Son dakika... Cumhurbaşkanı Erdoğan'dan önemli açıklama: İki haftalık kısmi kapanma
Cumhurbaşkanlığı Kabine Toplantısı'nın ardından kameraların karşısına çıkan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan açıklamalarda bulunuyor. Erdoğan'ın açıklamalarından satır başları şöyle: "Müslümanlar olarak bu ayın her gününü ibadet ve manevi arınma yanında helalleşme, dayanışma, yardımlaşma, iyiliği ve sevgiyi yüceltme yarışmasına dönüşeceğine yürekten inanıyorum. Rabbimden bizi bayrama yetiştirmesini niyaz ediyorum. Son Kabine toplantımızdan bu yana diğer çalışmalarımızın yanı sıra bir dizi uluslararası programa katıldım. Önceki hafta Türk Konseyi Devlet Başkanları ile çevrim içi zirvede geniş bir yelpazede işbirliği ilerletmenin yollarını aradık. Tam ve gözlemci ülkelerinin yanı sıra Türk Konseyi'ne katılmak isteyen çok sayıda ülke bulunuyor. Artık bu oluşumu uluslararası bir örgüt haline getirmemizin zamanının geldiğine inanıyoruz. Bu hususta diğer devlet başkanlarıyla da mutabık olduğumuzu memnuniyetle müşahede ediyoruz. Salgın şartlarının elvermesi halinde Kasım ayında Türkiye'de ev sahipliği yapmayı planladığımız 8. Olağan Zirve'de somut adımları atacağız. Geçtiğimiz hafta AB Konseyi Başkanı ve AB Komisyonu Başkanı ülkemizde ağırlayarak gündemimizdeki konuları konuştuk. Gümrük Birliği, vize serbestisi, Doğu Akdeniz, Ege ve Kıbrıs'a kadar güncel gelişmelere kadar çok geniş yelpazeye yayılan bu gelişmenin ilişkilerimiz bakımından görüştük. Türkiye AB ile ilişkilerinde daima samimi ve şeffaf olmuştur. Başından beri AB'ye tam üyelik için gerekli şartları karşılayacak adımları birer birer attık. Demokratik ve ekonomik kriterler bakımından bizden sonra başvurduğu halde hızla üye yapılan ülkelerin çok önünde olduğumuz gerçektir. 18 Mart mutabakatı çerçevesinde üzerimize düşenleri fazlasıyla yerine getirerek düzensiz göç akınına Avrupa'nın uğramasının önüne geçtik. Terörle mücadele başta olmak üzere Avrupa ile mukayese edilemeyecek pek çok tehditle karşı karşıya bulunan Türkiye'ye yöneltilen ithamlarının ilkesel temeli olmadığını her fırsatta muhataplarımıza anlatıyoruz. Biz hâlâ bu çerçevedeki taahhütlerimize bağlıyız. AB'den üyeliği kabul edilen diğer ülkelerle aynı süreç ve uygulamalara tabi tutulmamız talebimizdir. Türkiye'nin demokrasi, hukuk devleti, insan hakları, ekonomideki güven ve istikrar hususunda gayretleri, kendi vatandaşlarının hak ve özgürlük refah seviyesini yükseltmeyi amaçlamaktadır. Bu süreci AB ile yürütürsek çok daha memnun kalırız. Aksi takdirde biz kendi vatandaşlarımız için en iyisi, en hayırlısı, en faydalısı ne ise onu yapmayı sürdüreceğiz. D-18'in 10. zirvesine çevrimiçi olarak iştirak ettik. Çeyrek asırlık geçmişine rağmen D-8'i hala hak ettiği yere gelememiş bir yapı olarak görüyoruz. Türkiye olarak çoğunluğu gençlerden oluşan 1,1 milyarlık nüfusu temsil eden D-8'i güçlendirmek için her türlü gayreti gösteriyoruz, göstermeyi sürdüreceğiz. Teşkilatı yeni üyeler ve ortaklarla güçlendirerek, sosyal ve kültürel yakınlaşmayı arttırarak hayırlı hizmetler vereceğine inanıyorum. Geçtiğimiz Cuma günü Rusya Devlet Başkanı sayın Putin'le oldukça verimli telefon görüşmesini gerçekleştirdik. Rusya ile şartlar ne olursa olsun açık tuttuğumuz diyalog kanallarının bölgemizdeki krizlerin tehlikeli boyutlara ulaşmadan önüne geçilmesi hususunda gerçekten başarılı neticeler verdiğine inanıyorum. Ertesi günü Ukrayna Devlet Başkanı'nı İstanbul'da ağırladık. Sayın