ABD Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Heather Nauert'e günlük basın toplantısında Afrin'in Suriye'de olup olmadığı soruldu. Nauert, "Haritaya bakarsanız Suriye'de olduğunu görürsünüz" yanıtını vermişti.
Sözcü, Suriye'deki ateşkese dahil olmayan örgütlerin DAEŞ, El Kaide ve Nusra Cephesi olduğunu belirterek, "Türkiye, Birleşmiş Milletler kararını iyi okumalı" ifadesini kullanmıştı.
BMGK'da geçen cumartesi günü kabul edilen 2401 sayılı karar Suriye’de 30 gün süreyle ateşkes ilan edilmesini öngörüyor.
DIŞİŞLERİ'NDEN YAZILI AÇIKLAMA
Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Hami Aksoy, ABD Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Nauert'in Suriye’de insani duruma ilişkin 2401 sayılı BM Güvenlik Konseyi kararı bağlamında Türkiye’ye yaptığı atıf hakkındaki soruya yazılı yanıt verdi.
Aksoy'un açıklamasında şu ifadeler yer aldı:
"2401 sayılı BM Güvenlik Konseyi kararının odak noktası, rejimin bir hafta içinde yüzlerce sivilin katledilmesine ve hastane, okul gibi sivil tesislerin tahrip edilmesine yol açan saldırılarının durdurulması, ayrıca rejimin uyguladığı kuşatma siyasetinin açlığa mahkum ettiği insanlara insani erişim sağlanmasıdır. Karar, Doğu Guta başta olmak üzere, Suriye’de kötüleşen insani durum karşısında, acil insani yardım erişimine ve tıbbi amaçlı tahliyelere imkan sağlanması amacıyla çatışmaların gecikmeksizin durdurulması ve en az 30 gün süreyle insani ateşkes ilan edilmesi talebinde bulunmaktadır. Kararda atıf yapılan, insani durumun endişe yarattığı yerler arasında Afrin zikredilmemektedir. Zira Afrin'de cereyan eden, kararda kastedilen şekilde sivil-terörist ayrımı gözetmeyen bir çatışma değil, Suriye'nin bütünlüğünü ve Türkiye'nin milli güvenliğini hedef alan terörist örgütlere karşı yürütülen bir mücadeledir."
Aksoy, Türkiye'nin, Suriye’deki çatışmaların taraflarından biri olmadığını vurgulayarak, Türkiye'nin, Afrin'de yürüttüğü Zeytin Dalı Harekatı'nda BM Şartı’nın 51. maddesi temelinde meşru müdafaa hakkını kullandığını belirtti.
"Hal böyleyken, ABD Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü’nün söz konusu BM Güvenlik Konseyi kararının 'Türkiye tarafından iyi okunması' gerektiği yönündeki ifadeleri, her türlü temelden yoksundur ve kararın odak noktasını anlayamadığını ya da bu odağı çarpıtmak istediğini göstermektedir" ifadelerini kullanan Aksoy, kararı amaç ve hedeflerini çarpıtmadan hayata geçirmenin, ilgili tüm taraflar için öncelik teşkil etmesi gerektiğinin altını çizdi.
Aksoy, şu değerlendirmelerde bulundu:
"Masum halkın korunması saikiyle alındığı varsayılan kararın, teröristlerin korunmasına yönelik şekilde çarpık ve çifte standartlı yorumlanmasından özenle kaçınılmalıdır. Bu çerçevede, ABD’nin de teröristlere destek veren açıklamalar yapmak yerine rejimin masum sivil insanlara saldırılarını durdurmaya odaklanmasını tavsiye ederiz. Türkiye, şimdiye dek olduğu gibi bundan sonra da Suriye halkının çektiği acıların dindirilmesi için üzerine düşeni yapmayı sürdürecektir."