Montella takımın başına geçtikten sonra ne hedeflendiyse bugüne kadar karşılığını verdi.
Avrupa Şampiyonası'na tarihimizde ilk kez grup lideri olarak gittik. Gruptan çıktık, Avusturya'yı eledik. Dramatik bir şekilde Hollanda'ya elendik. Şimdi de hedef, Uluslar Ligi'nde asıl yerimiz olan A Ligi'ne çıkmak. Galler, İzlanda ve Karadağ'ın olduğu grupta birincilik mücadelesine başladık. İkisi evde biri deplasmanda toplam 7 puan aldık.
Montella'dan ne istendiyse fazlasıyla aldığımız gerçeğini görelim; Avrupa Şampiyonası'nda ciddi şekilde defolu gitmiştik. Birçok oyuncumuzun sakatlığı vardı. Özellikle savunma oyuncularımızı Almanya'ya götüremedik. Oynatmak zorunda olduğumuz oyunculardan yüzde 40'ı kendi takımlarında oynamıyorlardı.
Almanya'daki futbolu çok beğenmesem de mücadele ve coşkuyla iz bıraktığımızı düşünüyorum. Ciddi bir havuzumuz var. Elemelerde ve şampiyonada olağanüstü oynamamamıza rağmen doğru hamlelerle hedeflerimize ulaştık.
Uluslar Ligi'nde Galler deplasmanında hiç beklemediğimiz kadar sert, sıkı bir takım geldi. Sezon başında iyi hazırlanamadığımız için de oyun beklentimizin altında kaldı fakat 1 puanla döndük. Galler maçından sonra oyunumuzun gelişmesini bekledik.
İzmir'de muhteşem seyirci desteği ile gerçekten maçın tamamına yakın bölümde çok iyi performans göstererek haklı bir galibiyet elde ettik.
Ve geldik dünkü maça… Yine Samsun'da çok coşkulu seyirci vardı. İlginçtir ki; maçtaki performansımızın sinyallerini Montella bir gün önceki basın toplantısında verdi.
Tecrübesiyle şu cümleyi kullandı; "Fiziksel ve kondisyonel olarak futbolcularımızın hazırlığı önemli. İlk iki maçta iyi sonuçlar aldık ve performansımız iyiydi. Ekim ayının daha iyi geçeceğinden şüphem yok."
Hep bir yorgunluktan bahsediyoruz ama oyuncular 8 tane lig, 2 tane Avrupa, 2 tane Milli maç oynadılar. 14-15'inci maçlarına çıkacaklardı. Hoca bunları gözlemledi. Takımın dünkü iyi futbolunu, coşkulu ve fiziksel anlamda da iyi durumda olduğunu görüyordu zaten.
Benzer bir oyuncu grubumuz var. Çabuk, birebirlerde etkili 6 tane ofansif oyuncumuz var. Orta sahada derinlemesine oynayabilen, sağa sola top servis yapabilen, oyunun yönünü değiştirebilen ve pozisyon almasını bilen Hakan, Orkun ve önlerinde de gerçekten çok yaratıcı Ardamız var.
Savunma dörtlüsüne baktığımız zaman hem Abdülkerim'in hem de Merih'in konsantrasyonu son derece üst düzeydeydi.
Montella 4 tane öndeki oyuncuyu değiştirdi. Kenan'ın yerini Kerem, Barış'ın yerine Bertuğ, Yunus'un yerine İrfan Can, Arda'nın yerine de tamamen stratejik olarak Kaan Ayhan'ı alarak daha kompakt bir orta sahaya çevirdi.
Montella'nın da söylediği gibi çok agresif, ektili hücum ve yıpratıcı şekilde ataklar yaptık. Yine hocanın söylediği gibi bu kadar istatistiklerde önde olmamıza rağmen son paslarda ve bitiricilikte problemimiz var. Bu da çok doğru bir tespitti.
Montella geldikten sonra en iyi maçı İzlanda maçı görmüştüm. İzlanda maçını bir tık daha geçtik. Rakip ne kadar bizim gücümüzde olmasa da skordan bağımsız takımın oynadığı oyunu çok ama çok beğendim.
