Kılıçdaroğlu: Türkiye'nin 5 temel sorunu var
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Kayseri’de İl Başkanları Toplantısına katıldı.
Toplantıda konuşan CHP lideri, “Biz demokrasiye kurulan kumpası akılcı bir şekilde bozduk. Ezberlerinin bozulduğunu biliyorum ama bir şeyden herkesin emin olması lazım. Bu ülkede demokrasiyi savunma noktasında öncülük yapan tek parti CHP’dir” dedi. Kılıçdaroğlu, “Kayseri Anadolu’nun kadim kentlerinden birisidir. Kayserili yönetici ve insanı kendi emeği ve gücüyle sadece kendi bölgesinin değil, Türkiye’nin gözbebeği haline gelmiştir. Kayseri’nin güçlü olması Türkiye’nin güçlü olması demektir. Kayseri sanayi kentidir ama aynı zamanda emek şehridir. Her ilde olduğu gibi Kayseri’de de işsizlik var. 15 yıldır yönetilen bir Türkiye’de nasıl bir tablonun miras bırakıldığını gösteriyor. Kayseri’de 223 bin kişi, sosyal yardım almadan ayakta duramıyor. Türkiye’nin diğer illerinde de benzer bir tablo var. O nedenle biz hep birlikte bugün toplumun önüne konan tabloya değiştirmek zorundayız. Bu sorumluluk sadece beni değil, herkesin sorumluluğu var” şeklinde konuştu.
"5 TEMEL SORUN VAR"
İl başkanlarına seslenen Kılıçdaroğlu, “Eğer bir ilde CHP il başkanı konuşacaksa, bilgiye dayalı konuşacaktır. Boş laf yok. Bir şey söylüyorsak, arkası dolu olmalıdır. İllerinize gideceksiniz ve önünüzdeki süreci anlatacaksınız. Bu ülkenin bugün Türkiye’nin 5 temel sorunu var diyeceksiniz. 15 yıldır ülkeyi yönetenler ülkeyi 5 temel sorunla karşı karşıya getirdi. Bunlar, eğitim, dış politika, toplumsal barış, demokrasi ve ekonomidir. Öğretmeni görürseniz ve veliyi görürseniz söyleyin, 16 yılda 14 kez eğitim sistemini değiştiren bir örnek var mıdır? Bu soruyu sorun. Bizim çocuklarımız kobay mı? Hangi anne ve baba çocuğunu niteliksiz bir okula göndermek ister. Bu ülkenin çocuklarının kaderi niteliksiz okullara gitmek mi? Bütün annelere sesleniyorum. Çocuğunuz vebali sizin boynunuzadır. 21. yüzyıldayız. 2017’de 1 milyon 970 bin 439 okula gitmedi. Bu ülkede 2 milyona yakın çocuk okula gitmediyse ne olacak? Kendi çocuklarını geleceğe hazırlayamayan bir iktidar ne vaat edebilir? Halen İstanbul’da dahi birleşik sınıflarda okuyan çocuklarımız var. Biz ortaçağda mı yaşıyoruz. 16 yılda yurt sorunu çözülmedi. 1 yılda çözülecek sorun, 16 yılda çözülmüyorsa, bu iktidar çocuklarımıza bir şey veremez. Bunu her anneye, babaya ve öğretmene anlatacaksınız. Bilgiye dayalı muhalefet yaptığımız zaman bir şey söyleyemezler. Biz 1 yılda bu sorunları çözeceğiz. Çocuklarımıza güzel bir geleceği hazırlayacağız. Yetenekli çocuklarımızı yeteneklerini öldürüyoruz” diye konuştu.
