Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Anasayfa Özel İçerikler Kadir Kaymakçı Ne kadar çok şey unuttuğunuzu hatırlıyor musunuz?
        Sesli Dinle
        0:00 / 0:00

        Unuttuğum tonlarca şey arasında beni en çok üzen annemin sesi! Geçenlerde Yasemin, kardeşim, “Ben hatırlıyorum sesini” dedi. Günlerdir kendimi zorluyorum, yok; kafamın içinde annemin sesini aradığımda karşıma kulaklarımı sağır eden, derin bir sessizlik çıkıyor, her seferinde. “İnsan annesinin sesini nasıl unutur!” diye kızıyorum kendime… Şimdiki çocuklar şanslı, annelerinin, babalarının video kayıtları telefonlarında, bilgisayarlarında onlarla yaşayacak ömür boyu oysa ben annemin kahkahasını bir daha asla duyamayacağım… (Kim bilir belki yapay zeka buna da bir çözüm bulur!)

        Marcus Aurelius ‘Düşünceler’ kitabında “Hepimizinki günübirlik hayatlar; hatırlayanın hatırlanandan farkı yok. Hepsi geçici. Hem anılar hem de onun nesnesi. Her şeyi unutmuş olacağın günler kapıda, her şeyin seni unutacağı günler yakın. Bil ki çok geçmeden hiç kimse ve hiçbir yerde olacaksın...” diyor.

        Bir grup gençle Spotify’da eski Türkçe pop şarkıları dinleyip, “Sıradaki senin olsun...” diye eğlenirken Barış Manço’dan ‘Sarı Çizmeli Mehmet Ağa’ şarkısı çıktı. Çocuklar birbirine baktı. Yaşları 15-18 arası değişen çocuklardan hiçbiri daha önce duymamış!

        “Saçmalık” dedim önce biraz öfkeyle. Sonra kendi kendime kızdım “Neden öfkeleniyorum ki” diye. Bir an düşündüm şu 50 yıllık hayatımda ne kadar çok şeyi, kişiyi, yeri unuttum diye işte tam o an fark ettim: Unuttuğum tonlarca şey arasında beni en çok üzen annemin sesi!

        ‘UNUTULMAZ İNSANLAR’ LİSTESİNİN ZİRVESİNDE HZ. MUHAMMED VAR

        Toulouse Ekonomi Okulu’nda Toplu Öğrenme Merkezi’nde profesör olan Cesar A. Hidalgo, odasında dinlediği şarkıyı bilip bilmediğini sorduğu öğrencisi, “Coldplay mi?” deyince müzik, filmler ve bir zamanlar popüler kültürde herkesin dilinde olan diğer tüm şeylerin toplumsal hafızadan nasıl silinip gittiğini sorgulamaya başlamış: “Dinlediğim şarkı John Lennon’dan ‘Imagine’di…”

        Hidalgo, ve bazı meslektaşlarının geliştirdiği ve M.Ö. 3501'den 2023'e kadar tarihi şahsiyetleri popülerliğe göre sıralayan bir veri kümesi olan Pantheon'nda en çok hatırlanan, ‘Unutulmaz İnsanlar’ listesinin zirvesinde Hz Muhammed var. İki numarada fizikçi Newton, Hz İsa dördüncü sırada.17. sırada Trump var (!?) Kanuni Sultan Süleyman 38...

        Oyuncular arasında Slyvester Stallone ilk sırada, futbolcularda Pele, yazarlarda Homeros, tenisçilerde Björn Borg…

        Pantheon, konumlar, meslekler ve biyografilere odaklanan güçlü bir veri görselleştirme motoru aracılığıyla 70 binden fazla biyografiye ilişkin veri içeriyor. Pantheon'un biyografik verileri, Wikipedia'nın 15'ten fazla dil sürümünde bulunan tarihi karakterlerin yaşı, mesleği, doğum yeri ve ölüm yeri hakkındaki bilgilerden oluşuyor. Yani bu sıralamalar farklı dildeki Wikipedia sayfa görüntülenmelerinden elde edilen biyografilerden, özellikle 25'ten fazla Wikipedia sayfasından elde edilen verilerle oluşturuluyor.

        İnsanlığın başından beri 100 milyardan fazla insanın yeryüzünden geçtiğini düşünürsek hatırlamaktan çok unutuyoruz... Araştırmalar da bilgilerin yaklaşık yüzde 56'sının bir saat içinde, yüzde 66'sının bir gün sonra ve yüzde 75'inin altı gün sonra unutulduğunu söylüyor zaten!

        UNUTTUKLARINIZDA ARTA KALAN KIRINTILARI HATIRLAYACAKSINIZ

        Nörobilimci Elizabeth Kensinger neden bazı şeyleri unuttuğumuzu şöyle açıklıyor: “Temelde, hafızayı geçmiş içeriklere erişebilmemiz için gerçekleşmesi gereken üç farklı aşama olarak düşünmek istiyoruz. İlki, bilgiyi hafızaya almaktır, bu işleme kodlama denir. Sonra, bu bilgiyi saklamanız gerekir ve buna depolama veya birleştirme denir. Bu, bilgisayarınızda yeni oluşturduğunuz belgedeki kaydet düğmesine basmaya benzer, ancak bilgisayardaki bu benzetmenin aksine, bu içeriği sürekli olarak beyninizde yeniden depolamanız gerekir. Ve son olarak, bu bilgiyi ihtiyaç duyduğunuz anda zihninize getirebilmelisiniz. Hafıza, bu farklı aşamalardan herhangi birinde hataları yansıtabilir. Hataların ortaya çıktığı en yaygın zamanlardan biri, genellikle yeterince çaba harcamadığımız veya yeterince dikkat etmediğimiz ilk kodlama aşamasıdır.”

