Semih Yalman: Türkiye'yi dolaşıp hayalleri toplayacağım
Balçiçek İlter'in bu haftaki konuğu Semih Yalman'dı
Balçiçek İLTER / GAZETE HABERTÜRK
En son ne zaman hayal kurdunuz? Maddi-manevi isteklerden bahsetmiyorum, net hayallerden bahsediyorum, ‘’Uçmak istiyorum, suyun üzerinde yürümek istiyorum, ışınlanmak istiyorum’’ gibi... Peki, araştırmalara göre yüzde 98’lik bir hayal kapasitesi olan anaokulu çağı çocuğunun üniversite birinci sınıfa geldiğinde durumu nedir? Yüzde 2. Yanlış okumadınız. Hayat hayallerimizi çalıyor. Oysa bütün öğretilerde “Her şey hayalle başlar’’ denilmiyor mu?
Bu haftaki Pazartesi Sohbeti’nin konuğu bir hayalci; Semih Yalman... Müthiş bir iş yapıyor. Hepimizin yapmak istediğini gerçekleştiriyor, hayallerinin peşinden koşuyor. Aslında beyaz yakalılardan. Başarılı bir iş kariyerinin ardından, en büyük hayalinin “uçakta business class’ta uyurken hostesin üstünü örtmesi’’ olduğunu fark ettiği gün, “Burada bir yanlış var!’’ demiş, deyiş o deyiş. Şimdi üniversitelerde “hayal” dersleri veriyor, Türkiye’nin ilk Hayal Akademisi’ni Harran Üniversitesi’nde kurdu bile. Adımları onu Dünya Hayal Forumu’na götürüyor. Nasıl mı? O anlattı, ben dinledim. Eve dönerken kendi hayalimi arıyordum.
'BUGÜNE KADAR 87 BİNİN ÜZERİNDE HAYAL DİNLEMİŞİZ'
Hayal kurmak neden önemli?
Hayal insanı yolda tutar. Hayalinden uzaklaşmaya başladığın an zaten mutsuzluk başlıyor. Bu dünyada bence hayalin kadarsın. Ne diploma, ne çevre, ne para, ne güç, ne uyruk... Hayalin olacaksın. Vebali de sende.
Siz ne zaman anladınız?
2012’de her şey, Işık Üniversitesi’nde bir araştırma elime geçti, onu okumamla başladı. O zaman Doğuş Grubu’ndan ayrılmış, Koç Üniversitesi’nde öğretim görevlisi olarak marka yönetimi ve algı sistematiği üzerine ders veriyordum. Ayrıca algı stratejisi danışmanlığı yapıyordum. Araştırmaya göre anaokulu çağında birinin hayal kapasitesi yüzde 98 iken üniversitede bu oran yüzde 2’ye iniyor. “Aman Allah’ım” dedim kendi kendime... Büyük mutsuzluk!
Mutsuz muyuz?
2011 yılında tesadüfen, EADA Business School’da, Barcelona’da, “Bireyde Başlayan İnovasyon” adlı bir ders vermiştim. İçinde öze dönüş, müzik, şiir ama algı yapılandırma modelleme öğretisi olan bir ders. Dedim ki: “Birşeyler yapmalı ve bu yaşayan bizlerin zaten vücutları ruhlarına çok dar!’’ Bizim akmamız lazım. Akışkan varlıklarız. Ve hayal bu yüzden, nefesimizin hakkını vereceğimiz bu dünyadaki görevimizi bizlere hatırlatacak doğuştan bir meleke. Yani bir USB adeta. Ancak sistem bize bunu unutturuyor. Bern’in ortaya koyduğu şartlar haritası. Yani “Kazan, mutlu et, güçlü ol, hızlı ol, mükemmel ol ki başarılı ol, değerli ol ki sevilesin”, bu bir felakete işaret. İlla bir şart şurt mu lazım sevilmek ve sevmek için?
Hayal neye yarayacak?
Bizi bizleri kurtaracak. Hayalleri gündeme getirmek gerekiyordu. Ve bunun da en kolay yolu basit bir vaat ile öğrencileri sahnede konuşturmaktı. “Bize hayalini anlat, biz de gücümüzün yettiğince onu gerçekleştirelim.” Ardından bir logo yaptık kendimize, “Dreamstalk” diye. Bu arada Önce Ezgi, sonra Günsuve Kevin çıkageldi. Böylece 2013’te üniversiteleri gezip hayal dinleyen bir platform olduk. Destek bulamadık. Ben de gidip bireysel kredi aldım. Sonra yavaş yavaş destek başladı. Daha fazla hayal dinlemeye başladık.
