Atma Adnan, din kardeşiyiz
Adnan Oktar'ın 8 yıl önce polise verdiği ifadesi: İMAMLARIM BANA KARI-KIZ GETİRİR
'Ben aileleri çok seviyorum' diyen Adnan Oktar'ın 8 yıl önce polise verdiği ifadesi:İmamlarım bana karı-kız getirir
Evlatları ailelerinden ayıran, kızları malikanelerinde tutsak eden Adnan Oktar 8 yıl önce polise verdiği ifadesinde “İmamlarım bana karı-kız getirir” diyor, cemaatindeki bütün ahlaksızlıkları anlatıyordu
Hoca efendi, dün 1999 yılında söylediği bütün bu sözleri unutup sütten çıkmış ak kaşık gibi konuştu: Ben aileleri çok seviyorum. Ceylan’ın babasına şefkat duyuyorum. Aralarının düzelmesi için gayret ediyorum
1999’da Emniyet’te ne demişti?
Bizden ayrılanların ailelerine şantaj yapar, tehdit ederiz!
* Sizin liderliğinizdeki örgütün yapısını anlatır mısınız?
Ben 1956 yılında Ankara’da doğdum. Babam Ankara Samanpazarı’nda bakkallık yapardı. Annem, dikimevinde işçiydi. 2 kardeşiz. Kardeşim doktor. 1979-80 yıllarında Adnan Hoca Grubu’nu tek başıma oluşturmaya başladım. O dönemde Yasin Gürlek ve 2-3 kişi daha yanımda idi. Sonra akademi öğrencilerinden 20-25 kişilik bir grup oluşturdum. 1991 yılında Bilim Araştırma Vakfı’nı kurana kadar örgütlenmeye devam ettim. Hoca yani lider Ahmet Abi kodunu kullanan ben yani Adnan Oktar. Benden sonra “İmamlar” dediğimiz örgütü yöneten bir nevi Konsey yapılanması vardır. Bir de “Bacılar Grubu” vardır ki onlar direkt bana bağlıdır.
İMAMLAR: Erkek İmamlar’ın görevi verdiğim talimatları yerine getirmektir, ayrıca gruba eleman temini ve imam seviyesinde olmayan diğer müritleri yönlendirme ve yönetme görevi imamlara aittir. İmam sayısı kadar çeşitli semtlerde tuttuğumuz ve operasyon sırasında bastığınız örgüt evi de mevcuttur. Bu evlerden İmamlar sorumludur. Evlerde ailelerinden ayrılıp bize katılan müritlerimizin bir bölümü kalır. İmamlar arasında belirli bir görev ayrımı yoktur. Ancek herkes meziyetlerine, çevresine göre görev dağılımı almıştır. İmamlar hemen her akşam yanıma gelerek fikir teaddinde bulunur, yaptıkları işleri anlatır. Erkek İmamlar’ın diğer bir görevi de bana ilişkide bulunmam için kadın ve kız getirmektir.
BACILAR: Bayan İmamlar (Bacılar Grubu dediğimiz) 4 ayrı evde kalan ve ailesinden ayrılıp grubumuza katılan bayan müritlerimizden sorumludurlar. Benim kitap yazma işimi de bu Bacılar Grubu sağlamaktadır. Gruba bayan eleman teminini yine Bacılar Grubu yapmaktadır.
* Örgüt içindeki cinsel münasebetler nasıldır?
Mürİtlerİmİn zengin, zeki, akıllı, kültürlü ve güzel kişilerden olmasına özen gösteririm. Bunun nedeni bu şahısların çevrelerinin geniş olması, böylece örgüt olarak kısa sürede güçlenmemizi sağlamalarıdır. Kurmuş olduğumuz evlerde kalan müritlerimizin tüm ihtiyaçları örgüt tarafından sağlanır. Diğer İmamlar da ihtiyaçların karşılanması için çaba sarf ederler. Bana kadın kız bulma işinden önce Kemal Gül, sonra Bahadır Güven sorumlu oldu. Beni yakaladığınız akşam birlikte olmam için Tuğçe adlı kız getirilmişti. Örgüt içinde Bacılarla cinsel ilişkiye girmek yasaktır. Ancak Cariye dediğimiz ve müritler tarafından bulunan kızlar müritler, İmamlar (Abiler) ve benim tarafımdan cinsel olarak kullanılmaktadır. Müritler ve İmamlar, cariyelerle ilişkiye girerken mutlaka diğer bir mürit ilişkiye şahitlik yapmaktadır. Benim dini anlayışıma göre bir kadın ve erkek İmam nikahlı değilse erkek, kadınla normal cinsi ilişkide bulunamaz, bulunursa zina olur. Bu nedenle müritlerim cariyelerle anal veya oral seks yapmak zorundadırlar. Aksine davranana ceza verilir. Kemal Gül bir cariye ile önden ilişkiye girince, kendisi ile 2 sene görüşmedim.