        Daha öğrendiğimiz an unutuyormuşuz aslında! Her şeyi hatırlamaya çalışmanın saçmalık olduğunu söylüyor bazı araştırmacılar: “Böyle bir şey asla olmayacak! Unuttuklarınızda kalan kırıntıları hatırlayacaksınız…”

        HER ŞEYİ UNUTURSAK MEDENİYETİMİZ BİR ANDA ÇÖKER

        Cesar A. Hidalgo ve meslektaşlarının hazırladığı ‘Kolektif Hafıza ve Dikkatin Evrensel Çöküşü’ başlıklı rapor, insanların ve şeylerin yaklaşık 5 ila 30 yıl boyunca ‘sözlü iletişim’ yoluyla canlı tutulduğu sonucuna varıyor. Daha sonra yazılı ve çevrimiçi kayıtlara geçiyorlar ve burada daha yavaş, daha uzun bir çöküş yaşıyorlar. Makale, iletişim teknolojilerindeki değişikliklerin, dikkat derecemizi etkilediğini ve şarkılardan bilimsel makalelere kadar tüm kültürel yaratımların bu evrensel bir çöküş sürecini izlediğini söylüyor.

        Hidalgo ‘toplumsal hafızayı, “En basit şekliyle çok sayıda insan tarafından paylaşılan bilgi veya bilgiler” olarak tanımlıyor. Toplumsal hafızanın bozulmasının önemini ise şöyle anlatıyor: “Kültür ve hafıza sahip olduğumuz tek şeydir. Kültürel hafızaya değer veririz çünkü bu bilgiyi etrafımızdaki her şeyi inşa etmek ve üretmek için kullanırız. Bu bilgi geleceği inşa etmemize ve henüz çözmediğimiz sorunları çözmemize yardımcı olacaktır. Eğer uzaylılar buraya gelip sihirli bir değnekle bize dokunsalar ve herkesin her şeyi unutmasını sağlasalar -arabalarımızı, binalarımızı, köprülerimizi, uçaklarımızı, güç sistemlerimizi ve benzerlerini- toplum olarak anında çökeriz!”

        Herkesin John Lennon’ın ‘Imagine’ şarkısını bildiğini düşündüğünü belirten Cesar A. Hidalgo, “Öğrencim muhtemelen 20’li yaşlarında ama "Imagine" şarkısının onun jenerasyonunda benim jenerasyonumdaki kadar popüler olmadığını fark ettim ve muhtemelen benim jenerasyonumda ondan önceki jenerasyondan daha az popülerdi. İnsanların bir şeyleri hatırlamak için sınırlı bir kapasitesi vardır. İçerik için büyük bir rekabet var ve bir şeyi bilen veya hatırlayan insanların sayısı zamanla azalıyor. Elvis Presley hatıraları için başka bir örnek daha var. İnsanlar yıllardır Elvis hatıraları satın alıyor ve bunlar için büyük paralar ödüyordu. Sonra aniden fiyatlar düşmeye başladı. Olan şey şuydu, Elvis hatıraları toplayan insanlar ölmeye başladı. Aileleri tüm bu Elvis eşyalarıyla baş başa kaldı ve bunları satmaya çalıştı. Ama bunları satın alan herkes de ölüyor...” diye konuşuyor.

        “HER ŞEYİ UNUTACAĞIMIZ VE HERKESİN BİZİ UNATACAĞI GÜNLER YAKIN”

        Bazı araştırmacılar kolektif hafızanın takvim zamanına göre değil, yeni içeriğin üretildiği hıza göre zayıfladığını söylüyorlar. İnternetin bu kadar geliştiği, sosyal medyada gündemin ışık hızıyla değiştiği, yeni içeriklerin üzerimize boca edildiği bir çağda unutmayacağız da ne yapacağız!

        Hidalgo, “Beatles ortaya çıktığı için Elvis'i unutuyoruz, Led Zeppelin ortaya çıktığı için Beatles'ı unutuyoruz, Metallica ortaya çıktığı için Led Zeppelin'i unutuyoruz, vb. Ancak bazı şeyler bir nesil için çok değerli hale gelir ve insanlar sadece yeni içerikler ortaya çıktığı için onları unutmazlar. Bu yüzden zayıflama insanların karakteristik bir özelliği olurdu, içerik hacmi değil. Bu iki şeyi ayırmak için, içeriğe çok farklı zaman dilimlerinden bakmamız gerekir. Şu anda, bu soruyu cevaplamak için ihtiyaç duyacağımız veri zenginliğine sahip değiliz…” diyor.

        Çok değil birkaç hafta önce tüm ülkenin konuştuğu, TV ekranlarında saatlerce tartışılan, sosyal medyada binlerce paylaşım yapılan bir olayı bugün hatırlamakta zorlanıyoruz. Tonlarca şey öğreniyorum unutmak için… Aurelius dediği gibi “Her şeyi unutmuş olacağımız günler kapıda, her şeyin bizi unutacağı günler yakın...” Benimse unuttuğum tonlarca şey arasında en çok üzüldüğüm şey annemin sesi!