Zaman bazen daha hızlı akar.
Son günlerde tam da böyle.
Yetişemiyoruz.
Dün Devlet Bahçeli’yi dinlerken dedim ki içimden “Nagehan tarihin bir kırılma anını yaşıyorsun, bu tanıklığın tadını çıkar, gelecek kuşaklara borçlusun, gözle ve anlat…”
Meclisin açıldığı 1 Ekim'den itibaren Sayın Bahçeli’nin DEM Parti’nin eş başkanı ve ileri gelenlerinin elini sıkması ile başlayan süreç dün yeni bir safhaya geçti.
Devlet Bey ilk kez Abdullah Öcalan’a doğrudan seslendi.
Buna temkinli yaklaşanlar da var, korku salıp itiraz edenler de.
Ben son derece net bir şekilde bu çıkışı destekliyorum.
Devamı gelecek mi, yıllardır başlayan ve sonu gelmeyen süreçler bir nihayete erecek mi henüz bilmiyoruz ama Sayın Bahçeli’yi ters köşe yaptığı ve ezber bozduğu için tebrik ediyorum.
MHP ne diyor?
Acaba Cumhur İttifakı ve DEM cephesi konuya nasıl yaklaşıyor?
Bazı yerlerde iddia edildiği gibi DEM ve iktidar aylardır temas halinde mi?
Bundan sonra neler olacak?
İki tarafın da nabzını yokladım…
MHP’li kaynaklara bu çıkışın arka planını sordum.
Öncelikle bu yeni bir çözüm süreci mi?
Dedikleri şu:
“Nagehan Hanım bunun adı çözüm süreci olmaz. Bu bir kardeşlik hareketi.”
Peki neden şimdi?
Cumhur İttifakı’nın anayasa yapmak için DEM’i tavlama taktiği mi?
“Böyle tarihi bir çağrıyı ve çıkışı anayasaya bağlamak yanlış olur. Etraf ateş çemberi, Türkiye bir ve güçlü durmak zorunda.”
Bahçeli 1 Ekim’de başlattığı süreç üzerine uzun süre kafa yormuş. MHP’li kaynaklar "O tarafını bilmiyoruz" diyorlar ama belli ki Cumhurbaşkanı Erdoğan ile birlikte üzerine düşünülmüş bir adım bu.
“Sayın Bahçeli bu tip çağrıları daha önce de yaptı, 2008’de, 2013’te de, o zaman da PKK’ya silah bırak dedi” dense de bu kez diğerlerinden farklı, ilk kez doğrudan Öcalan’a sesleniş var.
Bunun için DEM Parti ile bir süreç yürütüldüğü yönünde iddiaları MHP tarafı kesinlikle doğrulamıyor.
Müebbet mahkumunun umut hakkı neden olmasın?
Gelelim ‘umut hakkı’ çıkışına.
Bu Öcalan’ın özgürlüğüne kavuşma hakkı mı demek?
Söylenen şu: Bir müebbet mahkumunun da umut hakkı vardır, şayet gereken yapılır ise onun hayali gerçek olabilir. Terör tamamen biter, PKK silahları bırakır, DEM ve türevleri Türkiye partisi olursa büyük bir sorun çözülür.
Devlet Bahçeli üzerinde düşünüp, çalışıp radikal bir çıkış yaparak ortaya bir öneri attı.
Şimdi Cumhur İttifakı bunun karşı tarafta tartışılmasını bekleyecek.
DEM Parti temkinli…
Peki karşı taraf yani DEM cephesi konuya nasıl yaklaşıyor?
Gördüğüm kadarıyla çok temkinliler.
Öncelikle bir süredir iktidar ile temas halinde oldukları, görüşmelerin beş ay önce başladığı yönündeki iddiaları kesin bir dille reddediyor DEM Parti.
İktidar tarafından kendilerine yönelik herhangi bir adım olmadığını söylüyorlar. Bunu geçen hafta bir grup basın mensubu olarak yemek yediğimizde partinin eş başkanları Tuncer Bakırhan ve Tülay Hatimoğulları da özellikle vurgulamıştı.
Cumhur İttifakı ile şu ana kadar herhangi bir temas yok. Sırrı Sakık işaret edilerek bahsedilen kanun tekliflerini parti zaten rutin aralıklarla meclise veriyor.
Gördüğüm kadarıyla DEM Parti pek de rahat değil.
Partinin içindeki genel kanı şu:
“Bahçeli’nin çıkışını önemsiyoruz, elbette yok sayamayız ama içinde tehdit de var, gözdağı da var. Daha önce çok şeyler yaşandı, hepsi hüsranla bitti, bu kez çok daha dikkatli olmalıyız, aksi takdirde yaşanacak hayal kırıklığını tabanımıza anlatamayız”
Kısacası DEM Parti somut adım ve temas bekliyor.