ZATEN temeli hazırdı...
Devamı geldi; Suriye ile başladı, Ukrayna'ya sıçradı...
Önce Kafkaslara oradan da Balkanlara atladı...
Orta Doğu'ya da ulaşacağı bekleniyordu; şaşırtmadı...
Çam ağacı yangınında kozalak atması gibi, ateşini her yere yaydı...
Bugün Kafkaslardan, Balkanlara, dün itibarıyla da başlangıcından ağır sonuçlar üreteceği açıkça belli olan Orta Doğu’ya kadar her yerde savaş tamtamları çalınıyor...
Kış aylarına girdiğimiz bugünlerde bölgede ağır bir soğuk yanması yaşayacağı kesin...
SAVAŞ İLANI
Ukrayna’da zaten devam eden, Karabağ’da tam barışa ulaşıldı sanıldığında yeniden alevlenen, Ankara saldırısıyla Türkiye’nin haklı tepkisiyle yükselen Suriye’nin kuzeyinde iki NATO üyesini karşı karşıya getiren, Sırpların Kosova sınırına yığınağı ile Balkanları da kapsayan çatışmanın tıpası açıldı...
Geleceğin ağır olacağını gören ülkeler dün tıpayı yeniden yerine takmak için kolları sıvamıştı...
Ancak Hamas’ın silahlı kanadı İzzeddin el-Kassam Tugayları’nın Aksa Tufanı adını verdiği operasyonla başlattığı saldırıya karşı İsrail'in Demir Kılıçlar misillemesi sorunun çok büyüyeceğini gösteriyor...
İzzeddin el-Kassam Tugayları Komutanı Muhammed ed-Dayf’ın açıklamasına göre, Gazze’den İsrail’e dün 5 bin roket ve havan fırlatıldı...
Hafta sonu rehavetinde çoğu evinde bulunan 250 İsrailli yaşamını kaybederken, 1800'ü aşkın kişi de yaralandı...
İsrail anında misillemede bulundu ve Hamas’ın yaşam sürdüğü, roketlerin geldiği Gazze’ye operasyon başlattı...
Saldırı sonucu Gazze'de 300'e yakın Filistinlinin öldürüldüğü, iki bin civarında kişinin de yaralandığından söz ediliyor.
İsrail, yedek subayları da göreve çağırırken, Başbakanı Binyamin Netanyahu politik yaşamını da etkisi altında bırakan içinde bulunduğu duruma karşı savaş ilanını şu sözlerle dile getirdi:
“Savaştayız ve biz kazanacağız. Düşman, hiç bilmediği bir bedel ödeyecek...”
DEMİR KUBBE ÇALIŞMADI MI?
Saldırılarla ilgili herkesin dün yanıtını aradığı en önemli soru, bugüne kadar Gazze’den gelen saldırıları engelleyen İsrail’in en gelişmiş savunma gücü olarak gösterilen “Demir Kubbe”nin neden çalışmadığıydı...
İkincisi de ki daha önemlisi Hamas militanlarının İsrail'in içlerine kadar girip karakolu basmaları, bir tankı ele geçirmeleri ve ilk kez İsrail içinde bu denli etkin eylem yapabilmeleriydi...
Oysa İsrail, 2014 yılında 1,3 milyar doları ABD tarafından karşılanan savunma sisteminin bataryalarını yerleştirdiğinde, en küçük bombanın dahi engelleneceğini savunmuştu.
Ancak dün Demir Kubbe’nin çalışmadığı veya çalışsa da engel olamadığı açıktı...
Böylece bölgede bu yılın Mayıs ayında Gazze Şeridi’nde İslami Cihad’a karşı yaptığı saldırı sonrası yaşanan beş günlük savaşın çok daha büyüğünün gongu vuruldu...
Bunun Lübnan ve Suriye'ye yayılması durumunda nasıl bir sonuç üreteceği de aşikar...
Türkiye'nin de arasında bulunduğu ülkelerin çatışmadan uzak sakinleşme telkininin gerisinde de bu yatıyor...
Ancak şurası kesin ki İzzeddin El Kassam Tugaylarının Aksa Tufanı adını verdiği saldırıyla birlikte İsrail tarafına geçip sivil halka karşı uyguladığı şiddet, haklı iken haksız duruma düşmesini de beraberinde getirdi...
İsrail'in elini rahatlattı...
