Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Haberler Yaşam HT Cumartesi umay umay cem adrian albüm

        HT CUMARTESİ / Sırma KARASU

        Bu haftaki yazıma kendimi imha planımı sizlerle paylaşarak başlamak istiyorum. Hayat zor malum, iyice katlanamaz hale gelirsem gidişim tabu mağduru arkadaşların derdine derman olsun isterim. Planım; Sezen Aksu’yu eleştirmek. Müziğinin, toplumsal olaylara verdiği tepkilerin, boyuyla ilgili esprilerinin, müritlerinin etrafında yarattığı geyikler ve efsanelerin şöyle güzel bir analizini yapacağım. Ardından gemisi hızla su alan ve kurtulma imkânı olmadığını bilen bir kaptanın huzuruyla müziğimi koyup Sezenistlerin atlarına binip ellerinde meşalelerle evimi yakmasını bekleyeceğim.

        Türk müzik piyasasında eleştirilebilirlik sınırları kesin hatlarla belirlenmiş; a) parça avam sloganlar içeriyorsa b) parça deli saçmasıysa c) şarkıcı uzaylı olduğunu ya da uzaylılar tarafından kaçırıldığını iddia ediyorsa, geri kalan her iş “emeğe saygı” veya “kötünün iyisi” kriterleri göz önünde bulundurularak kollanıyor. Tabii söz konusu parça Sezen Aksu’ya aitse ilk iki şık hükmünü yitiriyor (“Bak sana bu defa kesin söylüyorum kuş uçtu uçacak Ahmet/ Aklını başına devşir anacığım başkası kapacak Ahmet”). Belki de bu yüzden yerli müzik dergileri “hayran mektubu” tadı veren içeriğin ötesine geçemiyor. İngiliz Q Dergisi 2007’de hayranı olduğum Ozzy Osbourne’u ve tahammül dahi edemediğim Celine Dion’u gelmiş geçmiş en kötü şarkıcılar ilan ettiğinde derginin güvenirliğini şöyle bir sorgulasam da kararın nedenleri ikna ediciydi. Sonuç olarak Ozzy veya Dion hakkında kafamda değişen bir şey olmadı ancak eleştiri genel müzik algısı için zihin açıcı. Benim gözümde hâlâ boynunda musluk, altında pijamayla çıktığı sahneyi “Snow Blind” ile yıkan Aston’lu Ozzy’nin şu sıralar düz konuşmayı andıran vokal tarzı objektif bir kulak için pek de hoş olmayabilir...

        Umay Umay “öfkeli kız/kadın” müziğinin ve yazınının önemli isimlerinden. Zaten kaç tane var ki? Çok da severim. Bir ara melankoli için; Umay Umay - “Hareket Vakti”, Nazan Öncel - “Bu Havada Gidilmez”, Yıldız Tilbe - “El Adamı” ve kalp çarpıntıları için; Umay Umay - “Gitme Kal”, Nazan Öncel - “Özgür Çiçek”, Yıldız Tilbe - “Aşk Yok Olmaktır”dan oluşan iki playlistim vardı. Bu iki çalma listesini zamanında o kadar çok döndürmüşüm ki bazı anıları Yıldız-Nazan-Umay üçlüsünden bağımsız hatırlayamıyorum. Umay Umay, yabancı “öfkeli ve güçlü kız” imgesinin tümüydü. Alanis Morissette’in müdanasızlığı, Stevie Nicks’in eksantrik halleri, Tori Amos’ın kabullenişi, PJ Harvey’nin çeşitli müzik türlerini kullanışı. Dünyanın en iyi şarkıcısı olmadığı gibi iyi bir şarkıcı bile olmadı hiçbir zaman, ama o sözleri onun ağzından dinlemek mühimdir, hissetmek için.

        Umay Umay ve Cem Adrian’ın düetlerinden oluşan “Cam Havli” nisanda yayınlanacak. Geçtiğimiz hafta albümden ilk parça “Anlat Onlara” videosuyla çıktı. Cem Adrian son yılların eleştirilmesi tabu haline gelmiş isimlerinden. Dönemin dinlenmesi statü sembolü olan şarkıcılarından, her dönem böyle bir isim çıkar. Benim için müzikal herhangi bir anlam ifade etmiyor, ötesinde dinlemekte zorlanıyorum. Farklı işler yaptığını ve işlerine standart bir popçudan fazla zaman ayırdığını görmek için dahi olmaya gerek yok. İki ismin bünyemde yarattığı tezat, parçayı herkesten biraz daha geç dinlememe neden oldu.

        Şarkı da icra da hakikaten kötü. Öncelikle bunca yıldır beklediğim Umay Umay’ı robotik bir sesle dinlemek istemezdim. Yorum, duygu filan kalmamış; absürt bir bağrış çağırış var. Sanki ses mühendisi “Reverb, Auto- Tune kasmayalım basalım robot efektini” demiş geçmiş. Parçanın müziğine gelince, arkada gayet tek düze ve internetteki ses veri depolarından bile edinilebilecek bir loop süregeliyor. Üzerine yine alelade bir distortion eklenmiş, şarkıda iki akort dahi yok, namütenahi bir gürültü hali. Umay Umay ve Cem Adrian, yerli müzik piyasasında müzisyen ve şarkıcıların sıkça düştüğü “Ne yapsam tutuyor” yanılgısına yenilip seviyelerinin çok altında bir iş çıkarmışlar. En üzücü olan ise 90’larda ve 2000 başında yaptığı müzikle PJ Harvey seviyesinde olan Umay Umay’ın müzik tarzıyla Harvey’nin geçirdiği evrimi deneyip başaramamış olması. Umarım albümün geri kalanı daha başarılıdır.

        Yazı Boyutu
        GÜNÜN ÖNEMLİ MANŞETLERİ
        Habertürk Anasayfa