* Kamerayla görüntüleyip şantaj yapıyor muydunuz?
DeĞİŞİk zamanlarda gerek aleyhime konuşan, yayın yapan, gerekse vakıf aleyhinde faaliyetler bulunan kişiler ile bunlara yardım edenlere karşı korku ve yıldırma için değişik dönemlerde İmamlarıma emir vererek birçok kişiye karşı gerek cinsi münasebette bulunurken gizli kameraya çekme yolu, gerekse fotomontaj yaparak, basın ve ilgili kişilerin yakın çevrelerine göndermek sureti ile bu kişileri korkutup sindirdim. Ama hiç kimseden para almadık. Tehlikeli olur diye delil kalmaması açısından 1997 yılında çiftlikte çekmiş olduğumuz kasetleri imha ettirdim.
* 13 yıl öncesine kadar annenizin emekli maaşıyla geçinirken şimdi ise son derece lüks bir yaşantınız var!
KurmuŞ olduğum ve liderliğini yaptığım cemaatin üyelerini zengin çocuklarından seçmemin ana nedeni budur. Bir yandan ibadet edip bir yandan çeşitli ihtiyaçlarımı karşılayıp bir yandan da lüks bir yaşama sahip olmak izçin müritlerimin zengin olması gerekmektedir. Ben de bu yüzden müritlerimi zenginlerden seçiyorum. Tabi benim kurmuş olduğum örgütlenme içerisinde aile hayatı, başta İmamlar olmak üzere herkes yaşamaktadır.
* Birçok aile çocuklarını ellerinden aldığınızı ve beyinlerini yıkadığınızı söylüyor. Amacınız nedir?
Bİzİm örgütten ayrılanları rezil etmek gibi bir stratejimiz vardır. Örgütten ayrılanları aleyhimizde faaliyette bulunmuş sayarız. Bu nedenle geçmişte çocuklarını bizden ayıran aileler hakkında yukarıda anlattığım şantaj ve tehdit faaliyetlerinde bulunduk. Bunu diğer aileler de bilmektedir ve bu faaliyetlerimizden korkmaktadılar. Çocukları, kiraladığımız cemaate ait evlerde tutup ailelerinden ayırmamızın nedeni örgüt fikirlerini çocuklara daha iyi anlatıp onları örgüt içerisinde tutmaktır. Çocuklar birbirlerini de saymaktadırlar. Evlerde ihtiyaçlar ortak karşılanır. Buralarda kalan çocuklar benim fikirlerim ve talimatlarım doğrultusunda hareket ederler.
Şimdi ne diyor?
Ceylan’ın babasına çok üzüldüm, çok şefkat duydum
Bilim Araştırma Vakfı Fahri Başkanı Adnan Oktar, hakkında çıkan haberler üzerine dün bir basın toplantısı düzenledi. Oktar, son olarak 2 yıl önce ailesini terkeden Ceylan’ın dramıyla gündeme gelmişti. Babası Feridun Özgür kızını kurtarmak için kaçırmış, ama Ceylan yine cemaate dönmüştü. Oktar’ın, toplantı boyunca yalanlarla çizdiği portre herkesi hayretler içinde bıraktı. İşte ’Adnan Hoca’dan inciler...
