Türkler günde kaç kez cep telefonuna bakıyor?
Türkiye'de akıllı telefon kullanıcıları günde 250 kez ceplerine bakıyor. Bu normal mi?
Deniz ÇİÇEK - Aykut YILMAZ -Lütfi ERDOĞAN / ANKARA
Türkiye’de kullanımı her geçen gün artan akıllı telefonlar insanların yaşamı üzerinde etkili olmaya başladı. Vodafone Türkiye İcra Kurulu Başkan Yardımcısı Hasan Süel, bir çalışmaya işaret ederek, kullanıcıların akıllı telefonlara günde ortalama 250 kez baktığını söyledi. Süel, günden güne mobil internetin hayatımızda daha çok yer aldığını belirterek, “Ses ve SMS aynı hızda artmıyor. Avrupa’da ortalama 10 telefondan 6’sı akıllı iken, Türkiye’de 10 telefondan 3’ü akıllı telefon. Türkiye’de bir konu trend haline gelince hızlı yükselir. Bu oranlar daha da hızlı artacaktır” dedi. Uzmanlar, akıllı telefon kullanımının geldiği boyutu değerlendirdi.
'Aletin kölesi durumuna geldik'
Yeşilay Başkanı Prof. Dr. İhsan KARAMAN:
Tekonoloji bağımlılığını biz de ele alıyoruz. Bu bağımlılığın günlük hayatta çok daha yaygınlaşabilmesinin ve herkese etki edebilmesinin en pratik aygıtı ve aracı akıllı telefonlardır. Tablet gibi cihazları her an kullanamazsınız ama telefon her zaman yanınızdadır. Akıllı telefon, tuvalette bile oturduğunuzda kullanılıyor. Her durumda en abes yerlerde bile cep telefonu elinizde ve cebinizde. Biz de akıllı telefonlara bu bakış açısıyla bakıyoruz. Bir insana ortalama 20-30 kez çağrı gelir. Eğer bu telefonlar akıllı olmasa 20-30 kere telefona bakardık. Ama şimdi mesajına, oyununa ve müziğine derken 250 kereyi buluyoruz. Aletin kölesi durumuna geliyoruz. Bu işin içine batmış durumdayız. Bağımlılığın başlangıcı ebeveynlerin çocuklarına yanlış tutumlarından da kaynaklanıyor. Çocukların ellerine telefon tutuşturuyoruz.
'Akıllı telefon bağımlılıktır'
Psikiyatr Prof. Dr. Arif VERİMLİ:
Böyle bir bağımlılık zaten gün geçtikçe doğuyor. Eğer telefon gibi bir haberleşme cihazı elinizdeyse birisi size mesaj göndermiş mi, göndermemiş mi merak ediyorsunuz. Bu durum zihinsel olarak sizi de yoruyor. Merak duygusu ile sık sık telefonlarınıza bakarsınız. Bu da teknolojinin hayatımıza getirdiği yeni bir yoksunluk ve endişe tablosu olabilir. Telefonunuzu yanınızda taşıyorsunuz. Sürekli internete giriyorsunuz. İster istemez insan merak duygusu ile internete de bakıyor. Teknolojinin insanın tavırlarında ve tutumlarında yansıttığı değişimleri endişe ile izliyoruz.
'BU CİHAZLA BÜTÜNLEŞİLECEK'
Enderun Digital Koordinatörü Yusuf ÇAĞLAYAN:
Akıllı telefonların bugün daha ilerisini düşünüyoruz. Akıllı telefonların ilerisinde, giyilebilir teknolojiler konuşuluyor. Yakın bir gelecekte insanlar bu cihazlarla bütünleşmiş bir biçimde yaşamaya başlayacak. Bu bir bağımlılık olduğu kadar insanoğlunun yeni bir yaşam biçimine geçişi. Bu teknolojileri ne kadar doğru bir biçimde hayatımıza adapte edebiliriz bunu daha çok tartışmalıyız. Her alan için örneğin hukuk, sosyoloji, çocuk gelişimi veya trafik için yeni kurallar, yeni yaklaşımlar geliştirmeliyiz. Çünkü bu tür yeni teknolojilerin kullanımı esnasında doğacak negatif etkilerin bertaraf edilmesi de gerekiyor.
'Telefonu bilgisayar gibi kullanıyorlar'
Bakırköy Psikiyatri, Tedavi ve Araştırma Merkezi’nden Uzm. Dr. Ayhan AKCAN:
Türkiye’de telefonu kullanma ile ilgili 3 grup var. Birinci grup, iletişim aracı olarak kullanıyor. Bunlar genelde yaşlı insanlardan oluşuyor. İkinci bir grup akıllı telefonu var ama öncelikle iletişim aracı olarak, fotoğraf makinesi olarak ve internete girerek kullanıyor. Bu grup da 40’lı yaşlardadır. Bir de 30 yaş altı genç nesil var. Onlar akıllı telefonun her şeyini bilen ve her an kullananlar. Daha çok akıllı telefonu chat’leşmek, mail atmak, video izlemek için kullanmaya çalışırlar. Bu grup için akıllı telefona günde 250 defa bakmak normal. Telefonu bilgisayar gibi kullanıyorlar.
'Bağımlılık değil, hayatı kolaylaştıran bir unsur'
İnternet Geliştirme Kurulu Başkanı Serhat ÖZEREN:
Özellikle akıllı telefonlar, hem bilgisayar hem de mobil hayatta her şeyimizi yapabileceğimiz cihazlar haline geldi. Eskiden kredi kartı, mobil ödeme, alışveriş için farklı yerlerde vakit geçirirken şimdi bir cep telefonundan her şey yapılabiliyor. Bu manada bakıldığı zaman hayatımızı kolaylaştıran, yaşam kalitemizi artıran bir unsur olarak görmemiz lazım. Sosyal medya konusunda gençlere, çocuklara eğitim verilmesi gerekiyor. Hayatımızı kolaylaştıran navigasyon gibi benzer uygulamaları akıllı telefonumuzdan kullandığımız için çok daha fazla bu telefonlara ihtiyaç duyacağız. Bu bir bağımlılık değil. Bu hayatımızı kolaylaştıran, refah seviyemizi yükselten bir unsur.
'OLUMLU YÖNLERİ BAĞIMLILIK RİSKİNDEN DAHA FAZLA'
Başkent Üniversitesi Öğretim Üyesi Çığır İLBAŞ:
Akıllı telefonlar hayatımızı kolaylaştırıyor, hızlandırıyor. Daha önce zaman alan banka işlemleri gibi, alışveriş yapmak gibi, iletişim kurmak gibi zamanımızı alan süreçleri, pratik bir şekilde, ekstra bir zaman ayırmadan, günlük yaşantımızın bir parçası olarak yapabilmemize olanak sağlıyor. Bağımlılık, asosyalleşme gibi konular uzun süre tartışıldı. Artık günümüzde internet kullanan kesim hızla büyüdüğü ve hemen herkes internet ortamında bulunduğu için sosyal süreçler de internet ortamından pekiştiriliyor. Genel olarak bakıldığında olumlu yönlerinin bireylere katkısının bağımlılık riskinden daha kayda değer olduğunu düşünüyorum.