"ÜLKEYİ FELAKETE SÜRÜKLEDİLER"
Dış politikanın bütün ülkelerin geçmişinde ve geleceğinde önemli olduğunu kaydeden Kemal Kılıçdaroğlu, “Bütün ülkeler dış politikalarını ülkelerinin çıkarı için kullanırlar. Bugün izlenen dış politikada egemen devletlerin talimatıyla hareket ediyorlar. Dış politikada ülkeyi felakete sürüklediler. Eskiden herkes dostumuzdu, şimdi dostumuz yok. Dış politikayı milli olmaktan çıkardılar. Türkiye’nin onurunu 20 milyon dolara İsrail’e sattılar. 9 vatandaşımız hayatını kaybetti. Bunlar unutuluyor. Bunları unutturmayacaksınız. Toplumun bütün ayrıntılarına inip bunları anlatmak sizin görevinizdir. Bütün vatandaşların ortak görevidir. Sadece Orta Doğu ile değil, herkesle kavga ettik. 2002’de terör yoktu. Bütün komşularımızla geçiniyorduk. İnanç üzerinden siyaset, kime ne fayda getirir. Komşumuzun kimliğini sormazdık, şimdi sorar hale geldik. Etnik kimlik üzerinden, inanç üzerinden, yaşam tarzı üzerinden siyasete ‘hayır’ diyeceksiniz. Kim daha fazla Müslüman, kim daha çok Müslüman. Nereden çıktı bu ayrım. Birlikte bunları anlatacağız” diye konuştu.
"ŞU ANDA DEVLET LEKELİDİR"
Kılıçdaroğlu, sözlerini şöyle tamamladı:
■ Müslüman coğrafyası Batı'ya gitmek istiyor. Suudi Arabistan’a gitmek isteyen yok, Avrupa’ya gidiyorlar. Demokrasi bir ahlak rejimidir. Biz demokrasiyi inşa etmeye çalışıyoruz. Demokrasiye karşı kumpas kuruyorlar. Partilere nasıl bir dümen çeviririz de, seçime sokmayız diye düşünüyorlar. 15 milletvekiline gidin ve ‘Bu kumpası bozun’ dedik. Bize ‘Nasıl yaparsınız’ diyorlar. Yaparız Recep bey yaparız.
■ Adalet, devletin temelidir. Adaletin olmadığı yerde ülke çöker. Şu anda devlet lekelidir. Türkiye’de demokrasiyi yok etmeye, tek adam rejimi getirmeye çalışıyorlar. Düne kadar birbirlerini yiyorlardı, şimdi bir araya geldiler. Benimle görüşmek istiyor, istediğin kanalda, istediğin gazetecilerle gel, istersen orduyla gel. 33 ere 7 kez ağırlaştırılmış hapis vereceksin, Adil Öksüz’ü elinin altındayken bırakacaksın. Bunlar er, komutan mı? Biz adaletten yanayız.
■ 20 Temmuz’da sivil darbe yaptılar dedim, kıyameti kopardılar. 12 Eylül darbesinden ne farkı var. Türkiye’nin her tarafında OHAL ilan ettiler. OHAL’e ne gerek var. Çok 'Kısa bir süre OHAL’i uygulayacağız' dediler, 2 sene oldu. Şimdi yeniden bir askeri vesayeti getirmek istiyorlar, tek adam vesayetini güçlendirmek için. Bir kişi kendi tek adam rejimini güçlendirmek için bir vesayet rejimi kurmak istiyorsa, buna şiddetle karşı çıkacağız. Biz bunu kabul etmiyoruz. Rahmetli Ecevit, ekonomiyi düzeltmek için bütün bedelleri ödedi. Ekonomiyi bunlar değil, fiilen tefeciler yönetiyor. Son 15 yılda Londra’daki bir grup, faiz lobisine ödediği rakam, 150 milyar dolardı. Bir de içerde ödüyorsun. İçerde de tefecilere ödenen para, 675 milyar TL’dir. Vatandaşların bunların hiç birinden haberi yok. Bunları anlatacaksınız.
■ Osmanlı’nın hem borçlarını hem faizlerini o yoksul yıllarda Türkiye Cumhuriyeti ödedi. 24 Haziran’a kadar herkes çalışacak. Bütün il ve ilçe başkanlarına söz veriyorum. Yörük Ali Efe nasıl çalışıyorsa, öyle çalışacağım. Gittiğiniz her yerde bütün rakamları anlatacaksınız. Hangi partiden olursak olalım, bu ülkede beraber yaşayalım. Bu ülkede hiç kimse günaha ortak olmasın, tefeciye para ödemek günahsa, tefeciye teslim olmak günahsa hiç kimse harama ortak olmasın. Verdiğim rakamlarda bir kuruş eksikse vallahi görevi bırakacağım. Kendi ülkemizde rahat yaşamak istiyoruz. Üreten güçlü bir Türkiye istiyoruz.” (İHA)