Türkiye’nin dört bir yanına gittiniz, kaç hayal dinlediniz?
Bugüne kadar 87 binin üzerinde hayal dinlemişiz. Önceleri ben konuşuyordum, sonrasında onları dinlemeye karar verdik. Sahnenin ortasına bir bulut çiziyoruz ve onun üzerinde durup 1 dakika içinde hayalini anlatmasını istiyoruz. Öylesine güzel hayaller çıktı ki, ben öğrenmeye başladım. Müthiş bir deneyim...
Unutmadığınız bir hayal?
Hepsi özel. Ama bir tanesi tokat gibi çarptı. Biri dedi ki: “Işınlanmak istiyorum.” Bütün salon güldü, biri kalkıp cevap verdi: “Âşık olsana, o zaman ışınlanırsın!” Müthiş bir cevap! Öylece kalakaldım. Tabii müthiş projeler de var bilimle ilgili, uzayla ilgili.
Ve sonra hayalleri gerçekleştirmeye karar verdiniz...
Evet elimizden geldiğince, sponsor buldukça. 50 küsur hayal gerçekleştirdik. Hepsi Youtube’da. Örneğin National fotoğrafçısıyla Bengal kaplanını fotoğraflamak isteyen bir gence bunu sağladık.
'ÇOCUKLARA KULAK VERMEK LAZIM ONLAR UYANIK; UYUYAN YETİŞKİNLER
Peki neye yarıyor hayalleri gerçekleştirmek?
Şunu öğrendik, bir hayali gerçek yaptığınızda ardından muazzam bir tılsım oluyor. Özgüven ve heyecan başta olmak üzere bambaşka bir insan oluşuyor. Hayal sahipleri o kadar değişiyor ki... Ve bazıları, benim gibi, hayali olmadığının farkına varıp hayal kurmanın yollarını arıyor. Bu çok kıymetli. Hayal, ego sistemleri yok ederken ekosistemler kurmamıza vesile oluyor. Dünyayı değiştirmek yerine dünyaya fayda sağlamak mesela. Bir robotlaşmadır gidiyor. Ancak gönül ile kurulduğu için hayal zihinsel kurguya da etki ediyor. Hayalin varsa evren “seni sana’’ iade ediyor. Yoksa başkasının sistemi içinde köreliyorsun. Bazen kendi kurduğun sistemde de. Hayal seni sana bağlıyor ve sonra da evrene. Gençlerin dairesel ve spiral gelişim gösteren sistemlere ihtiyacı var. Doğada bu altın rasyo olarak karşımıza çıkıyor. Hiçbir şey köşeli değil. Aristo’nun da dediği gibi durumsal. Dahil olmak lazım. Ancak bir parçası olunca döngü fayda sağlıyor. Biz de hayallere dahil oluyoruz.
Küçük-büyük yok. Hayal hayaldir.
Sizin ne hayaliniz vardı? Doğuş Grubu’nda üst düzey pozisyonda çalışıyordum, bir de baktım ki tamaman isteklerim oluşmaya başlamış, hayal yok. Uçakta business class’ta uyuyakalayım, ardından hostes üzerimi örtsün gibi hayallerim olmuş. O zaman anladım ne kadar koktuğumu ve tamamen esir olduğumu.
Neden korkuyoruz?
Kaybetmekten. Sahip olduklarımızdan vazgeçmekten. Müthiş bir esaret bu. Hayal gerçekte gönül-zihin bileşkesi, EQ ve IQ’nun birbirini kabulü. İnsanlığın evrimi için hayal şart. Hep kitaplar hayalperestleri yazarken neden hayali öteliyor, tukakalıyoruz. Halbuki bizleri yargı sistemlerimizden, bize aşılanan başkalarının hedef ve korkularından, dogma ve izm’lerden kurtaracak olan tek şey hayal. Bir gün oğluma “Uykunda ne hayal kurdun bakalım?” diye sordum. Oğlum “Baba uykuda hayal kurulmaz ki, hayal kurmak için uykudan uyanmak lazım” dedi.. O kadar haklı ki. Çocuklara kulak vermek lazım. Onlar uyanık. Uyuyan biziz, biz yetişkinler...
ÜNİVERSİTELERDE, LİSELERDE 'HAYAL HAFTALARI' ORGANİZE ETMEYE BAŞLADIK
Şimdiki hayaliniz nedir peki?
