Hayatın İçinden - 11 Mayıs 2019 (Mehmet Oğur, Hüseyin Özkan, Vahit Yokuş, Nil Mısır)
Habertürk Haber Merkezi gündeme bir parantez açıyor. Satır arasında kalan ve iz bırakan hikayeleri, tanıkların gözünden ekrana taşıyor.
1) Tarih 9 Eylül 2009... Kadın tekstil işçilerini taşıyan kapalı kasa minibüs fabrika bahçesine geldi. O anda şiddetli yağış sele dönmek üzereydi. Birden fabrika duvarı yıkıldı. Kadınları taşıyan servis aracı sel sularının altında kaldı. Kadınlar minibüs içinde can verdi. Servis şoförü Mehmet Oğur o günü anlattı.
2) Olmazsa olmazı altın makası ve gümüş iğnesi... Diktiği kıyafetler tarihin tozlusayfalarından geliyor. Cumhuriyetimizin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk'ün müzelerdeki kıyafetlerini o dikiyor. Özel izinle dikiş yapan terzi Hüseyin Özkan'ı özel kılan hikayesi Hayatın İçinden'de...
3) Sabah uyandınız, kolunuzu bacağınızı kaptırma ihtimaliniz olan bir işe gider misiniz? Vahit Yokuş, her gün kalkıp o işe gidiyor... Üstelik işini hem çok seviyor hem de çok korkuyor... Çünkü ona göre bu işi severek yapabilmesi korkmasına bağlı... Çünkü o hayvanat bahçesinde aslan bakıcısı...
4) Tam 16 yıl boyunca bir yatağa bağımlı olmak.. Hem de elini kolunu oynatamadan felçli yaşamak.... Elbette bunun ne demek olduğunu sadece yaşayan bilir, ama tam 16 yıl bir yatağa bağlı yaşadıktan sonra olimpiyatlara katılmak çok büyük bir hikayedir... Bu büyük hikayenin yazarı ve kahramanı Nil Mısır anlattı.
5) Tek başına bir at, mutluluk, sevgi ve özgüven kaynağı olabilir mi? Şimdi size anlatacağımız hikaye "evet olabilir" diyor... Muhammet Ali Yavuzdemir engelli, dezavantajlı çocuklara atlarla yaptığı terapinin, yarattığı etkiyi Hayatın İçinden'e anlattı.