Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Anasayfa Özel İçerikler Oray Eğin Fast food dünyasının son yıllardaki en büyük devrimi

        En son bir McDonald’s şubesine gidip Big Mac yediğim tarih 2 Aralık 2016. O gün New York Times’da bir ölüm haberi dikkatimi çekti, Maryland’da rastgele bir tanesine girip Big Mac sipariş verdim. Çünkü o gün Jim Delligatti’nin öldüğünü haberini okudum, bir Big Mac yiyerek rahmetliyi kendimce andım.

        98 yaşında hayatını kaybeden Delligatti zamanında çalıştığı şirketin tavsiyesini dinlemeyerek Pennsylvania’da bir tedarikçiden temin ettiği ekmeklerle kendi icadı hamburgeri satmaya başladı. İki köfte, peynir, özel bir sos, salata ve en önemlisi iki köftenin arasındaki ekmek yıllar içinde McD’nin en bilinen ürünü oldu.

        98 yaşında öldüğüne göre hayatı boyunca hiç Big Mac yememiş diye düşündüm, çocukluğumdan beri ilk kez Big Mac yerken. “Super Size Me” belgeselinden beri benim de bu zincirle ilişkim epey mesafeli, ama tamamen hayatımdan çıkardığımı söyleyemem. Yılda bir-iki kere uğrayıp özellikle ‘nuggets’ almaya devam ettim, ama hiçbir zaman Big Mac’i sevmedim. Bana özellikle o ortadaki ekmek fazla, köfteler de hep yavan gelirdi. Dahası, çok abartılan sosu da yeteri kadar konmuyordu sanki. Herkesin McD mönüsünde kendi favorileri vardır, benimki hiçbir zaman Big Mac olmadı. Gazetede okumasam aklıma dahi gelmezdi.

        Yıllar sonra tattığım Big Mac’ten yine keyif almadım. Yine fazla ekmekli, az soslu ve köftesi kuru geldi. Rahmetlinin anısı için bile bitirmek gelmedi içimden. O gün yediğim son Big Mac’ti ve bir daha asla sipariş vermeyeceğimden emindim. Ta ki geçen haftaya kadar.

        50’DEN FAZLA DEĞİŞİKLİK

        Kasım ayının sonunda Wall Street Journal gazetesi fast-food dünyasının son yıllarda yaptığı en önemli devrimi duyurdu. McDonald’s uzun zaman sonra mönüsündeki birçok hamburgerle birlikte Big Mac’i de baştan sonra yeniden ele geçirip güncellemeye karar verdi.

        Bu kararda klasikleşmiş ürünlerini güncelleme kararında fast food pazarındaki payının azalması etkili oldu. Hamburger son 20 yılda farklı sınıfları birleştiren bir eşitleyici yiyecek olmaktan çıktı, üzerinde altın kırıntılarından çekilmiş kıymetli etlere kadar lüks lokantaların mönülerine girdi. Shake Shack gibi zincirlerle McDonald’s ve rakiplerine biraz daha pahalı ama daha üst seviye alternatifler çıktı. Amerika’da Chick-Fil-A tavuklu sandviçin lideri oldu, California’da yaygın olan Habit zinciri tüketici araştırmalarında en beğenilen hamburgeri yaratmaya başladı. Five Guys hamburgerlerini sık sık canım çekiyor ve en sağlıklı beslendiğim dönemlerde bile kendimi bir şubenin içinde buluveriyorum.

        Altın kemer çoktandır parlamıyor. Journal’ın aktardığına göre McDonald’s geçen sene ABD’deki zincirler arasında 13. sırada yer aldı. 49 bin kişilik araştırmaya katılanların sadece yüzde 28’i canlarının McD çektiğini söyledi. Buna kıyasla Burger King’i canı çekenlerin oranı yüzde 52.

        McDonald’s bir şey yapmalıydı. Uzun yıllardan beri en kapsamlı yenilenme hareketine daldılar ve ve 50’den fazla değişiklik yaptılar. Salataların doğranmasından hamburgerlerin pişme biçimlerine kadar görmediğimiz, farkında olmadığımız, üzerinde düşünmediğimiz ama pek çok ayrıntı test edildi.