MONTELLA TAMAMEN STRATEJİK PUAN HESABI YAPIYOR
Kadro tercihine bakacak olursak; maça başlayan ilk 11, basında yazılan kadronun aynısıydı. Takım 3 günde bir maç yapacak ve 6 saatlik bir yolculuktan 70 saat sonra maça çıkacak. Hocanın kadroyu ikiye böldüğünü düşünüyorum.
İzlanda'da 3-4 oyuncu rotasyona girecektir ama o kadar güçlü 24-25 kişilik kadromuz var ki, zorlanacağını düşünmüyorum.
Dün ilk 11'de başlayan forvet oyuncuları Kerem, Barış ve Yunus'un yerine İrfan Can, Bertuğ ve Kenan olsa hiç kimse buna hayır demez. Bu da geniş ve doğru kadro yapılanması olduğunu gösteriyor.
Stratejik bir teknik adam olduğu için İzlanda'da bir ihtimal 5'li savunmaya da dönülebilir. Hesap şuydu; Galler'den 1 kötü değil, içeride İzlanda 3, içeride Karadağ'a 3, dışarıda İzlanda'da da en kötü 1 puan bizi hedefe taşır.
Stratejik olarak düşündüğü için bu hamleleri görebiliriz. Montella tamamen stratejik puan hesabı yapıyor. Puan hesabı yaparken de gelişen oyunumuzu keyifle izliyorum.
Ayrıca uzun süre sonra 5 gün verilen aranın oyunculara yaradığını gördük, fizik olarak hemen 5 günde kendilerine gelmişler. Futbolcuların fiziki açıdan iyi olması, maç trafiğinden şikayetçi olanların haklı olduğunu gösteriyor.
MONTELLA'NIN KADROSU TARİHİMİZİN 3-4 TANE İYİ KADROSUNDAN BİRİ
Montella'nın kadrosu, tarihimizin 3-4 tane iyi kadrosundan biri.
Bunu biraz daha açalım; Milli takım tarihimizi çok iyi bilen bir futbol adamıyım. Futbol artık çok farklılaştı, çok zorlaştı. Ülkemizde hem tesis anlamında hem de teknik, taktik ve bilimsel çalışmalarla oyuncuların fiziksel kapasiteleri arttı.
Milli takımlarımıza çok önemli kadrolar geldi. Fakat futbolda şuna dikkat etmek lazım; dün oynadığımız Karadağ takımı Yugoslavya'dan parçalanan ülkelerden bir tanesi. Karadağ, Sırbistan, Hırvatistan gibi çok önemli ülkeler var. Aynı şekilde Sovyetler Birliği ve Çekoslovakya da bölündüğü için Avrupa futbolunda ülke takımları fazlalaştı.
Milli takımlarımızın çok önemli kuşakları vardı. Şimdi baktığımız zaman hakikaten uluslararası maç oynayan sayısı çok fazla oyuncumuz var. Yurt dışında oynayan oyuncu sayımız fazlalaştı. Arda, Kerem, Merih, Ferdi, Bertuğ, Merih... Yurt dışına ihraç da yapmaya da başladık. Artık ülkemizde yetişen oyunculardan da faydalanıyoruz.
Ben önemli bir oyuncuydum. Hayatımda hiç genç milli olmadım. Bu uluslararası tecrübe açısından çok önemli bir detay. Bugün mevcuttaki oyuncularımızın çoğu alt yaş milli takımlarında oynadılar. Milli takım alt yaş gruplarında çalışan hocalarımızı ve scout ekiplerini de kutlamak gerekiyor. Umarım bundan sonraki jenerasyon için de altyapılarda iyi çalışmalar vardır.
Şu andaki görüntü şu; alternatif açısından tarihimizin gerçekten çok yetenekli bir kadrosu… Un var, şeker var; bunu güzel bir yemeğe çevirecek bir aşçı gerekiyordu. Montella bunu bir şekilde beceriyor. İzlanda maçı ne olursa olsun biz grupta birincilik için mücadelemize devam edeceğiz.
Gurup liderini en zayıf halka Karadağ belirleyecek gibime geliyor! Karadağ kalan 3 maçında ters bir sonuç alabilir.