumlardan biri Merkez Bankası, diğeri Hazine ve Maliye Bakanlığı’dır.

        Geçmişte her iki kurumdan sorumlu bakanlarca yapılan açıklamalar da var. Hatta dünyada kendi ülkeleri dışında servet çıkartılmasını izleyen ve bunun aylık bültenini 250 bin dolara satan bir kurumun varlığı biliniyor.

        PARA NİYE ZULA YAPILIR?

        ➔ Parasını, servetini gizleyen, yurtdışına çıkan sadece Türkler değil. Dünyanın hemen hemen her ülkesinden iş ve finansal varlık sahibi kişiler çeşitli nedenlerde bunu yapıyor.

        ➔ Ülkeden ülkeye değişmekle birlikte yurtdışına para çıkarma ve güvenilir limanlarda park etme ihtiyacının nedenleri olarak şu gerekçeler sıralanabilir:

        ➔ Zenginlerin kendi ülkelerinde mal varlıklarına kamu otoriteleri ve hükümetler tarafından haklı veya haksız biçimde siyasi gerekçelerle el konulması riski.

        REKLAM

        ➔ Mülkiyet haklarının sağlam olmaması, adaletin doğru çalışamaması.

        ➔ Kayıt dışı büyüme ve vergiden kaçınma isteği.

        ➔ Yeniden ve fahiş düzeyde vergilendirme ihtimali.

        ➔ Dünyanın çeşitli bölgelerinin servet saklama, vergi dışı kalma, hatta servet aklama merkezleri oluşmasının başka nedenleri olabilir.

        PARANIN GÖÇÜNDE NE ÖNEMLİ?

        ➔ Türklerin 2009 yılında tahmin edilen yurt dışı zula miktarı 138 milyar dolardı. Aradan geçen 13 yıllık zamanda rakam giderek artmış olabilir.

        ➔ Hem yeni zenginler ortaya çıktı, hem de bazı zenginlerin mal varlıkları arttı.

        ➔ Arttı ki varlık barışları sürekli tekrarlanıp duruyor. Bir yenisi de bugün açıklandı. Mutlaka içeriye gelen de vardır ama Türkiye şartlarını dikkate aldığımızda çıkışın daha fazla olduğunu tahmin etmek güç değil.

        ➔ Mülkiyet hakları zaman içinde ciddi biçimde zedelendi. Serbest piyasa ekonomisinden uzaklaşan bazı adımlar da atıldı. Hukukun siyasallaştığı görüntüsü ve söylentisi de giderek arttı. Bütün bunlar sermayeyi ve servetleri iten gelişmeler.

        ➔ Zaman içinde ekonomide yüksek olan kayıt dışılık, düşürülmesi gerekirken arttı. Ekonominin şeffaf olduğu dönemde DPT’nin yaptığı tahmine göre kayıt dışılık yüzde 27’ye kadar düşmüştü. Gelinen aşamada bu oranın en azından üçte bir düzeyine yükseldiği tahminleri yapılıyor.

        ➔ Yurtdışına gizli yollarla servet çıkartılması yanında yasal ve şeffaf olarak da sermaye çıkartılıyor. Türklerin yurtdışı doğrudan yatırımları yanında portföy yatırımları artıyor.

        Türkiye’nin yaşanması, para kazanılması, iş yapılması zor, kuralsız bir toplum ve ekonomiye doğru yol alınması kanısı yurtdışı göçünde önemli neden.

        REKLAM

        TL’NİN YILLIK KAYBI %35-52

        ➔ Para kazanma derken daha çok paradan para kazanmayı kastediyorum. Bunun grafikleri bitişikte yer alıyor. TÜİK’in izlediği ve her ay yayımladığı yatırım araçlarının enflasyondan arındırılmış aylık, 3 aylık, 6 aylık ve bir yıllık reel kazançları hemen hemen yok.

        ➔ En kısa vadeden 1 aylıktan başlayalım. Tek gelir sağlayan ve yukarı yönde hareket eden TÜFE’ye göre getirisi indirgenmiş devlet iç borçlanma senetleri.

        Yüzde 2.5 getirinin oluşmasında faiz oranlarının temmuz ayında gerilemesi etkili ve istisnai bir durum. Yoksa diğer aylarda ve vadelerde hep zarar yazdı. Kaldı ki üretici fiyatlarına göre 0.23’lük zarar var.

        ➔ ABD dolarında TÜFE’ye göre yüzde 0.51 kazanç varken, ÜFE’ye göre yüzde 2.17 kayıp söz konusu.

        ➔ TL mevduat faizinde ise ÜFE’ye göre yüzde 3.76, TÜFE’ye göre yüzde 1.12 zarar oluştu. Zararlar Euro, külçe altın ve borsada artarak devam ediyor.

        Altı aylık vadede izlenen altı yatırım aracından altısı da reel anlamda büyük zararda. En büyük zarar da ÜFE bazında yüzde 29.41 ile mevduat faizinde.

        ➔ Yıllık vadede yatırım araçlarına bakıldığında doların TÜFE bazında yüzde 13 artıda, ÜFE bazında yüzde 17 zararda olduğu görülüyor.

        ➔ Külçe altın da TÜFE bazında yüzde 9, ÜFE bazında yüzde 20 zararda.

        Yatırım araçlarının reel getirilerine göre Türk Lirasına güvenen, TL mevduat yapan veya devlet iç borçlanma senedi alanlar yandı.

        ➔ Her iki enstrümanda bir yıllık zarar yarı yarıya, ÜFE bazında yüzde 52, TÜFE bazında yüzde 35 oluyor.

        REKLAM

        NİYE STOKÇULUK YAPILIR?

        ➔ Şimdi bir işadamı ve tasarrufu olan birey veya kurum olarak TL’ye yatırım yaparsanız yarısı reel olarak kayboldu gitti demek. Döviz ve altına giderseniz bu o kadar serbestçe yapılacak bir şey değil.

        ➔ Küçük bireysel yatırımcının, büyüğünün de kendine göre sırtında yumurta küfesi var. Listeler hazırlanır, sonra kamuoyunun önünde, “isterseniz size söyleyeyim” denilir.

        ➔ Bir yılda servetinin yarısını kaybetmenin ne demek olduğunu, ancak kaybedenler bilir. Mal canın yongasıdır. Bu durum karşısında yurt dışı zulalar büyütülmesin de ne yapılsın?

        Para sadece yurt dışına gitmekle kalmıyor. Gayrimenkullere, otomobillere, yatlara, değerli saatlere de gidiyor. Böyle bir stokçuluk da yapılıyor.

        ➔ Kamu yöneticilerinin, bunları yapanları suçlama yerine “biz ne yapıyoruz da, insanlar böyle yapıyor” diye düşünmelerinin vakti.

        ➔ Paradan para kazanılamazsa nereden kazanılacak?

        Sesli Dinle
        0:00 / 0:00
        Yazı Boyutu

        Diğer Yazılar