        2016’dan beri bir ekibin üzerinde çalıştığı Big Mac ise baştan aşağı yenilendi. Ekip Big Mac’i ele aldığında tıpkı benim gibi biraz kuru bulmuştu. En büyük engel özünü koruyarak nasıl daha lezzetli hale getirileceğiydi.

        Yeni Big Mac’in ekmeği hala üç katlı ama tereyağlı ‘brioche’ benzeri ve daha yumuşak, altı daha kalın. Üzeri yine susamlı ama daha seyrek serpiştirilmiş. Köfteler daha iyi kızarmaları sekizer değil altışar pişiriliyor. Kutuya taşacak kadar daha fazla özel sos kullanılıyor, turşu ve salatalar küçük kaplarda saklanarak tazeliğini korumalarına özen gösteriliyor. Suyu çıkarılmış soğanlar şubelerde çözülüyor ve et kızarırken üzerine serpiliyor. Peynirin daha iyi erimesi için dolaptan daha önce çıkartılıyor.

        GERÇEKTEN TADI FARKLI

        Zincir uzun yıllardan sonraki en iyi hamburgerlerini önce pilot bölge olarak Avustralya’da denedi, bu sene başından itibaren de bütün Amerika’ya yaymayı hedefledi. Bazı şubelerde yeni Big Mac’in bulunduğunu öğrenince haberi okur okumaz peşine düştüm ama beklediğim olmadı.

        Sorduğumda “Her zamanki gibi,” dedi bir çalışan. Yine de denedim ve evde inceledim. Fotoğraflarla kıyasladım, farklı kişilere tattırdım, susam sayısını bile saydım ama yeni mi eskisi mi bir türlü emin olamadım. Daha az susam ve ekmekle köfte arasında peynir görünce yenisini tattığıma emin oldum ama lezzet hayal kırıklığıydı. Hatta ‘Bu muymuş bu kadar abarttıkları değişim,’ diye düşündüm ve Big Mac faslını bir kez daha kapattım.

        Sonra geçen hafta tesadüfen, zincirin yetişkinler için çıkardığı çok çirkin ve saçma bir oyuncağı alabilmek için yolum McDonald’s’a düştü. Seçekler ya McNugget ya da Big Mac’ti, ben ilkini seçtim. Ancak bir başkası Big Mac sipariş verdi.

        Kutudan çıktığı anda bambaşka görünüyordu. Ekmek daha iyi kızarmış, susamlar hakikaten daha az, sos da kutuya taşmıştı. Peynir kesinlikle daha fazla erimişti. Evet, tattığım yeni Big Mac’ti. Denemek için bir ısırık aldığımda da lezzet farkını hemen hissettim. Big Mac belki icadından yıllar sonra namına yakışır bir lezzete kavuştu. Mükemmeldi.

        Dev bir şirketin çok sıradan gibi görünen bir karara, mesela salatanın doğranma şekline beyin gücü, yıllar süren vakit ve bütçe ayırmasının ne kadar hayati olduğunu yeni Big Mac’te anladım. Bu AR-GE ekibine hayranlık besliyorum, çünkü yaptıkları küçük değişiklikler gerçekten özünü bozmadan bütünü iyileştirmeyi başarmış.

        Profesyonel bir yiyici olarak üzerinde hiç düşünmeden hızlıca tükettiğimiz ucuz bir ürünün arkasındaki bu emek ilgimi çekiyor. Big Mac’in yeni sürümü tıpkı bir sonraki iPhone modeli gibi bir büyük yenilik aslında, bu yüzden de merakımı cezbediyor.

        Tenekeyi istediğin kadar parlat misali, sonuçta McDonald’s’da hala McDonald’s. Yılda bir-iki kere uğramak, tıpkı kanunu çiğnemek gibi, cezbedici olabilir. Ama o kadar. Yeni Big Mac ne kadar iyi olursa olsun o kadar da iyi değil. Yine yavaş yemeğe döneceğim.