Zelenskiy ve heyetiyle Rusya ile aralarında tırmanan kriz başta olmak üzere ikili ve bölgesel pek çok gelişmeyi değerlendirdik. Bu görüşmede iki ülke arasındaki serbest ticaret anlaşmasını imzalamak hususunda mutabık kaldık. Tatar kardeşlerimizin Kiev'de gerçekleştirmeyi düşündüğü konut ve cami projesinde destek istedik. Türkiye ve Ukrayna'nın ilişkileri geliştirme yönünde atacakları her adımın önemli olduğuna inanıyoruz. Pazar günü Uluslararası Demokratlar Birliği'nin kadın ve gençlik kollarıyla bir araya geldik. Yaklaşık 60 yıl önce misafir işçi olarak gittikleri Avrupa'da bugün 6 milyonluk temsil gücüne ulaşan vatandaşlarımızın siyaset, ekonomi, bilim ve sivil toplumda gösterdikleri başarıyı takdirle takip ediyoruz. Ayrımcı ve ırkçı muamelelere rağmen Avrupa'da kalıcı olduklarını ortaya koyan vatandaşlarımızın her konuda yanında olduk, olmayı da sürdüreceğiz. Dün Libya Milli Birlik Hükümeti Başbakan sayın Abdulhamit Dibeybe'yi heyetiyle birlikte Ankara'da ağırladık. Libya bizim için herhangi bir ülke değildir. 500 yıllık kadim ilişkilere sahip olduğumuz Libya'nın barış, huzur ve esenlik içinde yaşamasını en az kendi bekamız kadar önemsiyoruz. Ortak tarihimizden aldığımız güçle geleceğimizi inşa ediyoruz. Bu ülkenin egemenlik, toprak bütünlüğü, siyasi birliğine yapılan saldırılar karşısında Libyalı kardeşlerimizin yanında yer almaktan hiçbir zaman sarfı nazar etmedik. Sayın Dibeybe'yle yaptığımız görüşmede Milli Birlik Hükümetin ülkenin tamamında egemenlik kurması için her türlü desteği vereceğimizi ifade ettik. Libya'nın yaralarının sarılması, imarı, kalkınması ve geleceğine güvenle bakabilmesi için kardeşlerimize her türlü katkıyı yapmaya devam edeceğiz. Türkiye'nin bölgesinde ve dünyada izlediği yapıcı politikaları tüm taraflar için somut ve hayırlı neticelere ulaştırmak amacıyla yoğun gayret gösteriyoruz. Hukuk ve ekonomi reformlarıyla ilgili takvimleri yakından takip ediyor adım adım hayata geçiriyoruz. Ülkemizi yeni ve sivil anayasaya kavuşturma gayretlerini titizlikle ve sabırla devam ediyoruz. Ekonomide üretim tarafından işler gayet iyi gidiyor. İhracatımız her ay rekorlar kırarak artarken fabrikalarımız mal yetiştirmek için gece gündüz çalışıyor. Tüm üretim merkezlerinde gözle görülür bir hareketlilik var. Sürekli yeni yatırımlar, kapasite genişletmeler, ilave istihdamlar yapılıyor. Üreticilerimizin yeni makine tedarikindeki lojistik, hammadde ve ara maddelerinde küresel sıkıntılar olmasa çok daha büyük atılımlar gerçekleştireceklerini biliyoruz. Türkiye'nin terör örgütleriyle darbe heveslileriyle ekonomik tedhişçilerle, siyaset mühendisleriyle sosyal kargaşa çıkartma mücadelesinde kritik bir safhaya geldik. Artık bu mücadeleyi kazandığımızda önümüzde aydınlık bir dönemin kapıları açılacak. Aksi durumda Türkiye'yi yeniden 1970'lerin 1990'ların kaotik günlerine geri döndürmek isteyenlere gün doğacaktır. Bu mücadelenin önünü tıkamak isteyenlere aradıkları fırsatı vermeyeceğiz. Salgının ilk günlerinden itibaren işleri aksayan tüm kesimleri destekliyor, yanlarında yer alıyoruz. İçeride özellikle hizmetler sektöründe yaşanan sıkıntıları yakından takip ediyoruz. Tedbirler sebebiyle faaliyetlerine ara vermek, sınırlandırmak zorunda kalan esnaflarımızı pek çok başlık altında destekliyoruz. Sosyal koruma kalkanı altında verdiğimiz desteklerin tutarı 60 milyar lirayı aşmıştır. Esnaflarımızın bir an önce eski düzenlerine dönmek istediklerinin farkındayız. Turizm sektörü şartların