Aslında hiçbir şeyi planlamadık. Sadece üniversite öğrencilerini dinleyen “Dreamstalk” bir anda üniversite öğrencilerine koçluk veren bir kuruma, ardından üniversite öğrencilerinin kurdukları kulüpler olan “Dreams Club”a, şirketlerin elemanlarını dinledikleri “Dreams Night’’a, öğrencilerin hayal olgusunu işledikleri “Dreams Festival’’e dönüştü. Üniversitelerde, liselerde “Hayal Haftaları’’ organize etmeye başladık. Ardından liselerde tema tema hayali işlemek için organize ettiiğimiz haftalar, kişilerin birbirlerinin hayallerine destek olabilecekleri “Fun Dreams’’e dönüştü... Dünyanın ücra köşelerinde yardım götürecek “Dream Strip”e çevirdik ve bütün bunları ders haline getirdik ve ismine de “Dreams Academy’’ dedik. Ve şimdi Hayal Akademisi’ni her yere taşımak ve Türkiye’nin hayal haritasını ortaya çıkarmak istiyoruz. Tüm Türkiye’yi dolaşacağım ve hayalleri toplayacağım. Elimden geldiğince gerçekleştireceğim. Kurulan hayaller, istemeden yaptığımız ve zorunlu olduğumuz şeyleri silerken hedeflerimizi şekillendiriyor. Bu oluşumlar da bizim hedeflerimiz haline geldi. Hatta 2018’deki hedefimiz ise Dünya Hayal Forumu’nu Türkiye’de gerçekleştirmek. Dünya sorunlarına hayal kurarak çözüm bulmak.
Dünya Hayal Forumu neye yarayacak?
Sadece dünya sorunlarına hayalle çözüm bulmakla kalmayacak, aynı zamanda Türkiye hikâyesini anlatacak, tabir-i caizse Türk atını yeniden canlandırarak. Örneğin bir aşk kütüphanesi yapmada bize destek olacak. Biz bunlara da “Hayal projelerimiz” diyoruz. Ve bu açılımlara da fon arıyoruz. Bu projelerin bazıları öğrencilerden geliyor. Bir görme engelli öğrenci görme engelliler kütüphanesi hayal ediyor mesela. Niye olmasın? Her türlü desteğin peşindeyiz ve bu yolda nefesimize nefes verecek tüm maddi ve manevi destek için hem yurtiçi hem de yurtdışında temaslarda bulunuyoruz. Güzel de ilerliyoruz çünkü inanıyorlar... Güzel de ilerliyoruz çünkü inanıyorlar...
“Hayalci olma’’ diyen var mı?
“Çok zor bir yol bu” diyenler oluyor, “Ne yapıyorsun?” diye soran oluyor. n Cevabınız? Hayal peşinde koşuyorum. Bu da bana olan biten her şeye bir cevap hayatta. Anlıyorlar çünkü herkes kaybolan hayallerinin peşinde aslında. Sadece göstermek gerekiyor. Size de çok teşekkür ediyorum bunları bir çırpıda dinlemeye geldiğiniz için. Hayaliniz bol olsun. Bu arada sizin hayaliniz nedir? Bir hayal gecesi yapsak gazetecilerle ne dersiniz? Her şey hayal için bir vesile. Dedim ya bizler hayal peşinde....
SEMİH YALMAN KİMDİR?
Semih Yalman, 1968 Ankara doğumlu. Hacettepe Üniversitesi Batı Dilleri ve Edebiyatı lisans, Harvard Business School AMP173, INSEAD ve Darden üniversitelerinde yönetim programları ve Emerson College Pazarlama İletişimi yüksek lisans programlarını bitiren Yalman, profesyonel iş hayatına 1992’de Gillette International ABD’de başladı. Dreamstalk, grasSs, Augbug, The Perceptionist, Doğuş Çocuk Senfoni Orkestrası, Trafik Hayattır, D-Marin Turgutreis Uluslararası Klasik Müzik Festivali gibi birçok yapının kurucusu olan Yalman, günümüzde Dreams AŞ’de yönetim kurulu başkanlığı, Campaign Türkiye’de editörlük, Doğuş Grubu Gayrı Maddi Varlık Yönetimi Başkanlığı ve Doğuş Müşteri Sistemleri AŞ Yönetim Kurulu Üyeliği görevlerini yürütmektedir. Aynı zamanda akademisyen olan Yalman, 2009’dan bu yana Koç Üniversitesi’nde marka ve pazarlama üzerine lisans ve MBA programlarında, 2012’den bu yana Barcelona EADA Business School’da, 2015’ten bu yana ise Harran Üniversitesi’nde ders vermektedir. Yalman, 2 çocuk babasıdır.