42. Muhtarlar Toplantısı'nda konuşan Cumhurbaşkanı Erdoğan, Birleşik Arap Emirlikleri (BAE) Dışişleri Bakanı'nın, Medine’deki kutsal emanetleri kurtarıp İstanbul’a getiren Fahreddin Paşa'yı suçlayan bir tweeti paylaşmasına çok sert tepki gösterdi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları söyledi: Utanmadan, sıkılmadan Erdoğan'ın ecdadının mukaddes emanetleri oradan çalarak İstanbul'a getirdiğini söyleyecek kadar hezeyan içerisinde bu zavallılar. Bunun adı bir çalmak değil, tam aksine oraları istilaya gelen, işgale gelenlerden onları korumaktır. Ne adına; şehit olmak adına. Oraya yakın topraklarda bulunanlar bize utanmadan, sıkılmadan bühtanda bulunuyorlar. Önce haddini bil. Sen demek ki bu milleti tanımamışsın. Sen Erdoğan'ı da tanımamışsın. Erdoğan'ın ceddini ise hiç tanımamışsın.
Tarihimizin işte bu mümtaz şahsiyetini ve onun Medine'de gösterdiği şanlı direnişe dil uzatanların bugün kimlerle, nerelerde ne işler çevirdiğini gayet iyi biliyoruz. Paşanın İstanbul'a gönderdiği kutsal emanetlerin tek biri dahi zarar görmemiş, ticari meta haline gelmemiş dönüştürülmemiştir. Şimdi sen böyle bir konuşma mı yaptın? Acaba o batıya giden o emanetler şu anda ne durumda, onlara hiç gidip baktın mı?Acaba onları geri alabilmeniz için bir gayretiniz, bir çabanız var mı?
"ÜZERİNDE ÇALIŞILMAMIŞ PEK ÇOK DESTAN VAR"
Erdoğan, sözü Kudüs meselesine getirdi, Kudüs'ün tarihin her döneminde olduğu gibi bugün de hem Müslümanların kendi aralarındaki hem de dünyadaki vicdanlar için adeta bir ölçü vazifesi gördüğüne işaret ederek, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Dün Kudüs'ü işgal etmek için İstanbul'dan Anadolu'ya 600 bin kişiyle geçen haçlı ordularını Toroslar'a kadar 60 bin kişiye indiren bir millet, biz de bu vicdan terazisinde şu anda tartılıyoruz. Ecdadımız bin yıl boyunca kanı ve canı pahasına Kudüs'ü ve tüm İslam coğrafyasını korumuştu. Birinci Dünya Savaşı bu büyük imtihanla bir kez daha yüzleşmemizin, Kurtuluş Savaşımız ise diriliş ruhuyla önümüzde yeni bir dönem açışımızın adıdır."
Milletin, Birinci Dünya Savaşı'nı kayıplarla ve en fazla da Çanakkale'deki büyük zaferle bildiğini dile getiren Erdoğan, "Halbuki Birinci Dünya Savaşı'nın üzerinde hala yeteri kadar çalışılmamış pek çok destanı vardır. Bunlardan biri mağrur İngiliz kuvvetlerinin Kut'ül Amare'de bölgedeki en büyük hezimetlerinden birine uğratılmış olmasıdır. Üzerinde önemle durulması gereken bir başka hadise sırf düşman toplarıyla tahrip edilmesin diye Kudüs'ten ricat edilmiş olmasıdır, dönülmüş olmasıdır. Bir diğer önemli husus Osmanlı'nın aynı anda pek çok cephede savaştığı bir dönemde Kafkas İslam Ordusu ile Azerbaycanlı kardeşlerimizin yardımına koşmamızdır." değerlendirmesinde bulundu,
"MUHTARLARI ÜZENLERİ ÜZERİM"
Erdoğan'ın gündeminde diğer konular da vardı. Muhtarlar Toplantısı'nın gelecek ay üçüncü yılını dolduracağını belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Biz muhtarlarımızla kucaklaştıkça, hasbihal ettikçe, saflarımızı sıklaştırdıkça ülkemizin bu en köklü demokrasi kalelerinin prestijleri de artmaya başladı. Daha düne kadar istihza ile karşılanan, hatta 'muhtar bile olamaz' manşetleriyle siyasi hayatımızın sona erdirdiğini ima edenler ve bununla beraber muhtarlık kurumunu aşağılayanlar tabii bu buluşmalarımızın ardından da şunu gördüler ki muhtarlar öyle aşağılanacak kurumlar değil, kişiler değil." diye konuştu.
Muhtarların maaşlarından sigorta primi ödemelerine kadar tüm imkanlarını, yürüttükleri görevin önemine uygun bir seviyeye getirdiklerini ifade eden Erdoğan, artık valiliklerde, kaymakamlıklarda, belediyelerde ve diğer kurumlarda muhtarların taleplerinin daha dikkatle ele alındığını ve gereğinin yapıldığını bildirdi.
"Muhtarlarımızı üzenler beni de üzerler, o zaman ben de onları üzerim." ifadesini kullanan Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Muhtarlarımızdan da bu temsil düzeyine, kendilerine sağlanan imkanlara, üstlendikleri sorumluluğa uygun bir duruş, vakar, bir gayret özellikle bekliyorum. Mahallesine muhtar adayı dahi olamayacak derecede hayatın gerçeklerinden kopuk kişilerin bu ülkenin siyasetinde, bürokrasisinde, yönetiminde söz sahibi oldukları devirler artık geride kalmıştır. Milletimizin gönlünde taht kuramayan, desteğini alamayan hiç kimsenin arkasını şu veya bu güce yaslayarak efelik yaptığı dönemlerin kapısını bir daha açılmamak üzere kapattık.
Biz eğer terör örgütlerinden küresel şer odaklarına kadar yedi düvele meydan okuyorsak milletimizden ve sizlerden aldığımız destekle bunu yapıyoruz. Arkasında milletin olmadığı devlet adamı ayakta kalamaz, milletinin tam desteğini almış bir devlet adamının ise önünde duracak hiçbir beşeri engel yoktur."