Takipde Kalın!
Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
Gündem Ekonomi Dünya Spor Magazin Kadın Sağlık Yazılar Teknoloji Gastro Video Stil Resmi İlanlar
Anasayfa Video Enis Berberoğlu: Dışarıyla haberleşmeyi kesme kararı aldım

CHP'nin tutuklu milletvekili Enis Berberoğlu, ailesi ve avukatlarıyla görüşmeme kararı aldı. Gerekçe, Yargıtay 16. Ceza Dairesi'nin, "davanın dokunulmazlık nedeniyle durması istemini" reddetmesi. Berberoğlu, kararı, avukatları Murat Ergün ve Yiğit Acar aracılığıyla duyurdu.

Yapılan açıklamaya göre, Berberoğlu, "ailesi, avukatları ve milletvekilleriyle açık-kaplı görüşe çıkmama, mahkemelerde savunma hakkını kullanmama ve dışarıyla haberleşmeyi kesme" kararı aldı. Yaşanan tartışmaların ailesine, partisine, hatta seçmenlerine bile çamur sıçrattığını iddia eden Berberoğlu, "Çektiğim eziyet, yoldaşlarıma korku salma amacıyla malzeme ediliyor" dedi.

Yargıtay 16. Ceza Dairesi'nin kararına tepki gösterdiğini belirten Berberoğlu'nun yazılı açıklaması şu şekilde:

"İşte bağımsız kararım...

Anayasal hakkımın Yargıtay 16. Daire tarafından ayaklar altına alınmasına ne tepki vereceğimi epeyce düşündüm.

Sonuçta pazartesi sabahından itibaren ailemle, avukatlarımla ve milletvekilleriyle açık-kapalı görüşe çıkmama, mahkemelerde savunma hakkımı kullanmama ve dışarıyla haberleşmeyi kesme kararı aldım.

Bu zor karar doğaldır ki ailemi, avukatlarımı, partimi ve sevenlerimi mutlu etmeyecek; dolayısıyla onlardan bağımsız ve hatta onlara rağmen uygulamam zorunlu. Ama herkes bilsin ki, niyetim onları üzmek değil; tam aksine daha fazla üzülmelerini engellemek ve korumak.

Çünkü görüyorum ki, benim etrafımda dönen tartışmalarda aileme, partime ve hatta seçmenlerime bile çamur sıçrıyor, çektiğim eziyet yoldaşlarıma korku salma amacıyla malzeme ediliyor. Tabii ki görüşemediklerimi çok özleyeceğim ve fakat biliyorum ki, her ne kadar ormanda yaşasa da her ağaç tek başına ve ayakta ölür."

OLAYIN GEÇMİŞİ

Yargıtay 16. Ceza Dairesi, durdurulan MİT tırları görüntülerini eski Cumhuriyet gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Can Dündar'a ilettiği iddiasıyla yargılandığı davada 5 yıl 10 ay hapisle cezalandırılan CHP İstanbul Milletvekili Enis Berberoğlu hakkındaki davanın, "yeniden milletvekili seçilmesi nedeniyle durması" talebini oy çokluğuyla reddetti.

Dairenin kararında, Anayasa'nın geçici 20. maddesiyle, yasama dokunulmazlığının kaldırılmasına ilişkin dosyaları bulunan milletvekilleri hakkında, bu dosyalar bakımından Anayasa'nın 83. maddesinin ikinci fıkrasının birinci cümlesi olan "Seçimden önce veya sonra bir suç işlediği ileri sürülen milletvekili, Meclisin kararı olmadıkça tutulamaz, sorguya çekilemez, tutuklanamaz ve yargılanamaz." hükmünün uygulanmayacağını öngördüğü hatırlatıldı.

Anayasa'nın yasama dokunulmazlığını öngören 83. ve milletvekilliğinin düşmesini düzenleyen 84. maddeleri gözetildiğinde, Anayasa'nın 85. maddesinde sözü edilen yasama dokunulmazlığının kaldırılmasına veya milletvekilliğinin düşmesine ilişkin TBMM kararlarının hukuki niteliği itibarıyla münferit birer parlamento kararı olduklarında duraksama bulunmadığı aktarıldı.

Geçici 20. maddenin ise 316 milletvekilinin imzasıyla 12 Nisan 2016'da TBMM Başkanlığına sunulan kanun teklifi ile başlayan yasama süreci sonunda kabul edildiği hatırlatılan kararda, teklifle başlayan sürecin, "Anayasa'nın değiştirilmesi, seçimlere ve halk oylamasına katılma" başlığını taşıyan Anayasa'nın 175. maddesinin öngördüğü "özel" süreç olduğu vurgulandı.

Kararda, suç teşkil eden eylem gerçekleştirdikleri gerekçesiyle haklarında fezleke hazırlanıp dosyaları ilgili kurumlara iletilen ve Anayasa'nın geçici 20. maddesi ile dokunulmazlığı kaldırılmış olan milletvekillerinin, yeniden seçilmeleri halinde Anayasa'nın 83/4. maddesindeki teminattan yararlanıp yararlanmayacağı irdelendi.

