Artık genç sayılmazdı adam. Yolun yarısını devirmişti, hem de çoktan. Durup bakacak yaştaydı geçmişe, kendine, ilişkilerine. Eskiden sevdiği mekânlara uğramıyordu nicedir. Konuşmuyordu kadim dostlarla her zamanki konulardan. Yeni çıkan bir pop şarkıcısıyla alay etmek gelmiyordu içinden; ne de uzaktan dudak bükmek, gazetelerde söyleşi veren simalara. Tam olarak "şefkat" olmasa bile sakin bir "idrak" sinmişti üzerine. Bir kabullenmişlik, koyuvermişlik. Kadınların peşinden koşmayı da bırakmıştı. Oradan anlıyordu ki, bedenen olmasa da "ruhen" ve "kalben" yaşlanmıştı.
Yazı Boyutua
Yazı Boyutua
GÜNÜN ÖNEMLİ MANŞETLERİ