normale dönmesini bekliyor. Hükümet olarak her kesimden insanımızı destekleyerek bu zor günleri rahatça geçirmelerinin temin etmelerinin yollarını arıyoruz. Pek çok yol ve yöntemle esnaflarımıza sahip çıkıyoruz. İstihdamın sürdürülmesi için verdiğimiz teşvikler sayesinde yıkımlar yaşanmasının önüne geçtik. Emeklilerimizin durumlarını her fırsatta değiştirecek adımlar atıyoruz. Geçmişte 66 liradan başlayan en düşük emekli maaşını 1500 liraya çıkardık. Çiftçilerimize 24 milyar liralık destek bütçesi ayırdık. Ürünleri depolarda çürüme tehlikesiyle karşı karşıya olan patates ve soğan üreticilerine bir müjde verdik. Ürünlerin belirli bir kısmını Toprak Mahsulleri Ofislerimiz aracılığıyla satın alarak ihtiyaç sahipleri ailelerine ücretsiz dağıtıma başladık. Satın alma ve dağıtım işlemleri önümüzdeki günlerde de sürecektir. Edirne başta olmak üzere çeltik üreticilerimizin yaşadığı sıkıntıları da yine Toprak Mahsulleri Ofisi'nin başladığı alımlarla çözüme kavuşturuyoruz. Ülkemizde artık hiçbir evladımız okul öncesinden üniversiteye kadar dilediği seviyeye kadar eğitim alma imkanına sahiptir. Bugünkü toplantımızda özellikle Sanayi ve Teknoloji Bakanımıza verdiğim talimatla bütün organize sanayi bölgelerinde, endüstri bölgelerindeki işverenlerle irtibata geçip, gençlerimizin üniversiteyi bitirmeden staj döneminden başlamak üzere istihdamın sağlanması talimatını verdik. Kamuda sınırlı istihdam yerine özel sektördeki çok daha geniş çalışma alanlarına yönelik gençlerimize verdiğimiz teşvikleri arttırıyoruz. Özel sektör kuruluşlarında istihdam edilecek her kişi için 100 bin lira kredi imkanı geliyor. Kamunun ve belediyelerin yürüttüğü projeler için de genç istihdamını zorunlu kılıyoruz. Şehit yakınları ve gazilerimizin istihdamını en son yaptığımız 333 atamayla 45 binin üzerine çıkardık. İş hayatında daha etkin hale gelen kadınlarımıza verdiğimzi destekleri de arttırarak sürdürüyoruz. Türkiye'yi hamdolsun bugünlere ulaştırdık. Salgının yol açtığı sıkıntıları çözerek salgın sonrasında yeniden şekillenecek sistemde hak ettiği yerde ülkemizi çıkartacak olan da yine biziz. Herkesi teenniyle hareket etmeye, hayırda yarışmaya davet ediyorum. Türkiye salgının sağlık boyutunu başarıyla yürüttüğü gibi alınan tedbirlerin olumsuz etkilerini azaltma konusunda en başarılı ülkeler arasında özellikle yer alıyor. Avrupa başta olmak üzere pekçok yerde yaygın şekilde süren kısıtlamalarının kademeli olarak kaldırılması planlamalarının gerisinde kalmamak için gayret gösteriyoruz. Aşılamada toplamda 19 milyonu bulan rakamımızla dünyada ilk sıralarda yer alıyoruz. Tedarik imkanlarını genişleterek bu rakamı hızla arttırmak için tüm kapıları zorluyoruz. Ancak vaka ve vefat sayılarımızın artış gösterdiği durumlarda ister istemez tedbirleri sıkılaştırmaya mecbur kalıyoruz. Son dönemde bilhassabüyük şehirlerde artaan vaka ve vefat sayıları tedbirleri yeniden sıkılaştırmaya yöneltti. Her ne kadar sağlık sistemimizi zorlayacak durumda olmasak da bu gidişatta geri kalamazdık. Bugünkü toplantımızda süreci tüm boyutlarıyla yeniden değerlendirdik. Bu çerçevede Ramazan ayının ilk iki haftasında tedbirleri biraz daha sıkılaştırarak kısmi kapanma uygulanmasına geçiyoruz. Amacımız iki haftalık süreçte vaka ve vefat sayılarında önemli oranda düşüş sağlamaktır. İki haftalık dönemde hedeflediğimiz tabloda beklediğimiz oranda iyileşmeyi temin edemezsek devamında çok daha sert uygulamaların gelmesi kaçınılmaz hale gelecektir."