Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Sesli Dinle
        0:00 / 0:00

        İKİ gün öncesinde bombalar yine atılıyordu, ancak binaları, kentin içinde olup biteni uzaktan da olsa görüntülemek olasıydı…

        Dün ise sis içinde kalmış kentten, uçaklardan, obüslerden ardı sıra atılan bombaların yarattığı taze dumanın siyah görüntüsü seçilebiliyordu…

        Günlerdir sınırın sıfır noktasından başarılı şekilde çatışmaları yerinden olduğu gibi aktaran Habertürk’ten arkadaşlarım Çetiner Çetin ve Hakan Öztürk dün öğleden sonra verdiği görüntünün en can alıcı noktası göz gözü görmeyen Gazze’ye havadan yağan bombalardı…

        SİYASİ TALİMAT

        İsrail ve ABD yönetimleri ise orantısız hınç ile atılan bombaları kara harekatına bir türlü geçilememesinin sebebi sayıyordu...

        Oysa İsrail Ordu Sözcüsü Daniel Hagari, sabah saatlerinde yaptığı açıklamada aynen şunu söyledi:

        “İsrail ordusu 'hazır ve kararlı' ancak savaşın bir sonraki aşaması için siyasi talimat bekliyor…”

        Bunları söylerken, ABD’nin Orta Doğu’daki operasyonlarından ders aldıklarını da sözlerine eklemekten geri durmadı, rehinelerin kurtarılması için Mısır’ın etkin arabuluculuğunun sonuç vermesini beklediklerini de ekledi…

        Siyasi talimattan kastı açık…

        Washington yönetiminin kara savaşına girmemesi konusundaki kazık frenden başkası değil.

        Zaten Pentagon'dan Korgeneral James Glynn’in şehir savaşının zorluklarını aktarmak için İsrail’e yollanmasının gerisinde de bu frenleme yatıyor.

        Washinton yönetimi İsrail’in Gazze içine girmesini kesinlikle istemiyor…

        Bunu ABD Başkanı Biden’ın açıklamaları bir yana, bütün devlet yönetimi istiyor; ABD’nin önde gelen köşe yazarının makalelerine de gerekçeleri açıktan yansıyor.

        HAVADAN BOMBARDIMAN, KARADAN DAHA MI İNSANİ?

        “Kara savaşına hayır…” grubuna son olarak da eski Başkan Barack Obama katıldı…

        Kişisel hesabından yaptığı açıklamasındaki şu bölüm önemliydi:

        “Dünya bölgedeki gelişmeleri yakından izliyor ve İsrail'in insani maliyetleri göz ardı eden herhangi bir askeri stratejisi nihayetinde geri tepebilir…”

        İsrail’in uluslararası hukuka da uyması gerektiğine vurgu yaptı.

        Sivil halka karşı devam eden su ve elektriği kesme uygulamasının da insani krizi daha da kötüleştirmekle kalmayıp, “Filistinlilerin tutumlarını nesiller boyu daha da sertleştirmelerine yol açacağı; bölge barışı ve istikrarına yönelik uzun vadeli çabaları baltalayacağı” konusunda da uyardı.

        HANGİSİ DAHA AZ MALİYETE SAHİP?

        Obama’nın yazılı açıklamayı yaptığı saatlerde, kameraman arkadaşım Hakan Öztürk, Habertürk ekranında bombaların dumanı altında göz gözü görmeyen Gazze kentine uçaktan ve obüslerden yağan bombaları gösteriyordu…

        Tam 18 gündür tonlarca bombanın yağdırıldığı yer de öyle büyük bir alan da değil; uzunluğu 41, genişliği en fazla 9 km olan bir bölge…

        En çok bombanın atıldığı Gazze ise 4 km genişliğinde, 5 kilometre de eninde bir kent…

        Gelin bu görüntüler arasında şu sorunun yanıtını arayalım:

        Hangisi çok daha ağır insani maliyet üretiyor? Havadan yağan bombalar, kara harekâtından daha az insani maliyete mi sahip?

        Yoksa “insani maliyetten” söz edilen Gazze’de tepelerine günlerdir bomba yağan Filistinliler değil de, İsrail ve ABD’nin gelecekteki çıkarları ve nesiller boyu vereceği hesaplar mı?

        Bombalar altında hayatını kaybeden 5 binin üzerindeki Filistinlinin maliyete dâhil olabilmesi kaçının ölüp, daha kaç binanın yıkılması gerekiyor?

        BATININ KAYGISI İNSANLIK MI?

        Hamas yaptığı saldırının maliyetinin bu denli çok olacağını belki öngörmedi veya geçmiş davranışlarını da gözeterek İsrail’i bu noktaya çekti…

        Buna karşın, ABD başta olmak üzere batılı liderleri bulan İsrail de bunu durumu fırsat bilip, Gazze’deki herkesi yok etme politikasına soyunmadı mı?

        Şimdi deniliyor ki Filistin yönetimi ile iki devletli bir çözüm bulunmadan, Bati Şeria’da gayrimenkul hırsızlığı sayılan Yahudi yerleşimler sona erdirilmeden Gazze’ye kara harekatı yapılmamalı…

        Eğer bunu yaparsa 1973’te Yom Kippur Savaşı’nın benzeri çatışmayı başlatır…

        Bu da İsrail’e zarar ermekle kalmaz, ABD yanlısı ittifak yapısını çökertir…

        Camp David’den, Oslo’ya uzanan barış anlaşmaları ile Arap ülkeleri ile imzalanmaya başlanılan İbrahimi Anlaşmalarını ortadan kaldırır; bölgedeki normalleşme çabalarını tüketir…

        Doğu Akdeniz’deki hidrokarbon enerji kaynaklarının çıkarılması ve batıya taşınmasının önünde ciddi engel oluşturur; bu da Rusya ve Çin’in işine gelir…

        Washington’da ve Avrupa’nın birçok başkentinden yazılıp çizilen, ekranlardan aktarılan sözler, haberler bu yönde…

        UTANCIN AĞIR MİRASI

        Bunların içinde bırakın savaş suçunu, insanlığı toplu yok etmenin engellenmesi gerektiğine vurgu yapan bir cümleye rastladınız mı?

        Yani kara harekâtı insanlığa karşı suç teşkil edecekken, havadan yağan tonlarca bomba aynı etkiyi yaratmıyor mu?

        Soruya yanıt için uzağa gitmeye gerek yok…

        Tel Aviv’de destek fotoğrafları veren batılı liderlerin kendi ülke sokaklarındaki kalabalığın sloganlarında yanıtını bulmak olası…

        Gazze’de yaşanan savaş, nesiller boyunca İsraillilerin önüne çıkacak.

        Her bir İsrailli gittiği bir başka ülkede Gazze’de yaşanan insanlık suçunun sorgulamasıyla karşılaşacak…

        Yanıtını veremeyeceği sorular ve sözler işitecek…

        Üzerlerinde bugünkü İsrail yönetiminin en ağır mirası olarak kalacak…