Bugüne kadar Filistin meselesinden Hamas'ı ayırmanın en güçlü yolunu buldu...
Burada Filistin yönetiminin nasıl bir adım atacağı da gelecek açısından önemli; Hamas ile ayrışmasını derinleştirecek mi, yoksa süreç aynı mı gidecek
HİZBULLAH'TAN BEKLİYORDU...
Saldırı sonrası tartışılan en önemli nokta ise Orta Doğu'nun Mossad gibi etkili istihbarat servisine ve savunma teknolojisinin en iyisine sahip İsrail bu saldırıyı nasıl atladı?
ORSAM'da Orta Doğu'daki güvenlik çalışmalarında da bulunan Gökhan Batu'ya dün bu soruyu yönelttiğimde verdiği yanıt aslında durumu açıklayan boyuttaydı:
"İsrail bu saldırıyı bekliyordu; ama güneyden, Gazze'deki Hamas'tan değil, kuzeyden Hizbullah'tan geleceğini bekliyordu. Uzun süredir de buna ilişkin açıklamalar yapılıyor ve ona göre tedbirlerin alındığına ilişkin de yazılar çıkıyordu. Ummadığı, beklemediği bir noktadan darbe aldı..."
Demir Kubbe'nin çalışmamasına ilişkin görüşü de farklı.
Batu, çalışmış olabileceğini ancak, sayısı 5 bini geçen roketler karşısında savunma sisteminin de tıkanma durumuyla karşılaşabileceğine vurgu yaptı.
Bu durumda arada kaçırmaların olmasının kaçınılmaz olduğunu belirtti.
Batu'ya göre İsrail bunun karşılığını almak için günler sürecek büyük bir operasyonun içinde olacak, gerekirse denize de operasyonunu yayacak.
Sıkıntıda olan İsrail hükümetinin içinde bulunduğu durumdan çıkmak için teskin telkinlerine çok kulak asacağını da sanmıyor; onun da eline geçen fırsatı en yüksek seviyede kullanacağına inanıyor.
TAM DA YAKINLAŞMA DÖNEMİNDE
Hamas militanlarının dün İsrailli sivillere yaptığı, geçmişte İsrail askerlerinin Filistinlilere yaptığından farklı değildi...
Bu öne sürülerek mütekabiliyet uygulandığından söz edilebilir; nitekim dün sosyal medyadan yapılan siyasi açıklamalardan bazıları da bu yöndeydi...
Ancak unutulmasın ki mazlum halka uygulanan bu şiddete tepki gösteren batılı bazı ülkelerin Filistin davasının yanında yer almalarını sağladı...
Ayrıca dün batılı televizyonlardaki yayınlara da yansıdığı gibi herkes çatışmanın Doğu Akdeniz'e yayılmasından endişe ediyordu...
Doğu Akdeniz’de kartların yeniden karıldığı, Türkiye ile Mısır ve İsrail’in yeniden yakınlaşma içine girip karşılıklı büyükelçiler atadığı bir döneme denk gelmesi ciddi bir sorunu da beraberinde getirecek...
Örneğin Enerji Bakanı yakında İsrail'e gidecekti; bu seyahatin böyle bir ortamda gerçekleşmesi nasıl olacak?
İRAN İÇERDE RAHATLADI
Rusya-Ukrayna savaşının ardından Avrupa ülkelerinin Doğu Akdeniz’deki doğalgaz ve petrolün kendilerine ulaşmasının yollarını tekrar ele aldığı bir döneme denk gelmesi de işin bir başka boyutu...
O nedenle sorunun çok daha fazla yayılmadan bir an önce sakinleştirilip, ateşkes sürecinin bir an önce başlaması gerekiyor.
Türkiye'nin bu açıdan dün hem İsrail, hem Filistin hem de Gazze tarafında önemli adımlar attığı biliniyor...
Bizzat Cumhurbaşkanı’nın ağzından taraflara itidal tavsiyesinde bulunulması da bunun bir yansıması...
Umarım bir an önce yatışır, çatışmalar durur...
Yoksa Körfez’de Suriye’de yaşananın çok da ağırı ile karşılaşılır.
Kendi toplumunun baskısı altında bulanan İran da bunu çıkış yolu olarak kullanır...
Kozalak yangınını söndürmenin ne denli zor olduğunu da bizde sıklıkla yaşanan orman yangınını yaşayanlar bilir...
Soğuk yanığının acısı fazla hissedilir...