Bazen biz gazetecilerin şanslı günleri olur.
Cuma benim için onlardan biriydi. Haber ayağıma geldi.
Tesadüfen bir kahvaltı sofrasında Sırrı Süreyya Önder ile karşılaştım ve hemen "İmralı ziyareti ne zaman?" diye sordum.
O karşılaşmadan bir saat önce DEM kaynaklarına ulaşmış ve aynı soruyu onlara yöneltmiştim.
DEM Parti "Biz de haber bekliyoruz" cevabını vermişti.
İşte o haberin kaynağı karşıma çıktı…
Sevgili Önder “Nagehan her şey hazır ama bu kez gerçekten hava muhalefetine takıldık, hava açar açmaz gidiyoruz" dedi.
Bunu mesaj olarak Cuma akşamüzeri paylaştım ve aradan 12 saat geçtikten sonra aylardır beklenen İmralı ziyareti gerçekleşti.
Pervin Buldan ve Sırrı Süreyya Önder’in Abdullah Öcalan ile görüşmesi yaklaşık 3 saat sürdü ve o görüşmeden dün uzun uzadıya tartıştığımız 7 maddelik bir özet çıktı.
Önce şunu söyleyeyim…
Heyecanlı ve mutluyum.
Daha önce açılıp kapanmamış bir parantezin bu kez kalıcı olarak kapanabileceği yönünde umutluyum.
PKK belasından kurtulup Kürt sorununda kalıcı bir çözüme ulaşmak, tam anlamıyla bir kardeşlik hukuku geliştirmek için sonuca şimdiye kadarki en yakın noktada olduğumuzu düşünüyorum.
Elbette süreç neleri getirecek, nereye evrilecek henüz bilmiyoruz.
Ancak Sayın Bahçeli bu ülkeyi havasız bırakan kilitli bir kapının kilidini o cesur Öcalan çıkışıyla açtı.
İmralı ziyaretinden çıkan metin de kilidi açılan kapının kolunu indirdi.
Şimdi o kapıyı ardına kadar açmak için hem iktidara, muhalefete, hem biz gazetecilere ve kanaat önderlerine çok kritik görevler düşüyor.
Bize oksijen getirecek o kapının açılmasını istemek bu ülkeyi seven herkesin arzusudur diye düşünüyorum.
Yani gerçek vatanseverlik, kapsayıcı milliyetçilik o kapıyı açmaya gönüllü olmaktır.
Devlet Bahçeli’nin Ziya Gökalp’e atıfla söylediği “Kürdü sevmeyen Türk Türk değildir! Türkü sevmeyen Kürt Kürt değildir!” ve merhum Alpaslan Türkeş’in “Kürtler ne kadar Kürtse Türkler de o kadar Kürttür! Türkler ne kadar Kürtse Kürtler de o kadar Türktür!" sözleri işte böyle bir milliyetçiliğe ve birlikteliğe işaret eder.
O nedenle kendilerine ‘milliyetçi’ diyerek bu süreci bulandırmak ve baltalamak isteyenlere itibar etmeyin…
PKK terörünü kalıcı olarak bitirmek ve Altan Tan’ın söylediği gibi Kürtlerin haysiyetini koruyarak Türklerin endişelerini gidermek için iktidarın yanı sıra başta CHP olmak üzere muhalefete de ihtiyaç var.
Kısa vadeli hesaplarla günü kurtarmak değil, çocuklarımıza nefes alabilecekleri bir ülke bırakmak istiyorsak bunun başka yolu yok…