ABD Başkanı Biden’ın iki hafta önce Covid-19 olduğu açıkladığında şaşırmış, aklımdan, “Yaz ayında da olur mu?” diye geçirmiştim…
Önceki gün ABD basınını tararken dikkatimi çekti; meğer iki salgın ülkeyi kırıp geçiriyormuş.
Bunlardan biri Koronavirüsün FLiRT ve LB.1 olarak isimlendirilen soyun KP-2 veya KP-3 diye anılan alt varyantı…
Çok yaygın adıyla Omicron’un alt soylarından biri…
Ancak bir diğeri var ki bütün dünyanın gözü üzerinde.
Özellikle de ABD’nin Colorado gibi orta eyaletlerindeki süt çiftliklerinde ciddi takibe alınmış durumda.
Bu çiftliklerde çalışanlar da yetkili otoriteler tarafından kontrol altına alınmış…
ABD KUŞ GRİBİYLE BOĞUŞUYOR
Endişeyi bu denli yükselten ise bir zamanlar dünyayı kırıp geçiren H5N1 olarak da bilinen Kuş Gribinden başkası değil…
“ABD’de olanın bizimle ne alakası var?” diyebilirsiniz…
Aynı cümleyi 5 yıl önce birileri kullandığında Türkiye’nin önde gelen Halk Sağlıkçılarından Prof. Dr. Levent Akın, “Eğer bir virüs dünyanın bir yerinde varsa bilin ki size de gelecektir…” demişti.
Dediği gibi de olmuştu…
Dolayısıyla Dünya Sağlık Örgütü’nün (DSÖ) de ciddi kontrolüne girmiş.
Hacettepe Üniversitesi Halk Sağlığı Bölümü’nden Doç. Dr. Cavit Işık Yavuz ile dün sohbet ederken DSÖ’nün de kaygılarının yüksek olduğuna işaret etti.
Kuş Gribinin göçmen kuşlarla çok hızlı yayıldığını da anımsattı, “Hayvandan insana geçtiği için kontrol altına alınabiliyor; korkumuz insandan insana geçen bir hale dönüşmesi” dedi.
İngiltere bu nedenle ABD’deki salgının etkisini dikkate alarak 6 seviyeli alarm eşiğini 3’ten 4’e çıkarmış.
Umarım Avrupa’ya da yayılmaz…
BOĞAZ AĞRILARININ GERİSİNDEKİ VİRÜS…
Bu aşamada son dönem çevremdeki birçok kişinin boğaz ağrısı, öksürük ve ateş içinde rahatsızlandığına tanıklık ettiğimi söyledim.
Anladım ki Doç. Dr. Yavuz’u aynı sorunla uğraşırken bulmuşum…
Gençlerde yaşam konforuna etki yapmamakla birlikte, birkaç gün rahatsızlık yaratan bir virüsün baskın olduğunu belirterek başladı.
ABD Başkanı Biden’ı etkileyen virüsün Türkiye’de de gittikçe yaygınlaştığına dikkat çekti.
Bu konuda dayanağı da Covid-19 döneminde Tarım ve Orman Bakanlığı’nın, Türkiye Su Enstitüsü ile birlikte uygulamasını başlattığı “Türkiye Genelinde Covid-19 Yayılımının Atık Sularda SARS-CoV-2 Analizleri İle Takibi” projesi…
Buna göre düzenli olarak belirlenen illerin kanalizasyonlarından alınan verilerle virüs salgının olup olmadığına bakılıyor.
Bu uygulama önceden tedbir alınması açısından önemli bir veri sunumu haline gelmiş ve Türkiye’nin Covid-19 mücadelesinde de önemli rol oynamıştı.
18 İLDEN 12’SİNDE COVİD POZİTİF…
Doç. Dr. Cavit Işık Yavuz, 18 ili kapsayan son verileri yolladı.
Herkese açık olan Tarım Orman Bakanlığı’nın internet sitesine girildiğinde de görüleceği gibi 18 ilin 12’sinde virüs salgını mevcut.
Doç. Dr. Yavuz, daha çok solunum yolu enfeksiyonu gibi başlayan, ciddi öksürüğe neden olan yeni virüs varyantının 35 arıtma tesisi ve 53 numune merkezini kapsayan verilerin alındığı 18 ilden biri olan Antalya’da veri çalışması sürerken geri kalan 12 ilde görüldüğünü belirtti.
Bu 12 il de nüfus ve toplumsal hareketlilik bakımından en etkin vilayetler…
İstanbul da bunun başında geliyor; numune alınan 4 arıtma tesisinin bulunduğu Ambarlı, Paşaköy-1, Tuzla-1, Kadıköy’den numunelerin hepsi de orta seviyede virüs pozitif çıkmış…
Virüsün orta seviyede yayıldığı diğer iller ise Bursa, Diyarbakır, Elazığ, Erzurum, İstanbul, Malatya, Ordu, Samsun, Şanlıurfa, Trabzon, Van, Zonguldak…
Düşük seviyede yayılan iller ise Ankara, Kayseri, Konya, Kütahya ve İzmir görülüyor.
Bu arada turizm bölgelerinde de ciddi yayılma olduğu Bakanlık verilerine de yansımış...
Dileyen bu adresten girip detaylarını da görebilir:
Temmuz 2024 Covid verileri:
https://covid19.tarimorman.gov.tr/
AŞININ FAYDASI
Doç. Dr. Yavuz, Covid-19 virüsünün bağırsaktan atılımının yüksek olduğunu ve bu şekilde toplumsal hareketleri yakalamak açısından önemli veri sunduğunun da altını çizip ekledi:
“Bu yayılım karşısında sonbahar ve kış nasıl geçer ona bakılmalı; evet gençlerde çok etkili değil, hastaneye yatışları gerektirmiyor, ama yaşlı nüfus açısından dikkat edilmeli…”
Buradan bakarak kaygılanılmalı mı?
Doç. Dr. Yavuz da ciddi kaygılanılması gereken bir durum olmamakla birlikte sıcak havanın virüse etki etmediğinin görülmesi açısından önemine işaret ediyor.
Kalabalık yerlerde maske kullanılmasının ne denli gerekli olduğu açısından da önemine dikkat çekti.
Özellikle ileri yaştakilerin dikkat etmesi gerektiğini, ağır geçirmelerine yol açabilecek sonuçlar doğurabileceğini söyledi.
Peki bu kadar aşıya rağmen hala virüsün etkili olması neye bağlanmalı?
Verdiği yanıt önemliydi:
“Toplum aşılı olduğu için vakalar düşük seviyede seyrediyor; aşılı olmasaydı çok büyük sıkıntı ile karşılaşırdık. Aşının getirdiği fayda sayesinde hastaneye yatışlar neredeyse yok denecek durumda. Ama sonbahara ve kışa dikkat etmeliyiz…”
Uyarısında haksız da değil, çünkü virüs ne denli çok kişiye bulaşırsa o kadar alt varyanta bürünüyor; farklılaşıyor.
Bugün için ağır hasta etmeyen farklılaşmanın ilerde ne sonuç getireceğini öngörmek de olası olmuyor.
Kalabalık yerde maske hala en iyi çözüm olarak varlığını devam ettiriyor.