"İdrar yolu enfeksiyonu" deyip geçmeyin
Uzmanlar, böbrek taşları ve idrar yolu enfeksiyonlarının kronik böbrek yetmezliğine neden olabileceğini belirtti
Kronik böbrek yetmezliğinin yavaş seyreden fakat ülkemizde de görülme sıklığı giderek artan bir hastalık olduğu belirtildi. Uzmanlar, böbreklerin işlevini tam olarak yerine getirememesinden kaynaklanan bu durumun, hastayı olumsuz etkilemesine karşın erken teşhis ve tedavinin yaşam kalitesini artırdığını vurguladı.
Uz. Dr. Funda Yalçın, kronik böbrek yetmezliği ve tedavisi hakkında açıklamalarda bulundu. Hastalığın gerek dünyada gerekse Türkiye'de artış gösterdiğine dikkat çeken Dr. Yalçın, "Böbrek rahatsızlığının hastaların yaşam kalitesini bozması ve tedavilerinin yüksek maliyeti nedeniyle toplumsal yükü büyük bir rahatsızlıktır. Bu nedenle kronik böbrek hastalığında erken tanı, yaşam süresi ve kalitesini artırmaktadır." dedi.
Böbrek fonksiyonlarının bozulmasıyla vücuttaki neredeyse tüm sistemlerin etkilendiğini dile getiren Yalçın, "Kronik böbrek hastalığı, böbrek fonksiyonlarının geri dönüşümsüz olarak aylar içinde bozulmasıdır. Böbrek yetmezliğinin erken dönemlerinde hastalarda herhangi bir şikayet ve belirti gözükmemektedir. Hastalığın ilerlemesiyle birlikte kişide şikayetler ve belirtiler de ortaya çıkmaktadır." ifadelerini kullandı.
Kronik böbrek hastalığında hastaların en çok sık idrara çıkma ve anemiye bağlı halsizlik şikayeti olmaktadır diyen Uz. Dr. Funda Yalçın, "Hastalığın evresi ilerledikçe bulantı, kusma, iştahsızlık, kaşıntı, nefes darlığı, ağız kokusu, uyku bozukluğu, bacaklarda kasılma gibi sorunlar da ortaya çıkıyor. Fakat bu şikayetler ve belirtiler olmadan da son evre böbrek yetmezliği tanısı konularak diyaliz veya organ nakli gerekebilmektedir. Kronik böbrek yetmezliği hiçbir belirti ve bulgu vermeden de seyredebilen sinsi bir hastalıktır." uyarısında bulundu.
'DİYABET VE HİPERTANSİYONA DİKKAT'
Kronik böbrek hastalığında diyabet ve hipertansiyona dikkat çeken Uz. Dr. Yalçın, "Günümüzde böbrek yetmezliğine neden olan en önemli hastalıklar diyabet ve hipertansiyondur. Şayet bu iki hastalıktan biri varsa mutlaka belli aralıklarla kan ve idrar tetkiki yaptırmak gerekmektedir. Diyabet ve hipertansiyonu olan hastalarda, kronik yetmezliği destekleyen belirtilerin ortaya çıkması beklenirse tanıda çok geç kalınabilir. Ayrıca genetik özelliği olan bazı hastalıkların (polikistik böbrek hastalığı, ailesel Akdeniz ateşi vb.) aile içinde tespit edilmesi, ailenin diğer bireylerinin incelenmesiyle erken tanı konulması açısından önemlidir." dedi.
'İDRAR YOLLARI ENFEKSİYONU, HASTALIĞA DAVETİYE ÇIKARIYOR'
Uz. Dr. Yalçın, kronik böbrek hastalığı yapan sebeplerden birisinin de böbrek taşları ve idrar yolu enfeksiyonları olduğunu söyledi. Yalçın, "Böbrek taşı olan bir hasta genellikle böğür ağrısı ve idrardan kan gelme şikayeti ile başvurmaktadır. Bu dönemde yapılan kan, idrar ve görüntüleme yöntemleri ile taşın tespiti ve sonrasında taşın tedavisi ile böbrek yetmezliği gelişimi engellenebilmektedir. Sık idrar yapma, idrar yaparken yanma ve ateş, idrar yolu enfeksiyonlarını düşündürmektedir. Sık geçirilen idrar yolu enfeksiyonları da böbrek yetmezliğine neden olmaktadır. Bu nedenle idrar yolu enfeksiyonları basit bir enfeksiyon olarak değerlendirilmeyip, altta yatan nedene yönelik inceleme yapılması ileride gelişebilecek ciddi sorunları önleyebilmektedir." diye konuştu.
Hastalık sürecinde erken tanın önemli olduğunu dile getiren Yalçın, "Kesin tanı böbrek biyopsisi ile konulmaktadır. Tanı sonrası tedavinin başlanması ile kronik böbrek hastalığının gelişimi önlenebilmektedir. Günümüzde, bu hastalığın tanısını alan hasta sayısı her geçen gün artmaktadır. Bu hastalıkla mücadelenin en önemli aşaması, erken tanıdır." ifadelerini kullandı.
CİHAN