EMİRGAN KEPAZELİĞİ! SARIYER BELEDİYESİ NEREDE! UYUYOR MU!
Sahiller, parklar bir açıldı, pir açıldı... Her yer tıklım tıklım, sanki pandemi bitmişcesine önlemsiz, mesafesiz, boşvermiş... Türkiye’nin hemen her yerinde sahillerde benzer manzaralar var ama size şimdi öyle bir sahilden bahsedeceğim ki kovid önlemlerinin esamisinin okunmamasını geçtim çevre sakinleri için kelimenin tam anlamıyla kabus. İstanbul Emirgan sahilinden bahsediyorum. Boğaz’ın en güzel noktasına, Emirgan’a öyle bir curcuna, öyle bir hengame hakim ki akıl alır gibi değil. Daha doğrusu şöyle diyeyim; Emirgan’ın hali tam bir kepazelik, tam bir rezillik. Hangi birini anlatayım! Belediyenin denize girilmesi için sahile platform ve merdiven yapmasının ardından yürüme yolu plaja dönmüş halde. Yani şöyle bir sahil yolunda yürüyüşe çıkayım deseniz Emirgan’dan geçmeniz ne mümkün! İç çamaşırlarıyla denize girenler mi dersiniz, betonda güneşlenenler mi! Yürüyecek, adım atacak yer yok. Diğer taraftan sahile çekilmiş arabalardan, motosikletlerden yükselen bangır bangır müzik. Gürültü kirliliği şöyle bir boyutta, sahile çekilen o arabalardan yükselen şarkılar, türküler sanki çevredeki evlerin odalarında çalıyormuşcasına gümbürtülü. Bitmedi... Sabahın erken saatlerinde gelip Emirgan sahiline konuşlanan, masa kurup geceyarılarına kadar içki içen, sarhoş olup sağa sola sataşan, yoldan geçmeye çalışan kadınları sözle taciz eden, birbirleriyle kavgaya tutuşan gruplar... Evet, bütün bunlar Boğaz’ın orta yerinde, Emirgan ile Boyacıköy arasında oluyor. Üstelik de bu rezalet pandemi öncesinde de vardı ama şu son günlerde iyiden iyiye zıvanadan çıkmış durumda. Haftaiçi, haftasonu fark etmiyor ama Cumartesi ve Pazar günleri sahildeki yürüyüş yolu tımarhaneye dönüyor. Gürültü patırtı, kavga dövüş hiç eksik değil. İş öylesine ciddi boyutlarda ki Emirgan’dan kriminal bir haberin gelmesi an meselesi. Açık söyleyeyim, bu başıboşluk devam ederse, sahili işgal eden bu tipler ya birbirleriyle tutuştukları kavgada ya da yoldan geçenlere sataşmaları sonucu bir yaralamaya, cinayete neden olacaklar. Her an birinin canını yakmaları işten bile değil... Sahil yolunu zapt eden, hem yoldan geçenlere hem çevre sakinlerine rahatsızlık veren bu ne idüğü belirsiz kişilere ‘siz ne yapıyorsunuz burada’ diyen bir belediye ise yok. Merak ediyorum Sarıyer Belediyesi ne yapıyor? Mesela belediye başkanı Emirgan sahilinden hiç geçmiyor mu acaba? Ya da başkan yardımcıları, belediyenin onlarca biriminin müdürleri, şefleri, yetkilileri... Ya Sarıyer Belediyesi zabıtası ne yapıyor? Eften püften mevzulara ceza yazmaya pek meraklı olan zabıta böylesine büyük bir meseleyi nasıl görmez! Bu rezilliği görmemeleri hayatın doğal akışına aykırı, mümkün değil. E öyleyse! Kimsenin umurunda değil yani. Başta Sarıyer Belediye Başkanı Şükrü Genç olmak üzere tüm belediye yetkililerine soruyorum şimdi. Toplumun huzurunu kaçıran böylesine bir soruna müdahale etmeyecekseniz neye müdahale edeceksiniz! O koltuklarda niye oturuyorsunuz!