Takipde Kalın!
Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
Gündem Ekonomi Dünya Spor Magazin Kadın Sağlık Yazılar Teknoloji Gastro Video Stil Resmi İlanlar

"Hamileyim, ama çok üzülüyorum... Benim bebeğim bugüne kadar evdeki kedimdi, köpeğimdi... Yıllardır en yakın dostum onlardı. Şimdi ne yapacağım? Kime sorsam hamileliğim ve bebeğim için sakıncalı olduğunu söylüyor.. Bebeğimden de, evdeki can dostumdan da vazgeçemem..." diyenlerdenseniz, bu yazıyı okumanızda yarar var...

Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Prof. Dr. Esat Orhon, Veteriner Hekim S. Tarkan Özçetin, J. C. Dooren makalelerinden derlediği yazısında, "Hayvanseverlerin en büyük korkularından biri budur... Ama inanın, gerekli bakımlar yapıldıktan sonra ve önlemler alındıktan sonra hiç bir tehlike olmayacağı gibi, bebeğinizi sağlıkla ve huzurla büyütebileceğiniz bir ortam yaratabilirsiniz" diyor.

EVDEKİ KEDİLERİN BİR ZARARI VAR MI?

Önce yumuşak dostlarımız kedilerden başlayalım... Kedilerce insanlara bulaştırıldığına ve hamilelerde bebeğe olumsuz etkileri olduğuna inanılan bir mikroorganizma toksoplazmadır. Aslında toksoplazmanın insanlara kedilerden bulaşma olasılığı oldukça az. Hele evdeki aşılı ve bakımlı kedilerimizden nerdeyse hiç yok. Söz konusu mikroorganizmanın bilimsel adı toksoplazma gondii’dir.

Herşeyden önce, eğer planlı ve önceden gerekli testlerin yapıldığı bir gebelik yaşıyorsanız zaten TORCH grubu adı verilen mikroorganizma taramaları yapılmış olmalıdır. Ya da gebelik haberi alınır alınmaz zaten bu testler yapılır. Toksoplazmaya karşı vücudumuzda oluşan koruyucu antikorlar IgG ve IgM olarak bilinir. IgG araştırılan mikroorganizmaya karşı eskiden oluşmuş bağışıklığı gösterirken, IgM günümüzdeki durumu gösterir. IgG pozitifliği hastalığa karşı bağışıklığın oluştuğunu işaret eder.

Read more!

Evdeki kedimiz eğer bakımlı ve aşılı ise zaten Toksoplazma taşıma olasılığı neredeyse hiç yoktur. Tanımadığımız sokak kedilerine dokunmamakta yarar var elbette. Aslında sokak kedileri doğal ortamda toksoplazmayı zaten alıp, bağışıklık kazanmışlardır.

TOPRAK İLE TEMAS ENGELLENMELİ!

Sürekli mikroorganizma saçıyor olmalarını düşünmek pek de doğru değil. Yine de bilmediğimiz sokak hayvanlarıyla yakın temas kurmamakta yarar var elbette. Evdeki kedimizin sokaklardaki toprağa temasını engellemeliyiz. Çiğ et yemesine, pastörize edilmemiş süt içmesine ve sokakta avlanmasına izin vermemeli. Kumunun her 24 saatte bir değiştirilmesi iyi bir tedbirdir. Mümkünse kendiniz değiştirmeyin veya tek kullanımlık eldivenler kullanın. Evden sokağa adım atmamış ve sadece kuru mama yiyen kedilerimiz açısından içimiz rahat olabilir. Hamileyseniz ve toksoplazmaya karşı bağışık değilseniz, yeni bir kedi edinmek ise iyi bir fikir değil.

İNSANOĞLUNUN EN ESKİ DOSTU KÖPEKLER...

Gelelim insanoğlunun en eski dostları köpeklere... Yapılan araştırmalara göre, yaşamının ilk yılında ev köpeği ile birlikte büyüyen bebekler erken dönemde bağışıklık geliştirirler. Yaşamın ilerleyen yıllarında üst solunum yolu ve kulak enfeksiyonlarına daha az yakalanırlar. National Institutes of Health tarafından desteklenen bir araştırmaya göre, yaşamının erken dönemlerinde bir veya bir kaç ev hayvanıyla büyüyen bebeklerin sonradan alerji ve çocukluk dönemi astım hastalığı geliştirmeleri

çok nadir görülür.