“Aileleri gerçekten çok seviyorum”
* Ben aileleri gerçekten çok seviyorum. Çok şefkat duyuyorum. Ben aslında onlarla görüşmek de isterim. Ben Türk annelerine, Türk babalarına, Türk insanına karşı her zaman sevgi ve saygı duyarım. “Annelerle konuşmaktan büyük zevk alırım”
* Zannediyorum biraz konuşarak bunların hepsi halledilebilir. Aklı başında makul insanlarla konuşmak görüşmek benim çok hoşuma gider. İnsanlarla konuşmak çok sevdiğim zevk aldığım bir şey.
“Ceylan’ın babasıyla görüşmesine sevindim”
* Ben Ceylan’ın babasını televizyondan seyrettim. Yani gerçekten çok şefkat duydum, çok rahatsız oldum. Hiç hoşlanmadım. Böyle bir durumun olmasını hiç de istemedim. Bugün Ceylan’ın babasıyla görüştüğüne dair bir haber geldi ve bunu beni çok sevindirdi. Aralarının iyi olmasını çok istiyorum. Mutlu olmalarını çok isterim.
* Aileleriyle aralarının açık olması hiç hoş değil. Hiç kimse için istemem. Herkesin hoşgörü kardeşlik ve sevgi bağları içerisinde birbirlerini sevmesi anlayışlı olmasını isterim. Fikirleri ayrılıkları da olabilir hiç önemli değil. Ateist olabilir materyalist olabilir ben o insana saygı duyarım. Sevmek mecburiyeti yoktur ancak saygı şarttır.
Aralarının düzelmesi için çabalıyorum
*Televizyonda seyrettiğimde o sahneyi gördüğümde şok oldum. Çok şaşırdım, bir garip oldum, çok hayret ettim. Sonra da arkadaşlar aracılığıyla haber gönderdim. Ve aralarının düzelmesi için de gayret ediyorum. Yani hiç hoş değil. Hiç kabul etmiyorum.
“Ticari faaliyetim var ama açıklayamam”
* Ben en başından beri akademi yıllarından beri hiçbir hediye almamakla bilinirim. Hatta arkadaşlarımın arabasına dahi binmezdim. Şu anki harcadığım kendi kazancımdır. Her türlü parayı kendim elde ediyorum. Ticari faaliyetlerim var. Ticari faaliyetlere ilişkin detay verirsem ticari faaliyetler durabilir. Faaliyetlerimin vakıfla bağlantısı yok arkadaşlarımla bağlantısı var. “Aslında ben fakir insanları da severim”
* Benim bütün milletim seçkindir. Ama mesela Saint Benua da okuyan bir öğrencinin Saint Benua dan arkadaşları oluyor mecburen. O da ortamda öyle bir yapı varmış gibi gösteriliyor. Kasten yapılmış gibi göstertiliyor ancak öyle değil. Yoksa ben fakir insanları da çok severim onlardan da çok arkadaşlarım var.
“Tepki aldıkça sevap kazanıyorum”
* Bana gösterilen tepkilerden rahatsız olmuyorum. Hatta beni teşvik eder böyle şeyler beni çok canlandırıyor heyecanlandırıyor. Hatta olmadı mı ben bitkinleşiyorum doğrusunu söyleyeyim. Ben üstüne gelindikçe canlanan heyecanlanan ve şevki artan bir insanım. Bu fikirler beni çok açar, hiçbir şekilde de rahatsız olmuyorum. Çünkü ibadettir bunlar. Ben bundan sevap kazandığımı düşünüyorum.
“BAV milli ve manevi değerlere bağlıdır”
* BAV milli manevi değerlerine bağlı Atatürkçü üniter devlete inanmış insanlardan oluşan bir sivil toplum örgütüdür. Özellikle materyalist ve Darwinist zihniyetli insanlar bir takım karalama iddiaları ile önümüzü kesmeye iftara atmaya çalışıyorlar. Türk adaletine güvenmek lazım. Barışçıl bir insanım ben. Demokrasi fikir özgürlüğü içerisinde tartışılmasına inanırım.
“Silivri’ye bir kere dahi gitmedim”
* Arkadaşlar Silivri’de bir çiftliğin çekimleri basına yansımıştı. İnanın oradaki bütün yaşayanlara sorun tek bir kere oraya gitmiş değilim. Ama Kandilli’deki eve zaman zaman gittiğim olmuştur doğru. Ama bunların hiçbiri bana ait değil. Vakfa da değil, arkadaşlarıma aittir.