Süreli ve geçici kanunlar, olağanüstü halleri ve geçici durumları karşılamak amacıyla ve dolayısıyla nitelikleri yönünden geçici olarak veya kamu metninde açıkça belirtilen süre kadar yürürlükte kalmak üzere meydana getirildiği belirtilen kararda, bu ilkenin Anayasa'da yer alan geçici hüküm niteliğinde düzenlemeler için de geçerli olduğu ifade edildi.

Kararda, şu tespitler yapıldı:

"Anayasa yapıcının amacı ve kanunun kapsamının belirlenmesi açısından uygulama ve doktrindeki görüşler dikkate alındığında madde metninden açıkça anlaşıldığı üzere 20 Mayıs 2016 itibarıyla ilgili birimlere intikal etmiş dokunulmazlığın kaldırılmasına ilişkin dosyaları bulunan milletvekilleri hakkında, 'bu dosyalar bakımından' Anayasa'nın 83. maddesi 2. fıkra birinci cümlesinin uygulanamayacağı öngörülmüştür.

Bu itibarla geçici 20. maddenin, yasama dokunulmazlığına ilişkin genel hüküm niteliğindeki 83/2. fıkrasına nazaran 'Anayasal özel bir hüküm' olarak düzenlendiği anlaşılmaktadır. Anılan hükmün geçici madde olması, hükmün Anayasal hükmü olma niteliğini değiştirmeyeceği gibi özel hüküm olması nedeniyle genel hüküm karşısında öncelikle uygulama zorunluluğu hukukun temel ilkelerindendir."

'KENDİLİĞİNDEN KALKTIĞININ KABULÜ GEREKİR'

Gerekçede, madde metnine göre, düzenlemenin milletvekili dokunulmazlığının kaldırılmasına dair parlamento kararı olmadığı, doğrudan Anayasa'nın 83. maddesinin ikinci fıkrasının birinci cümlesinin, 20 Mayıs 2016 itibarıyla işlem görmüş dokunulmazlık dosyaları bulunan milletvekilleri hakkında, bu dosyalar bakımından uygulanamayacağının öngörüldüğü kaydedildi.

Buna göre, dokunulmazlık statüleri geçici 20. madde kapsamında kalan milletvekillerinin dokunulmazlıklarının, tıpkı ağır cezayı gerektiren suçüstü hali ve seçimden önce soruşturmasına başlanılmış olmak kaydıyla Anayasa'nın 14. maddesindeki durumlarda olduğu gibi kendiliğinden kalktığının kabulünün gerekeceği vurgulandı. Gerekçede, şunlar kaydedildi:

"Böylece kovuşturma hukuku yönünden genel hükümlere tabi olan milletvekilinin, yeniden seçilmesi halinde önceki dokunulmazlığı hukuki niteliği itibarıyla 'münferit bir parlamento kararı olan dokunulmazlığın kaldırılması kararı' ile kaldırılmadığından, Anayasa'nın 83/4. maddesi gereğince yeni bir dokunulmazlık korumasına kavuştuğunun kabulüne de imkan bulunmamaktadır. Hakkındaki kovuşturmanın, TBMM'nin dokunulmazlığı yeniden kaldırmasına gerek duyulmaksızın genel hükümlere göre devam etmesi gerekir.

Anayasa'nın geçici 20. maddesiyle yargılandığı suçlar yönünden yasama dokunulmazlığı kendiliğinden kaldırılan ve bu suretle yasama dokunulmazlığına anayasal bir istisna getirilmesi nedeniyle genel hükümlere göre yargılanan sanığın, 27. dönemde yeniden milletvekili seçilmesi ile yargılandığı suçlar itibarıyla yeni bir korumaya kavuşamayacağının ve hakkında Anayasa'nın 83/4. fıkrasının tatbik kabiliyeti bulunmadığının kabulünde zaruret vardır. Bu nedenlerle sanık hakkındaki yargılamanın genel usul hükümlerine göre devam etmesi gerektiği sonucuna ulaşılmıştır."

Gerekçede, yasama dokunulmazlığı nedeniyle yargılamanın durmasına ilişkin talep reddedildiğinden, sanığın tutukluluk durumunun, davanın esasıyla birlikte değerlendirilmesine karar verildi.

Dairenin kararına, tebliğ tarihinden itibaren 7 gün içinde itiraz edilebilecek. İtirazı, Yargıtay 17. Ceza Dairesi karara bağlayacak.

KARŞI OY GÖRÜŞÜ

Daire çoğunluğunun kararına, bir üye katılmadı. Üyenin karşı oy yazısında, Anayasa'nın 20. maddesindeki düzenlemenin, Meclis iradesini ikame ettiği, Anayasa değişikliği iradesini ikame etmediği belirtildi.

Gerekçede, "Yani Meclisin iznine tabi olan dokunulmazlık prosedürünü bir defa geçici olarak ortadan kaldırıyor. Geçici geriye dönük askıya alma niteliğinde olan bu hüküm, geçici dokunulmazlığı Meclis kararı ile kaldırılarak yargılamasının önü açılan milletvekilinin tekrar seçilmesi halinde yargılanmasına devam edilebilmesi için Meclisin yeniden dokunulmazlığı kaldırması zorunluluğunu öngörmektedir" ifadesine yer verildi. (AA - DHA)

Şurada Paylaş!
Yazı Boyutua