Harita

Söz konusu araştırmada, dokuz haftalık bebeklikten yaşamın ilk yılına kadar bebekler ateş, öksürük, burun akıntısı, kulak enfeksiyonu, ishal, idrar yolu enfeksiyonu ve döküntü yönünden değerlendirmeye alınmıştır. Bebeklerin doğum ağırlığı, anne sütü alma, evdeki kardeş sayısı ve annelerin sigara içip içmedikleri de dikkate alınmıştır. Bu ailelerin kaç ev hayvanına sahip oldukları ve bu hayvanların günün kaç saatini ev dışında geçirdikleri kaydedilmiştir.

Read more!

Araştırma sonucunda ev hayvanıyla büyüyen bebeklerin, diğer bebeklere göre yüzde 44 daha az kulak enfeksiyonlarına yakalandıkları ve yüzde 29 daha az antibiotik kullanmaları gerektiği ortaya çıkmıştır. Bunun açıklaması, bakteri, diğer mikroorganizmalar ve hayvan tüyleriyle erken dönemde karşılaşmaları sonucu, daha erken bağışıklık kazanmalarıdır.

HAYVANLARLA BÜYÜYEN BEBEKLER DAHA SAĞLIKLI!

İlginç bir sonuç da, köpeklerle büyüyen bebeklerin diğer bebeklerle karşılaştırılması sonucunda yüzde 31 daha sağlıklı oldukları, kedilerle büyüyen bebeklerin ise yüzde 6 oranla daha sağlıklı olduklarıdır. Günün en az 6 saatini dışarıda geçiren ev hayvanlarıyla büyüyen bebeklerin, hiç dışarıya çıkmayanlara göre enfeksiyonlara daha dirençli oldukları gözlendi. Aynı şekilde kırsal kesimde ev hayvanlarıyla büyüyen bebeklerin, şehir yaşantısı içinde ev hayvanlarıyla büyüyen bebeklere göre de daha sağlıklı oldukları

raporlandı. Ancak bildirilen bu bulgular ev hayvanı olmayanların, sonradan ev hayvanı almalarının iyi bir fikir olduğunu göstermez...

Sonuçta şu mesaj net olarak verilebilir; Gebelik sırasında veya yenidoğan bebek varlığında, yeni ev hayvanı almak iyi fikir değil. Ancak evde zaten var olan ev hayvanınızın hamileliğinize ve bebeğinize zararlı olacağını düşünmek de yersiz.

Ayrıca, ev hayvanlarıyla büyüyen bebeklerin daha özgüvenli, daha sosyal oldukları ve arkadaşları arasında daha sevildikleri ve popüler oldukları bir gerçektir. Daha sevecen, daha anlayışlı olurlar ve yakın çevrelerine daha çok sahip çıkarlar. Karşılıklı insan ilişkilerinde vücut dilinden de çok daha iyi anladıkları doğrudur.

DAHA AZ STRES VE DAHA POZİTİF İNSAN...

Ev hayvanları aile içindeki sosyal ilişkileri güçlendirir ve tatlandırır. Daha eğlenceli ve daha konuşkan bir aile yapıları olur. Daha az stresli bir ev yaşamı ve aile bireyleri arasında daha konuşkan ve pozitif iletişimli bir yapı olur.

Ev hayvanı sahiplerinde daha az psikolojik sorunlar ve daha az kardiovasküler hastalık olduğu biliniyor. Özellikle köpek sahipleri yürüyüşlere ve egzersize daha yatkın olurlar ve bu da bir çok hastalıktan korunmak için olumlu bir etki yaratır.

Kediniz, köpeğiniz ve bebeğiniz mükemmel bir takım oluşturacaklar. Endişe etmeyin, tadını çıkarın...

Şurada Paylaş!
Yazı Boyutua
Yazı Boyutua
GÜNÜN ÖNEMLİ MANŞETLERİ